5 yaşam tarzı değişikliği ile epilepsi nöbetlerini yönetmek mümkün!

5 yaşam tarzı değişikliği ile epilepsi nöbetlerini yönetmek mümkün!

Yetişkin epilepsi hastalarının yüzde 70’inin ilaçlarla tamamen nöbetsiz hale geldiğini belirten Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli, epilepside tedavi süreçleri ve modern yaklaşım yöntemlerine dair önemli bilgiler paylaştı.

Epilepsinin toplumda yanlış bilinen ve korkuyla yaklaşılan bir hastalık olduğunu belirten uzmanlar, hastalığın yetişkinlerin büyük çoğunluğunda tamamen kontrol altına alınabildiğini, önemli bir kısmında ise tamamen tedavi edilebildiğini vurguluyor. 2025 yılı itibarıyla ilaçtan cerrahi tedavilere, nöromodülasyondan gen tedavilerine kadar uzanan geniş bir tedavi yelpazesi bulunuyor.

“HASTALARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ TEDAVİYE İYİ YANIT VERİYOR”

Epilepsi, beynin geçici ve aşırı elektriksel boşalımları sonucu tekrarlayan nöbetlerle ortaya çıkıyor. Tek bir nöbet epilepsi olarak sınıflandırılmıyor; tekrarlayıcı olması ve altta yatan bir yatkınlık bulunması gerekiyor. Yetişkinlerde epilepsinin yaygın nedenleri arasında beyin travmaları, inme sonrası hasarlar, tümörler, enfeksiyonlar ve genetik faktörler bulunuyor. Nedeni bilinmeyen olgular da önemli bir yer tutuyor. Ancak nedeni ne olursa olsun hastaların önemli bir çoğunluğu tedaviye olumlu yanıt veriyor.

“İLK TANI HASTALARDA KAYGI YARATIYOR”

Epilepsi tanısı konan hastaların en büyük endişesini “Artık araba kullanamayacak mıyım?”, “İşimi sürdürebilecek miyim?”, “Hamile kalabilir miyim?” gibi sorular oluşturuyor. Günümüzde epilepsi hastalarının büyük bölümü normal yaşamlarını sürdürüyor; doğru koşullar sağlandığında ehliyet alabiliyor ve hamilelik planlayabiliyor. Yeni nesil epilepsi ilaçları daha etkili sonuç verirken yan etkileri de daha az görülüyor. Ayrıca nöbetsiz geçen 2–5 yıl sonrasında hastaların yüzde 30–40’ında ilaçların doktor kontrolünde güvenle kesilebildiği belirtiliyor.

“DİRENÇLİ EPİLEPSİDE GELİŞMİŞ TEDAVİ SEÇENEKLERİ VAR”

Hastaların yaklaşık yüzde 30’unda ilaç tedavisine rağmen nöbetler devam edebiliyor. Bu noktada cerrahi tedaviler ve nöromodülasyon yöntemleri devreye giriyor. Özellikle temporal lob odaklı epilepsilerde cerrahi başarı oranı yüzde 70–90 arasında değişiyor. Vagus sinir stimülasyonu (VNS), responsif nörostimülasyon (RNS) ve derin beyin stimülasyonu (DBS) gibi yöntemlerle ise uygun hastalarda nöbet sıklığı yüzde 50–90 oranında azaltılabiliyor. Ketojenik ve modifiye Atkins diyetleri de destek tedavisi olarak giderek daha fazla tercih ediliyor.

“YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ TEDAVİNİN ÖNEMLİ BİR PARÇASI”

Uzmanlar, yaşam tarzı düzenlemelerinin nöbet kontrolünde büyük rol oynadığını belirtiyor. Basit görünen beş alışkanlık değişikliğinin nöbet sıklığını yüzde 50–100 oranında azaltabileceği ifade ediliyor:

İlaç uyumu: Nöbetlerin önemli bir kısmı unutulan ilaç dozlarından kaynaklanıyor.

Düzenli uyku: Kesintisiz 6–7 saat uyku nöbet eşiğini yüzde 30–40 artırabiliyor.

Dengeli beslenme: Aç kalmak ve yüksek şekerli gıdalar nöbeti tetikliyor.

Stres yönetimi: Nefes egzersizleri ve yürüyüş gibi yöntemler nöbetleri yüzde 45’e kadar azaltabiliyor.

Tetikleyicilerden kaçınma: Yanıp sönen ışıklar, telefon titreşimi veya özel duyusal tetikleyiciler nöbetleri artırabiliyor.

Uzmanlar, epilepside doğru tedavi, düzenli takip ve uygun yaşam alışkanlıklarının birleşmesiyle hastaların büyük bölümünün tamamen normal bir yaşam sürdürebileceğini vurguluyor.