İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Marmara Bölge Koordinatörü Ruhi Ademoğlu, Türkiye’ye sığınan Suriyelilere ilişkin, “Bu insanlar keyif için bu ülkeye gelmiyor. Bu insanlar bizi ensar olarak bildiklerinden bu ülkeyi seçiyorlar. Sığınacakları çok fazla yer de yok. Onlara ensarlığımızı göstereceğiz.” dedi.
Ademoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 27 yıl önce kurulan vakfın 135 ülkede çalışma yürüttüğünü söyledi.
Vakıf olarak mazlumlara ve yetimlere el uzatmaya çalıştıklarını belirten Ademoğlu, Patani, Arakan, Gazze, Suriye ve Irak gibi birçok bölgede sıkıntılar yaşandığını kaydetti.
Ademoğlu, Suriye ve Irak’ta yaşanan iç savaş sonrası Türkiye’ye büyük bir göç dalgasının gerçekleştiğini dile getirerek, “Bu göç dalgasından sonra sayıları milyonlarla ifade edilen mülteciler ülkemize geldi. Onlar birer mülteci. Onlar bize misafir olarak geldi. Biz de misafirperverliğimizi göstermek üzere onları ağırlıyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’de son dönemde bazı kesimler tarafından Suriyelilere yönelik algı operasyonu oluşturulmaya çalışıldığına işaret eden Ademoğlu, şöyle devam etti:
“Aslında biraz da hedeflerine ulaşmak anlamında mesafe katettiler çünkü halkın bir tepkisi oluşmaya başladı. Özellikle Suriyeliler üzerinde bir etki bırakmış oldu. İnşallah biz bunları aşacağız. Biz bu kardeşlerimizle kardeşliğimizi ve hayırlarımızı paylaşmak üzere birlikteyiz. Bu birlikteliği hiçbir zaman kimsenin bozmasına müsaade etmeyeceğiz.”
“Kimse vatanını bırakıp başka ülkeye gitme arzusunda olmaz”
Ademoğlu, Türkiye’ye sığınanların ölüm, açlık ve yokluktan kaçarak geldiklerini anlatarak, hiç kimsenin vatanını bırakıp da başka bir ülkeye gitme arzusunda olmayacağını vurguladı.
Suriyelilerin ailelerini ölümden kurtarabilmek için bir kaçış yolu aradığını aktaran Ademoğlu, şunları kaydetti:
“Suriye’de özellikle bu anlamda çok büyük felaketler yaşanıyor. Günde birkaç defa patlamalar nedeniyle birçok insanın ölüm haberleri bizlere ulaşıyor. Sağlıksız ortamlarda yaşamaya çalışıyorlar. Bu insanlar keyif için bu ülkeye gelmiyor. Bu insanlar bizi ensar olarak bildiklerinden bu ülkeyi seçiyorlar. Sığınacakları çok fazla yer de yok. Biz onlara ensarlığımızı göstereceğiz. Birçoğu yakınını kaybetmiş. Annesini, babasını kaybetmiş çocuklar, evlatlarını yitirmiş analar, babalar, hasta, yaralı, yaşlı birçok mazlum var. Biz bu insanları kapı dışarı edecek durumda değiliz. Biz böyle bir toplum değiliz, biz böyle Müslümanlar değiliz.”
