Hollywood’da neden film üretimi azalıyor?

Hollywood’da neden film üretimi azalıyor?

ABD Başkanı Donald Trump’ın “yabancı ülkelerde üretilen” filmlere yüzde 100 gümrük vergisi getirme planı küreselleşmiş ABD film endüstrisi alarma geçti. Netflix ve Disney gibi büyük yapım şirketlerinin hisseleri, yabancı ülkelerde daha ucuza film çekme imkanının ortadan kalkacağı endişesiyle değer kaybetti.

Son yıllarda Amerikan film ve dizileri Avrupa, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerdeki cömert vergi teşviklerinden yararlanarak üretim maliyetlerini düşürüyordu. Hollywood’da çekim yapmak bu nedenle görece pahalı hâle gelmişti. Aynı zamanda sektör oldukça merkezsiz bir yapıya büründü; böylece uluslararası ortak yapımlar kaynakları paylaşabilir hâle de geldi.

Cannes’da yıldızlardan tepki

Trump’ın tarifelerinin sadece sinema filmlerini mi yoksa dizileri de mi kapsayacağı henüz netleşmezken ABD’nin dev pazarında yabancı içeriklere ağır vergiler getirme tehdidi bu yıl 13-24 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Cannes Film Festivali’nde de sert eleştirilere maruz kaldı.

Yeni filmi “The Phoenician Scheme” ile Cannes’da bulunduğu sırada bir açıklama yapan Amerikalı yönetmen Wes Anderson, entelektüel mülkiyet üzerinden uygulanacak bu tür tarifelerin nasıl işleyeceğini sorguladı:

”Bir filmi gümrükte mi tutacaksınız? Filmler öyle taşınmıyor.”

Bu yıl düzenlenen törende Altın Palmiye Onur Ödülü’nü alan Oscar ödüllü oyuncu Robert De Niro ise “Yaratıcılığın bir bedeli yoktur ama görünüşe göre vergiye tabi tutulabiliyor” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.

Hint oyuncu ve yönetmen Vivek Ranjan Agnihotri de sosyal medyada yaptığı paylaşımda, yüzde 100’lük verginin ”zaten zor durumdaki Hindistan film endüstrisini tamamen çöküşe götürebileceğini” söyledi.


Cannes’da Altın Palmiye Onur Ödülü verilen ABD’li aktör Robert De Niro Fotoğraf: Sebastien Botella/Nice Matin/dpa/picture alliance

Hollywood’daki düşüşün nedenleri

Trump, Truth Social’daki paylaşımında ”Amerikan film endüstrisi hızla ölüyor” ifadelerini kullanmıştı. Film LA verilerine göre, Hollywood’daki film çekimleri son beş yılda yüzde 34 azaldı.

Birçok sinema emekçisi işini kaybetti. Ancak bu gerileme sadece yurt dışındaki vergi teşviklerinden kaynaklanmıyor. Covid-19 pandemisi, küresel ekonomik durgunluk ve 2023’te yaşanan uzun soluklu ABD Yazarlar Sendikası ile Oyuncular Sendikası grevleri de üretimi olumsuz etkiledi.

Avustralya’daki Victorian College of the Arts’ta film eğitmeni olan Stephen Luby’ye göre ise ABD yapımları yurt dışındaki teşviklerden faydalanarak maliyetleri düşürdüğü için bu yöntemi tercih ediyor. Luby, DW’ye yaptığı açıklamalada ‘Eğer bu yol izlenmezse, belki de bu filmler hiç çekilemeyecek” diyor.

İronik şekilde Trump’a tarifeler konusunda danışmanlık yapan Mel Gibson’ın son filmi “The Resurrection of the Christ” İtalya’nın güneyinde ve Roma’da çekilecek.


Hollywood’da 2023 yılında gerçekleştirilen grev kapsamındaki bir gösteriFotoğraf: David McNew/Getty Images

Hollywood’un düşüşü abartılıyor mu?

ABD 2023 yılında eğlence içeriğinde 27,7 milyar dolarlık ithalat, 24,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Yani küçük bir dış ticaret açığı oluştu. Ancak Londra Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü Jean Chalaby’ya göre, bu açığın sebebi Netflix gibi platformların “Stranger Things” gibi ABD yapımı içerikleri resmî olarak ihraç etmeyip ABD merkezli platformları üzerinden dağıtması.

Buna karşılık “Squid Game” veya “Adolescence” gibi yurt dışından alınan yapımlar ithalat kaleminde yer alıyor. Oysa bu içerikler Netflix’e yüz milyonlarca dolar kazandırıyor. Chalaby, ”ABD merkezli eğlence endüstrisi küresel anlamda hiç bu kadar baskın olmamıştı” diyor.

Yine de Trump’ın tarifelerinin yürürlüğe girmesi hâlinde, film ve dizi endüstrisinde derin etkiler yaratması bekleniyor. Ancak Chalaby, bu politikaların kimseyi daha zengin etmeyeceği görüşünde.


Netflix’te yayınlanan Güney Kore dizisi Squid Game’de başrol oyuncusu Lee Jung-jae tarafından canlandırılan karakterin yer aldığı bir sahneFotoğraf: Yonhap/picture alliance

Hollywood’dan farklı tepkiler geldi

ABD’de Trump’ın ”yapımları ülkeye geri getirme” amacına yerel film sektörü içinden destek verenler de var. Oyuncuların bağlı olduğu SAG-AFTRA sendikası ve Disney, Netflix, Paramount, Universal ve Warner Bros gibi stüdyoları temsil eden Motion Picture Association (MPA) da içeriklerin ABD’de üretilmesini destekliyor. MPA ayrıca diğer ülkelerin yerli içerik kotalarına ve teşviklerine karşı çıkıyor.

Trump, Şubat ayında duyurduğu genel gümrük politikası kapsamında Avrupa Birliği film pazarındaki korumacı uygulamaları da hedef almıştı. AB’nin medya hizmetlerine ilişkin düzenlemesi üye ülkelerde yayın yapan platformların içeriklerinin en az yüzde 30’unun Avrupa yapımı olmasını şart koşuyor. Ayrıca bu platformlardan yerel yapımlara yatırım yapmaları da istenebiliyor. Ancak bu, Netflix ve Disney’in hukuk mücadelesine konu olmuş durumda.

Yine Cannes’da yeni filmi Nouvelle Vague ile bulunan Amerikalı yönetmen Richard Linklater, Trump’ın bu tarifeler konusunda kararsız olduğunu belirterek ”Bu tarifeler gerçekten uygulanacak mı? O adam fikrini günde elli kez değiştiriyor” dedi. Linklater’ın Paris’te çekilen filminde başrol oynayan Zoey Deutch ise ”Los Angeles’ta daha fazla film çekmek harika olurdu,” diyerek tarifelerin olumlu etkiler doğurabileceğini ima etti:

”Orada yeni bir film çektim ve Paris ne kadar büyüleyiciyse, Los Angeles da aynı şekilde büyüleyici ve tarihiyle etkileyici.”

DW Türkçe’ye nasıl engelsiz erişebilirim?