PCQ, Mağusa Kültür ve Sanat Festivali kapsamında KKTC’deydi: Othello’da bir gece…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, bu yıl 25’incisi düzenlenen Uluslararası Mağusa Kültür ve Sanat Festivali, 25 Haziran’da Türk alternatif rock müziğin yükselen grubu Adamlar konseriyle başlamıştı. Gazimağusa Belediyesi tarafından düzenlenen festivalin ikinci konuğu Prag Çello Dörtlüsü (Prague Cello QuartetPCQ), önceki akşam Kıbrıslı Türklerle buluştu. Müzik akademisi mezunu dört profesyonel müzisyen; çellistler Jan Zvěřina, Štěpán Švestka ve Michal Haring, kontrbasçı Tomáš Otevřel ve davulcu Stanislav Amcha’dan oluşan PCQ, izleyenlere kelimenin tam anlamıyla nostaljisi bol, keyifli ve tarihi bir gece yaşattı.
TİYATRAL TAVIR
PCQ; 14. yüzyılda Kıbrıs Krallığı’nı yöneten Lüzinyanlar tarafından yapılan, Kıbrıs Venedik Cumhuriyeti tarafından ele geçirildikten sonra askeri kale haline getirilen ve 1566’da hapishane olarak kullanıldığı da bilinen Othello Kalesi’nde, ilk kez KKTC’de konser verdi. Grup sahnede, derinlikli, caz esintili geçişleriyle, klasik müziğe özgün bir tavır koyuyor, popüler şarkıları senfonik bir yapıda seslendiriyor. Klasik repertuvarlarının yanı sıra grup sahnede Coldplay’den “Viva la Vida”, Metallica’dan “Nothing Else Matters”, Queen’den “Bohemian Rapsody”, Justin Hurwitz’in bestelediği ve La La Land filmiyle ünlenen “Another Day of Sun”, Hans Zimmer ve Klaus Badelt’in Karayip Korsanları filmi için bestelediği “Pirates of the Carribean” gibi çok sevilen eserleri de seslendirdi. Grubun en dikkat çekici özelliğiyse sahnedeki tiyatral tavırları. Yalnızca müzik icra etmiyorlar, önlerinde duran hayali tiyatro perdesini aralıyorlar.
‘TÜRKİYE’YE YENİDEN GELMEK İSTERİZ’
KONSER sonrası grubun çellistlerinden ve bu grubun ortaya çıkmasındaki başrol Jan Zvěřina ile konuştuk. Zvěřina, Othello’da geçen bu gecenin inanılmaz bir deneyim olduğunu söylüyor. Zvěřina ekliyor: “Bu kadar adanmış ve anlayışlı bir izleyici kitlesinin önünde çalmak her zaman bir zevktir. İlk andan itibaren izleyici kitlesiyle çok özel bir bağ hissettik ve bu bize sahnede elimizden gelenin en iyisini yapmak için daha da fazla enerji verdi. Her konser eşsizdir ve özellikle bu konser bize çok güzel anılar bıraktı. İcra ettiğimiz müziğin bu kadar çok insana nasıl ulaştığını ve hem izleyici kitlesi hem de bizim için unutulmaz anlar yarattığını görmek bizi heyecanlandırıyor.”
‘ÖDÜLLENDİRİCİ DENEYİM’
KKTC’deki ilk konserlerinin nasıl geçtiğini soruyoruz Zvěřina’ya. “Gerçek şu ki çok iyi karşılandığımızı hissediyoruz” diyor. KKTC’lilerin müzikleriyle en başından itibaren, hatta daha sıra dışı parçalarda veya modern düzenlemelerde bile nasıl bağ kurduğunu görmenin onları hoş bir şekilde şaşırttığını dile getiren Zvěřina, “Yaptığımız işi dünyanın farklı yerlerindeki yeni dinleyicilerle paylaşabilmek bizim için çok özel. Gelecekte kesinlikle geri gelmek isteriz” dedi.
PCQ, Türkiye’de ilk kez 2023’te Ankara’da konser vermişti. Zvěřina’ya Türkiye’de yeni bir konser olup olmayacağını sorduk. Şöyle yanıtladı: “O ziyaretten çok özel anılarımız var. Türkiye’deki ilk konserimizdi. Seyirci bizi açık kollarla karşıladı ve orada çalmak bizim için çok ödüllendirici bir deneyim oldu. Gelecekteki konserlere gelince, ister Ankara’ya, ister İstanbul’a veya başka bir şehre olsun, yakında geri dönmeyi çok isteriz. Türk seyircisiyle yeniden bağlantı kurmaktan mutluluk duyarız.