Terörle bağlantılı Köklü Değişim ve Tevhid dergileri laiklik ve cumhuriyeti açıktan tehdit ediyor

Terörle bağlantılı Köklü Değişim ve Tevhid dergileri laiklik ve cumhuriyeti açıktan tehdit ediyor

Filistin Gazze’deki ablukaya karşı Köklü Değişim ve Tevhid dergileri Ankara’da ortak yürüyüş düzenledi. “Ümmet”, “şeriat” ve “İsrail’le savaş çığırtkanlığı” yapılan eylemi polis izledi. Gözler başkentin göbeğinde gericilik faaliyetinde bulunan iki dergiye çevrildi. Eylemi düzenleyenlerden Köklü Değişim Dergisi; tüm İslam devletlerini “Hilafet Devleti” çatısı altında toplamayı hedefleyen Hizbut Tahrir’in Türkiye yayın organı olarak faaliyet yürütüyor.

Türkiye’de faaliyetlerine 1959’da başlayan Hizbut Tahrir; Yargıtay tarafından 2004’te terör örgütü olarak nitelendirildi. Örgütün Gazze için düzenlediği eylem ve toplantılarda ise hedef Gazze’nin kurtuluşu değil, laik ve demokratik cumhuriyet yerine hilafetin kurulması oldu.

Radikal İslamcı gruplar Hizbut Tahrir’in Türkiye yayın organı “Köklü Değişim Dergisi” ile Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un başyazarlığını yaptığı “Tevhid Dergisi”nin geçen pazar günü Ankara’da Filistin’in Gazze’deki ablukaya karşı ortaklaşa yürüyüş düzenledi. Ancak yürüyüş gericilerin “ümmet”, “şeriat” ve “İsrail’le savaş çığırtkanlığı” yaptığı propagandaya dönüştü.

HİLAFETİ KURMAK İÇİN 40 ÜLKEDE FAALİYET YÜRÜTÜYOR

Bu gruplardan Köklü Değişim Dergisi, Hizbut Tahrir’in Türkiye’deki yayın organı olarak faaliyet yürütüyor. Bu kapsamda Hizbut Tahrir’in Türkiye’deki geçmiş eylemlerini akıllara getirdi. Hizbut Tahrir; Filistinli şeri mahkeme kadısı Takiyyuddin en-Nebhânî tarafından 1948’deki Arap-İsrail savaşının ardından tüm Müslümanları İsrail’e karşı örgütlemek için 1953’de Kudüs’te kuruldu. Siyasi parti gibi çalışan örgüt; İslamcı yaşamı toplumda etkin kılmak, tüm İslam devletlerini “Hilafet Devleti” çatısı altında toplamak ve İslamlık’ı yaymak amacıyla Türkiye dahil 40 farklı ülkede faaliyet yürütüyor.

TÜRKİYE’DE FAALİYETLERİ 1959’DA BAŞLADI

Örgütün Türkiye’de siyasi ve dini çalışmaları ise 1959’da Takiyyuddin en-Nebhânî’nin o dönem yardımcısı olan Filistin’li Abdulkadîm Zellûm tarafından başlatıldı. Örgüt burada faaliyete geçtikten sonra 1967 ve 1974’te üyelerine yönelik tutuklamalar oldu. 1980 Askeri Darbesi’nde de örgüt üyelerine yönelik operasyonlar düzenlendi. 1982 Anayasası’na karşı eylemler düzenleyen örgüte yönelik dönemin sıkıyönetim komutanlığı operasyonlar gerçekleştirildi ve birçok üyesi tutuklandı. Bunun ardından 1985’te de laikliğe karşı eylemler düzenlemesinin ardından yine dönemin sıkıyönetim komutanlığınca birçok örgüt üyesi tutuklandı ve çeşitli hapis cezaları verildi.

