Corbyn ve Sultana, İngiltere’de yeni bir sol parti kuruyor

Birleşik Krallık’ta siyaset sahnesinde önemli bir kırılma yaşanıyor. Coventry South milletvekili Zarah Sultana, İşçi Partisi‘nden ayrıldığını açıkladı. Sultana, uzun süredir birlikte çalıştığı eski parti lideri Jeremy Corbyn ile birlikte ‘yeni bir sol parti kuracaklarını’ duyurdu.

Bu karar, hem parti içindeki mevcut çizgiye tepki olarak hem de Gazze’deki katliama yönelik hükümet politikalarına sert bir eleştiriyle geldi.

Zarah Sultana, 2024 genel seçimlerinde İşçi Partisi’nden parlamentoya girmiş, ancak kısa süre sonra iki çocuk yardım sınırını kaldırmayı savunduğu için partiden uzaklaştırılmıştı. O zamandan beri Avam Kamarası’nda bağımsız milletvekili olarak görev yapıyordu.

“YA BARBARLIK, YA SOSYALİZM”

Sultana, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık’taki mevcut siyasi sistemin ‘çürümüş’ olduğunu ve halkın gerçek bir alternatif aradığını söyledi.

Sultana, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“İktidar, Gazze’deki soykırımın aktif bir ortağı. Yoksulluk artıyor, refah sistemi çöküyor, hayat pahalılığı dayanılmaz boyutlara ulaştı. İşçi Partisi, bu sorunlara karşı hiçbir çözüm sunamıyor.”

Sultana ayrıca, hükümetin refah yasası kapsamında engellileri daha da zor durumda bırakacak düzenlemeler yaptığını vurguladı. Ayrıca Başbakan Rishi Sunak’ın Mayıs ayında göçmenlik hakkında yaptığı ve sonradan pişman olduğunu söylediği ‘ada halkı yabancılaştı’ konuşmasına atıfla şunları söyledi:

“Biz bir yabancılar adası değiliz. Birlikte yaşamayı seçen bir halkız. Önümüzdeki seçimde ise tercih çok net olacak: Ya barbarlık ya da sosyalizm.”

Zarah Sultana

İŞÇİ PARTİSİNDEN İLK TEPKİ

Sultana’nın istifasına karşılık İşçi Partisi’nden yapılan resmi açıklamada, partinin son 12 ayda kayda değer başarılar elde ettiği vurgulanırken şu ifadelere yer verildi:

“İşçi hükümeti olarak maaşları artırdık, dört milyon ek NHS randevusu sağladık, 750 ücretsiz kahvaltı kulübü açtık, üç ticaret anlaşması imzaladık ve dört faiz indirimiyle milyonlarca insanın ipotekli konut kredisi ödemelerini düşürdük. Britanya’nın ihtiyaç duyduğu değişimi yalnızca İşçi Partisi getirebilir.”

GAZZE POLİTİK AYRIŞMANIN ODAĞINDA

Sultana ve Corbyn’in yeni girişimi, özellikle İngiltere’nin Gazze politikaları konusunda İşçi Partisi’nden ayrılan çizgiler üzerine kuruluyor.

İsrail, Gazze’de soykırım yaptığı suçlamalarını kesin bir dille reddederken, İngiltere Başbakanı Keir Starmer bu durumu ‘katlanılmaz’ olarak tanımlamış ve ateşkes çağrısı yapmıştı.

Ancak bazı milletvekilleri, hükümetin İsrail’e karşı daha sert bir tavır almasını ve olanları soykırım olarak tanımlamasını istiyor. Bu konu şu anda Uluslararası Adalet Divanı’nda inceleniyor.

Sultana’nın yeni partisi, İngiltere’deki sol seçmen ve özellikle Filistin yanlısı Müslüman topluluklar arasında güçlü bir karşılık bulacağı tahmin edilirken, Corbyn’in liderliğindeki yeni bir sol oluşumun, mevcut siyasal kutuplaşmada vicdani muhalefet olarak konumlanması bekleniyor.

Jeremy Corbyn, Zarah Sultana

JEREMY CORBYN KİMDİR?

76 yaşındaki radikal sol siyasetçi Jeremy Corbyn, 1983’ten itibaren Londra Islington North milletvekili olarak görev yapmış, 2015–2020 yılları arasında İşçi Partisi lideri ve muhalefet lideri olarak öne çıkmıştır.

Kendisini bir ‘sosyalist’ olarak tanımlayan Corbyn, 2024 yılında, ağırlıklı olarak İsrail politikalarına yönelik katı eleştirel tutumu yüzünden İşçi Partisi’nden ihraç edilmiş ve bağımsız milletvekili olmuştur

Corbyn’in temel görüşleri demokratik sosyalizm çerçevesindedir; öne çıkan ‘ekonomik adalet’ odaklı politika, söylem ve projelerinin arasında şunlar bulunmaktadır:

• Altyapı ve ileri teknolojiye yatırım yapmayı hedefleyen ‘halkın parasal genişlemesi’ (people’s QE) programı
• Demiryollarının kamulaştırılması
• Kamu hizmetlerinin özelleştirmeye karşı korunması
• Zenginlerden daha fazla vergi alınması
• Evrensel temel gelir

Corbyn aynı zamanda, savunma ve dış politikada nükleer silahlanmaya karşı çıkan güçlü bir barış yanlısıdır. Bu çerçevede, NATO’dan çıkılmasını ve Büyük Britanya’nın nükleer programı Trident’ın iptal edilmesini desteklemiştir.

Ayrıca, Ortadoğu’da da müdahaleciliğe karşı durarak, Gazze ve Sri Lanka gibi konularda eleştirel tutum sergilemiş ve Filistin devletinin tanınmasından yana olmuştur.