Zeytinliklerle ilgili kanun teklifi neyi amaçlıyor?
AKP tarafından TBMM’ye sunulan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” hakkındaki görüşmeler tartışmalar eşliğinde TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edildi. Kanun teklifinin zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerinin yapılabilmesini öngören 11’inci maddesi tartışma yarattı.
Teklifin gerekçesinde enerji arz güvenliğini sağlamak, yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmak ve madencilik faaliyetlerini kolaylaştırmak amacıyla hazırlandığı yazıyor.
Hükümet yetkilileri, hem maden arama ve işletme süreçlerinin basitleştirilmesini hem de çevresel düzenlemelerde değişiklik yapılmasını öngören teklifin Türkiye’nin enerji bağımsızlığını güçlendireceğini ve yeşil dönüşümü hızlandıracağını savunuyor.
Ancak çevre örgütleri, muhalefet partileri ve pek çok sivil toplum kuruluşu bu açıklamaya katılmıyor.
Teklifin özellikle zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin veren maddesi sert eleştirilere neden oldu. TEMA Vakfı, Ziraat Mühendisleri Odası, Türkiye Barolar Birliği ve pek çok çevre platformu, teklifin geri dönüşü olmayan bir doğa tahribatı yaratacağı uyarısında bulundu. CHP ve diğer muhalefet partileri ise yasanın “zeytinliklere ölüm fermanı” olduğunu savunuyor. Eleştiriler sadece çevresel değil; aynı zamanda teklifin Meclis’teki gِörüşme süreci de demokratik katılım açısından eleştiriliyor.
DW Türkçe, kamuoyunda tartışma yaratan yasa teklifinin öne çıkan maddelerini derledi:
Zeytinliklerde madenciliğe izin
Teklifin 11’inci maddesi, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerinin yapılabilmesine olanak tanıyor.
Yasa, bu faaliyetlerin “uzman kişilerin katkısıyla doğayla barışık bir biçimde” yürütülmesi koşuluyla yürürlüğe gireceğini öne sürüyor. Ayrıca, kamulaştırılan zeytinlik arazilerin sahiplerine uygun bedelle başka alanların kiralanması öngِörülüyor. Bu hüküm, mevcut 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’yla çeliştiği için tepkilere neden oluyor.
ÇED süreci: Üç ayda otomatik onay
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreciyle ilgili düzenlemelere göِre, kamu kurumları üç ay içinde göِrüş bildirmezse projeye “izin verilmiş” sayılacak. Bu değişiklik, çevresel etkilerin yeterince değerlendirilemeden projelerin hızla hayata geçmesine olanak tanıyabilir. Ayrıca, ÇED süreci ile diğer izinlerin eş zamanlı yürütülmesi hedefleniyor.
Rehabilitasyon bedeli: Yeni mali yükümlülük
Madencilik faaliyetlerinde çevreye uyum için alınan “rehabilitasyon bedeli,” artık ruhsat bedelinden ayrı ve ruhsat bedeli kadar olacak. Bu bedel yalnızca rehabilitasyon için kullanılacak, haczedilemeyecek, devredilemeyecek ve temlik edilemeyecek. Rehabilitasyon yükümlülüklerini yerine getirmeyen şirketlerin üretimi durdurulabilecek.

Zeytinlik alanlarda madencilik yapılabilmesinin önünü açan kanun teklifi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edildi.Fotoğraf: ANKA
Kritik madenler için acele kamulaştırma
Yasa teklifine gِre stratejik veya kritik maden olarak tanımlanan yerlerde acele kamulaştırma yapılabilecek. Ayrıca Cumhurbaşkanı, üretimin yüzde10’unu geçmeyecek şekilde bu madenlerin stoklanmasını zorunlu kılabilecek. Kritik madenler, Millî Savunma, Sanayi, Ticaret Bakanlıklarının göِrüşüyle belirlenecek.
Kurul kararı kamu yararına üstünlük tanıyor
Stratejik ve IV. Grup madenler için kamu kurumları arasında göِrüş ayrılığı yaşanması durumunda, nihai kararı Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın başkanlığındaki ve bakanlardan oluşan bir “Kurul” verecek. Bu kurul, “üstün kamu yararı” gerekçesiyle projelere onay verebilecek.
Orman alanlarında ruhsatsız madencilik dönemi
Devlet ormanlarında yürütülecek madencilik faaliyetleri için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne (MAPEG) bedelsiz izin verilmesi öngِrülüyor. Bu alanlarda madencilik izni alındığında, faaliyetin sonuna kadar bu yetki MAPEG’e geçiyor. Ayrıca, orman izni alınmışsa ÇED sürecinde ayrıca göِrüş alınmasına gerek olmayacak.
