Yönetmenliğini Şenol Önder’in yaptığı ‘Yan Rol’, Boa Sahne’de seyirciyle buluştu: Sizin rolünüz ne?

Yönetmenliğini Şenol Önder’in yaptığı ‘Yan Rol’, Boa Sahne’de seyirciyle buluştu: Sizin rolünüz ne?

Temmuz ayının en sıcak, en kavurucu gününde, Kadıköy’deki Boa Sahne, Tiyatro Mitos’un sahneye koyduğu “Yan Rol” adlı tek kişilik bir oyuna ev sahipliği yaptı. Oyuncu koltuğunda Merve Polat’ın oturduğu oyunun senaryosu Deniz Madanoğlu’na, dramaturgluğu Arzu Önder’e ve yönetmenliği Şenol Önder’e ait.

“Temmuz ayının en sıcak, en kavurucu günü” belirtmesi şunun için yapıldı: Korkunç günlerden geçiyoruz, siyasi iradenin boyunlarımızda kurduğu hükümdarlık nefes almamıza bile izin vermiyor; yangınlar, katledilen canlar, çalınan sorular, ülkenin her kademesini saran üçkâğıtçılık almış başını gidiyorken, yurttaşların bu bunalım günlerinde sanata sarılması, Boa Sahne’nin boş hiçbir koltuğunun kalmaması, insanın içinde küçük de olsa bir umut ışığı yanmasına neden oluyor. Bu umudun varlığını, oyun sonunda sahneden Merve Polat da belirtiyor.

KADINLARIN YAŞADIKLARI

Merve Polat’ın enerjisiyle, düşmeyen temposuyla sahneye seyirciyi oyuna dahil eden tavrıyla seyirciye de hâkimiyet kurduğu oyun, hem mesleğinde hem de hayatında “yan rol” olarak kalmış Canan’ın yaşamını, incelikli bir mizah ve temposu düşmeyen bir olay kurgusuyla anlatıyor. Sahnede Polat’ı tek kişi olarak görüyoruz ama Polat, hem “yan rol” olmaktan bunalmış bir kadını hem yaşamında daha çok “başrol” olmuş en yakın arkadaşını hem babasını ustaca yansıtıyor. Oyun, Türkiye’de kadınların “kız çocukluğu”ndan genç bir kadınlığa giden süreçte yaşadığı sıkıntıları, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini, sinema/dizi sektöründe kadınların yaşadığı zorlukları, aile/arkadaşlık/kadın-erkek ilişkilerini cesurca ele alıyor. Oyun, 7. Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri’nde “yılın kadın komedi oyuncusu”, 2023 Direklerarası Tiyatro Ödülleri’nde “Tek Kişilik Prodüksiyon”, 25. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri’nin “komedi, kara komedi, müzikli oyun” dalında ise “yılın en iyi kadın oyuncusu” ödüllerine değer görülmüştü.

Oyun, önümüzdeki aylarda yeniden Boa Sahne’de tiyatroseverlerle buluşacak.

KÜÇÜK ÇAPLI ŞAŞKINLIK

Koltukla oyunun başlamasını beklerken Polat birden oyuncuların arasında çıkıveriyor. Oyun başladı mı, başlamadı mı yoksa siz de mi oyunun bir parçasısınız anlayamıyorsunuz. Polat, seyirciyle muhabbet halinde, sıkça oyunun içine dahil ediyor. Tepkiler nasıl olduğunu soruyoruz. Şöyle yanıtlıyor: “Yönetmenimizin reji dili sayesinde daha oyun başladığı an itibarıyla seyirciyi oyuna dahil ediyor. Seyirciler daha oyun başladı mı, başlamadı mı anlamadan kendini oyun alanında buluyor. Bu ilk başta ufak çaplı bir şaşkınlık yaratsa da oynadığım karakter çok içten ve cana yakın olduğu için seyirci de bir süre sonra hiç çekinmeden bu karakterle özdeşlik kurup oyuna dahil oluyor.”

‘OYUNUN METNİNE HÂKİMDİM’

POLAT’A, role nasıl hazırlandığını ve “yan” olmasının onu nasıl etkilediğini soruyoruz. Polat, oyunu Tiyatro Mitos’un arşivine dahil etmeden önce bir arkadaşından izlediğini ve oyunun metnine hâkim olduğunu, izlerken oynamayı hayal ettiğini belirtiyor. Tiyatro Mitos ile oyunun yapılmaya karar verildiği aşamada metin ve karakter inceleme sürecinden geçtiğini belirten Polat, süreci şöyle anlatıyor: Yönetmenimiz Şenol Önder ve dramaturgumuz Arzu Önder ile uzun uzun karakteri ve metni inceledik. Sahne çalışmaları esnasında da bu altyapı işimizi kolaylaştırdı. Yönetmenimin her dediğini dikkatle dinlemek ve elimden geldiğince, yılmadan yorulmadan karakteri aramaya devam etmek rolü bulmamdaki en önemli etmenlerden biriydi. Birbirini çok iyi anlayan bir ekiple çalışmak rolü ararken ve ona yaklaşırken işinizi çok rahatlatıyor. O güven ortamında günbegün ‘Canan’a ulaştık. O hikâyemizde bir yan rol olarak tanımlansa da aslında ‘başrol’.”

Karaktere ulaşırken en zorlandığınız şey neydi diye soruyoruz, “En zor tarafı tek kişilik bir metnin başrolü iken aslında hayatının her alanında yan rol olarak kalmış birini hakkıyla oynayabilmekti”, diyor Polat ve ekliyor: “Seyirci tepkileri ve alınan kıymetli ödüllerle de bunu başarabildiğimizi düşünüyorum.”