19 Mart’ta başlayan İBB protestolarına katıldığı için 10 genç hâlâ tutuklu: Sevdiklerinden ayrı bir bayram daha

19 Mart’ta başlayan İBB protestolarına katıldığı için 10 genç hâlâ tutuklu: Sevdiklerinden ayrı bir bayram daha

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve CHP’li yöneticilere yönelik 19 Mart’taki operasyonların ardından başlayan protestolar nedeniyle yüzlerce genç gözaltına alındı, onlarcası tutuklandı. Aradan aylar geçmesine karşın 10 genç hâlâ cezaevinde. Tutuklular arasında bir avukat da bulunuyor. Kurban Bayramı’nı ailelerinden, sevdiklerinden, öğrenciliklerinden ve mesleklerinden kopuk geçiren gençler için hukukçulardan “Bu süreç hukuk değil, açık bir siyasi baskı” tepkisi geldi.

‘BARIŞÇIL GÖSTERİ HAKKI’

Cumhuriyet’e konuşan avukat Ekin Bircan, gençlerin katıldığı eylemlerin anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında barışçıl gösteri hakkı olduğunu vurgulayarak tutuklamaların siyasi gözdağı niteliği taşıdığını söyledi. “Bu çocuklar şiddet eylemine karışmadılar. Slogan attılar, pankart taşıdılar, anayasal haklarını kullandılar” diyen Bircan, şunları kaydetti: “Tutuklama, delil karartma ya da kaçma şüphesiyle değil, doğrudan siyasi nedenlerle uygulanıyor. Sadece bir protestoya katılmak, hele ki barışçıl ise ne kuvvetli suç şüphesi yaratır ne de tutuklama nedeni oluşturur.”

‘SAVUNMANIN TUTUKLANMASI’

Bircan, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda açıkça düzenlenen “ölçülülük ilkesine” de dikkat çekerek, tutukluluğun bir cezaya dönüştüğünü belirtti. Avukat Bircan, gençlerden birinin kendisi gibi bir hukukçu olmasına da dikkat çekerek bu durumun sadece kişisel bir hak ihlali değil, aynı zamanda savunma hakkının da tutuklanması anlamına geldiğini belirterek “Bir avukatın protestoya katıldığı için cezaevinde olması, ‘Hukuku savunanı da cezalandırırız’ mesajıdır. Bu, yargıya duyulan güveni doğrudan sarsar.” dedi.

‘HUKUKİ DEĞİL, SİYASİ’

Avukatın Sesi İnisiyatifi’nden Pınar Akbina ise “Bu süreç hukuki değil, doğrudan siyasidir. Yargı artık bir cezalandırma mekanizması gibi işliyor. Gözaltı ve tutuklama, bir koruma tedbiri olmaktan çıkarıldı, mahkûmiyet gibi kullanılıyor. Oysa bu gençler, ceza verilse bile cezaevinde kalmalarını gerektirmeyecek fiillerle suçlanıyor” diye konuştu.

Meslektaşlarının yalnızca ifade özgürlüğü nedeniyle cezaevinde tutulduğunu vurgulayan Akbina, “Bu sürecin amacı, sadece gençleri değil, hukukçuları da susturmak. ‘Muhalif olamazsınız’ deniyor” ifadelerini kullandı. Akbina ayrıca yargıya duyulan güvenin OECD ülkeleri içinde dibe vurduğunu hatırlatarak adalete inancın toplumsal olarak yüzde 20’nin altına düştüğünü belirtti. Gençlerin avukatları ve aileleri ise haftalardır mahkemelerden gün alamadıklarını dile getirdi.