AKP DÖNEMİNDE BERAATLAR YAŞANDI

Örgütün Türkiye’de asıl görünürlüğü ise 2000’nin ardından yaşandı. “Terörle Mücadele Kanunu”nun (TMK) 1991’de kabul edilmesinin ardından; 2000’de yapılan Hizbut Tahrir operasyonunda örgüt üyelerine ilk kez TMK kapsamında tutuklama kararları verildi. Ancak TMK’de 2003’te yapılan değişiklikle “bir örgütün ‘terör örgütü’ olabilmesi için ‘cebir ve şiddete başvurması’ şartının” getirilmesiyle birçok hükümlü örgüt üyesi beraat etti. Beraatların ardından ise Yargıtay 2004’te Hizb-ut Tahrir’i “terör örgütü” olarak tanımlayan bir karar aldı. Böylece örgüt ilk kez Türkiye’de terör örgütü olarak nitelendirildi.

‘LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZE DOKUNMAYIN’

Örgüt, 2 Eylül 2005’te ise dünya çapında gündeme gelen bir eylem gerçekleştirdi. Hizbut Tahrir; hilafetin kaldırılışını protesto etmek için örgütlü olduğu tüm ülkelerde eşgüdümlü olarak “Hizbut Tahrir’den İslam Ümmetine ve Bilhassa Kuvvet Sahibi Olanlara Bir Nida” başlıklı basın açıklaması İstanbul Fatih Camisi’nin önünde okudu.

Bu basın açıklamasına ilişkin dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal; “Bu gidişat iyiye gidişat değil, laik, demokratik cumhuriyetimize dokunmayın” ifadeleriyle AKP’ye basın açıklamasına müdahale edilmemesi gerekçesiyle tepki gösterdi. Dönemin hükümetinden ise “Bunlar AKP hükümetine ve Avrupa ile iyiye giden ilişkilerimize zarar vermek istiyor” açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına katılanlara yönelik operasyonlar düzenlendi ve bu kapsamda 17 kişiye 117 yıl hapis cezası verildi.

İSTANBUL’DA HİLAFET TOPLANTISI

Hizbut Tahrir; Köklü Değişim Dergisi aracılığıyla 5 Mart 2017’de, “Dünya Hilafete Neden Muhtaç?” başlığıyla İstanbul’da hilafet konferansı düzenlemek istedi. Konferans çağrısında laiklik ve cumhuriyet “şeytani rejim” olarak tanımlandı. Toplantı, valilik kararı gerekçesiyle gerçekleşmeden engellendi. Hizbut Tahrir’in Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar’ın da arasında olduğu dört kişi hakkında dava açıldı ve dava sonucunda Kar, 1.5 yıl, diğer üç kişi ise 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı.

ÇOCUKLARA ŞERİAT ÇIĞIRTKANLIĞI YAPTIRILDI

Tutuklamalara karşın çalışmalarını sürdüren örgüt; Ocak 2023’te İstanbul Sözleşmesi’ne karşı “Tehlikenin Farkında mısınız?” sloganlı bir broşür yayımladı. Aynı dönemde çocuklara şeriat çağrısı yaptırılan video çalışması yürüttü. İsrail-Hamas çatışmalarının başlamasının ardından ise örgüt; İsrail saldırılarını protesto etmek için sahada çeşitli gerici çalışmalar yürüttü.

LAİKLİK, CUMHURİYETÇİLİK VE ÖZGÜRLÜKLERİ HEDEF ALDI

Örgüt 31 Aralık 2024’te Türkiye’nin 24 ilindeki 50 noktada “İşgale karşı direniş ruhu” başlıklı konferanslar düzenlendi. Türkiye’de kültürel işgal olduğu savunulan konferanslarda, bu kültürel işgalin unsurlarının laiklik, demokrasi, cumhuriyet, milliyetçilik, yurtçuluk, özgürlükler düşüncesi gibi fikir ve kavramlar nedeniyle oluştuğu iddia edildi.