Ana sayfa Gündem ‘Vatandaşa hukuk güvenliğini eksiksiz vermemiz gerekiyor’

‘Vatandaşa hukuk güvenliğini eksiksiz vermemiz gerekiyor’

157
0

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yargı reformu paketine ilişkin, “Türkiye düşmanları Türkiye’yi diktatör olarak gösterip kendi senaryolarını oluşması için ortam istiyorlar. Bizim de bunlara karşı dünya kamuoyunu samimiyetimize inandırmanın tek yolu vatandaşlarımıza hukuk güvenliğini eksiksiz vermekten geçer.” dedi.

Atatürk Üniversitesi, Türkiye Barolar Birliği ve Erzurum Barosunca Atatürk’ün Erzurum’a gelişinin 100. yılı kapsamında ortaklaşa düzenlenen “100. yılında Erzurum Kongresi” konulu panele katılan Feyzioğlu, program öncesi gazetecilere açıklamada bulundu.

Feyzioğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin gündeminde çok önemli bir yargı paketinin olduğunu hatırlattı.

Söz konusu paketin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Feyzioğlu, “Türkiye’nin şahlanmasının önünde hiç bir engel bulunmamaktadır. 82 milyon insan potansiyelinin yüzde 100’ünün kullanılması, hiç kimsenin kendisini dışlanmış hissetmemesi için adalet paydasında erişilebilir ve güven verici bir adalet çizgisinde buluşması gerekmektedir. Yargı reformu paketinin temmuz ayında kanunlaşmasını diliyoruz.” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanımızın sözü havada kalmasın”

Yeni yargı paketinin hazır olduğunu belirten Feyzioğlu, şöyle konuştu:

“Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın milletimize taahhüdü olmuştur. Dolayısıyla TBMM’nin ve devletimizin Cumhurbaşkanımızın sözünü havada bırakmamasını diliyoruz. Halkımız bu konuda haklı bir beklentiye girmiştir. Yargı reformu paketi tamamen Adalet Bakanlığı’nın şapkası, çatısı altındaki ilgili kurumlarca yazılmıştır. Yargı reformu paketi çalışma yönetimi itibariyle gurur vericidir. Ben son 25 yılı bilerek söylüyorum. Daha önce bu çapta çoğulcu ve katılımcı bir çalışma yürütülmemişti. Yargı reformu anahtar özellik taşıyacaktır.”

Feyzioğlu, Türkiye’nin seçim ortamından çıktığını anımsatarak, ülkenin birikmiş sorunlarının olduğuna dikkati çekti.

“Düşmanlarımız Türkiye’yi diktatör göstermenin peşinde”

Yurt dışında ülkenin aleyhine yapılan yayınlarda Türkiye’ni yargı konusunda ciddi ve samimi olmadığının söylediğini aktaran Feyzioğlu, şunları kaydetti:

“Hukuk devleti inşasında sağlam demokrasiyi oturtmaya çalışan bir devlet bir buçuk sene boyunca binlerce kişiyi katarak neden yargı reformu yapmakla uğraşsın. Burada samimi düşünce ve irade vardır. TBMM’nin Türkiye düşmanlarına bu samimiyeti, ciddiyeti ve iradeyi sorgulama fırsatını vermemesi lazımdır. Türkiye düşmanları Türkiye’yi diktatör olarak gösterip kendi senaryolarını oluşması için ortam istiyorlar. Bizim de bunlara karşı dünya kamuoyunu samimiyetimize inandırmanın tek yolu vatandaşlarımıza hukuk güvenliğini eksiksiz vermekten geçer. TBMM’ye sesleniyorum gelin 3 gün daha birlikte çalışalım. Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözü havada kalmasın milletin beklentisi boşa çıkmasın.”

Metin Feyzioğlu, burada yaptığı konuşmada ise gelecek için ihtiyaç duyulan milli his ve bilinci uyandıracak bir günü yaşadıklarını söyledi.

Milli iradenin Erzurum’dan başlayarak tüm Anadolu’yu bir güneş gibi aydınlatmasının 100. yılının kutlandığını ifade eden Feyzioğlu, “Bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisini, yaptıklarını bir dayatma ve çarpıtmalarla değil olduğu gibi artık anladığımıza inanıyorum. Biz, ilk adımın 100. yılında Mustafa Kemal’i yeniden ve doğru keşfediyoruz. Milli iradeyle neleri başardığını gözümüzle görerek, kalbimizle hissederek keşfediyoruz.” diye konuştu. 

Feyzioğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyüklüğünü herkesin hissetmesini isteyerek, devleti ilelebet payidar kılmanın yolunun da ‘Adalet mülkün temelidir’ cümlesindeki mülk kelimesinin mal ve mülk anlamında değil, devlet manasında kullanıldığını bilmekten geçtiğini anlattı.

Devletin çağdaş uygarlık seviyesini yakalayıp onun da üzerine çıkması ve sonsuza kadar yaşaması için 82 milyon vatandaşı eşit, özgür bir şekilde kucaklayan adalet sisteminin geliştirilmeye ihtiyacı olduğunu aktaran Feyzioğlu, şunları kaydetti:

“Artık hakimlerimizin bağımsızlık ve tarafsızlığını anayasal anlamda tam bir güvenceye kavuşturmak adına Hakimler ve Savcılar Kurulunun oluşumunu yapıcı bir şekilde tartışmaya başlamamız lazım. Öte yandan hukukçunun eğitimini, liyakatini ve ölçme değerlendirmesini en iyi şekilde yapmak zorundayız. Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle hukukçunun yetiştirilmesi, ölçülmesi ve değerlendirilmesi, hakimlerimizin kararlarının özgürlükçü pencereden verilmesi noktalarında çok ama çok önemli hedefler konulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bir diktatörlük olarak göstermek isteyenlere inat bu belge, çoğulcu katılımcı demokrasimizi ve hukuk devletimizi sağlamlaştırma inancımızın bir imzasıdır.”

– “Erzurum, Milli Mücadele ateşinin kıvılcımıdır”

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı da milletlerin medeniyetin beşiği konumunda olan ve tarihin her döneminde tavrını bağımsızlıktan yana koyan Erzurum’un tarihindeki en önemli hadiseleri Türk İstiklal Harbi sırasında yaşadığını belirtti.

Erzurum’un Ermenilere verilmek istendiği bir dönemde üstlendiği misyonun son derece önemli olduğunu kaydeden Çomaklı, “Erzurum Kongresi somut manada hakimiyetin millete ait olduğu ve tam bağımsız demokratik yeni bir devletin temellerinin atıldığı ilk yer olmuştur. Bu durum aynı zamanda Erzurum’u Milli Mücadele’nin beşiği durumuna getirmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmaların ardından Dr. Öğretim Üyesi Zekeriya Türkmen, Prof. Dr. Esin Dayı, Prof. Dr. Yavuz Aslan ve avukat Hüseyin Özbek’in “milli mücadele” konusunda sunum yaptı.

Panele, Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu, Erzurum Baro Başkanı Talat Göğebakan, çevre illerden baro başkanları, öğretim üyeleri ile öğrenciler katıldı.

Katılımcılar, panel öncesi Atatürk Üniversitesi Sergi Salonu’nda açılan Atatürk’ün Milli Mücadele’de faaliyet gösterdiği tarihi yapılar ve “Atatürk Posterleri Gravür Sergisi”ni gezdi.



Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.