Arama ruhsatı düzenlenebilmesi için yatırım teminatı şartı getiriliyor. Böylece yalnızca mali ve teknik açıdan yeterli yatırımcıların ruhsat alması amaçlanıyor. Taahhütlerin yerine getirilmemesi hâlinde teminat irat kaydedilecek.
Asgari üretim şartı: Ruhsat iptali mümkün
Mevcut ruhsat sahiplerinin üretim yapmaması durumunda, artık ruhsat iptal edilebilecek. Yasa, ruhsat süresinin uzatılabilmesi için asgari üretim miktarlarının yerine getirilmesini zorunlu kılıyor. Bu da özellikle üretim yapmayan şirketlerin hak kaybı yaşamasına neden olabilecek.
Rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı projelerin izin süreçlerinin sadeleştirilmesi ve lisans alma sürelerinin kısaltılması hedefleniyor. Özellikle kuş göç yolları dışında kalan projeler için omitolojik göِzlem zorunluluğu kaldırılıyor. İzin, kira ve irtifak işlemlerinde uygulanan teşviklerin beş yıl daha uzatılması planlanıyor.
Neden eleştiriliyor?
Teklife karşı çıkan çevre örgütleri, muhalefet partileri ve zeytin üreticileri, bu düzenlemenin zeytinliklerin yok olmasına yol açacağını savunuyor. 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’na göِre, zeytinliklere 3 kilometre mesafede toz çıkaran tesis kurulması dahi yasakken, yeni düzenleme ile bu korumanın ortadan kaldırılacağı öne sürülüyor.
TEMA Vakfı, kanun teklifine ilişkin açıklamada, zeytinliklerin köِmür madeni için göِzden çıkarıldığını savundu. Zeytinliklerin “taşınabilir” ilan edilmesini eleştiren TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, “Bu düzenlemeler doğayı geri dِönüşü olmayan tahribata sürüklüyor. Zeytinlikler, ormanlar, meralar ve tarım alanları bir kez kaybedilirse geri gelmez. Tüm toplumu doğal ve kültürel mirasa sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.
Zeytinliklerin doğal döngüleri, toprağı ve su yapısıyla bir bütün olduğuna dikkat çeken TEMA Vakfı, bu alanların taşınmasının verimlilik açısından büyük riskler barındırdığını vurguladı.
Ziraat Mühendisleri Odası da teklifin, tarım arazilerinin madenciliğe açılmasının önünü açtığı ve “kırsal yaşamın temellerini sarsacağı” uyarısında bulundu.
Muğla vurgusu: “Adrese teslim düzenleme”
Muhalefet, teklifin özellikle Muğla’daki zeytinlik alanları hedef aldığını öne sürüyor. CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, yasa teklifine ilişkin “Sermaye daha fazla kazansın diye yine kِöylünün ata toprağına gِöz diktiler. Bu sadece ağaç meselesi değil, geçim kaynağı, yaşam hakkı meselesidir” ifadelerini kullandı.
Koordinat verilerek yapılan düzenlemelerle, Milas, Yatağan ve Yenikِöy gibi termik santral böِlgelerinin çevresindeki zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılabileceği öne sürülüyor.
Komisyonda gerginlik: STK’lara kapı kapandı
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını öngöِren teklifin gِörüşmeleri sırasında dün ciddi gerilim yaşandı. Tartışmalar, zeytinciler ve sivil toplum kuruluşlarının komisyona alınmaması nedeniyle alevlendi.
Muhalefet milletvekilleri “Sivil toplum susturulamaz” diyerek uygulamaya tepki gِösterdi. Ortamın gerilmesiyle birlikte söِz alma tartışmaları itişmelere, ardından da fiziksel müdahalelere dِönüştü. Milletvekilleri arasında yumruklu arbede yaşandı. Yaşanan arbedenin ardından göِrüşmelere geçici olarak ara verildi.
Süreç nasıl işleyecek?
Kanun teklifi, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’ndan geçmesinin ardından TBMM Genel Kurulu’na sevk edilecek.
Geçmişte benzer düzenlemeler kamuoyu baskısıyla geri çekilmişti. Zeytinlikleri madenciliğe açan madde ilk olarak 10 Aralık 2022’de sunulan torba yasa teklifine dahildi ve yoğun kamuoyu tepkisi nedeniyle Meclis’teki Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri sırasında geri çekilmişti. Bu kez de sürecin kaderi yine toplumsal tepkiye bağlı.
DW Türkçe’ye engelsiz nasıl erişebilirim?