Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde ödüllü filmler gösterildi: Masal, gerçek, umut…
Türkiye’nin en büyük iki festivalinden, sinema şenliğinden birisi Uluslararası Altın Koza Film Festivali. Edebiyattan sinemaya, tiyatrodan müziğe kadar sanatın her alanında önemli isimler çıkarmış Adanalıların merakla beklediği festival, 22 Eylül’de açılışını yaptı.
“Ulusal uzun metraj film yarışması” heyecanı ise 23 Eylül akşamı gösterilen “Gündüz Apollon Gece Athena” ve “Ev” filmlerinin gösterimiyle başladı.
BÜYÜLÜ BİR ANLATI
Festivalin ikinci günü Tokyo, İstanbul ve Uçan Süpürge film festivallerinden ödül alan “Gündüz Apollon Gece Athena” filminin gösterimiyle başladı.
Filmde, yetimhanede büyüyen Defne’nin (Ezgi Çelik) yetişkinliğinde başına yediği biber gazı kapsülünden sonra öteki âleme göçmemiş ruhlarla iletişim kurmaya başlaması ve annesinin (Lale Mansur) ruhunu/hayaletini görmek istemesiyle Side antik kentinde yaşadığı mistik ve spiritüel olayları capcanlı bir gerçeklikle izliyoruz. Defne’ye bu yolculukta radikal solcu Hüseyin (Barış Gönenen), pavyon şarkıcısı Nazife (Selen Uçer) ve antik dönemden bir rahibe, “Antik Hanım” (Gizem Bilgen) eşlik ediyor. Yönetmen Emine Yıldırım, Defne’nin bu hikâyesiyle yalnızlık, kimsesizliği, sahipsizliği, bu topraklarda kadın olmanın zorluğunu yer yer mizahla fakat katmanlı bir olay örgüsüyle, büyülü bir masal tınısıyla anlatmayı tercih ediyor.
UMUDUN DİRENİŞİ
Gecenin diğer filmi, Orhan Eskiköy’ün yönetmenliğini yaptığı “Ev” filmiydi. Eskiköy, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te meydana gelen korkunç depremden en çok etkilenen Hatay’da, beş kişilik bir ailenin yaşamda kalma savaşına ortak oluyor. Yer yer kurgunun da dahil olduğu filmin kadrajında her şeyiyle gerçek bir hikâye var. İbrahim Karasu, Hülya Karasu, Mustafa Karasu, İdil Karasu, Yunus Emre Karasu ve köpekleri Alfa’nın yaşadığı acı süreci, Hatay halkının yalnız bırakılışını, yaşamak için direnmeyi, umuda sarılmayı tüm çıplaklığıyla izliyoruz.
DÜNYANIN SONUNDAN…
Festival kapsamında önceki gün Rezan Yeşilbaş’ın yönetmenliğini yaptığı “Uçan Köfteci” ve Gözde Kural’ın yönetmenliğini yaptığı “Cinema Jazireh” filmleri gösterildi. Festivalin en merak edilen filmlerindendi “Cinema Jazireh”. Kural, kendi deyimiyle, dünyanın sonu olarak gördüğü Afganistan’dan, Türkiye’nin bugünkü acı durumuna bakıyor. Bunu yaparken kadınlık-erkeklik halinden eşcinsellik olgusuna, Taliban zulmünden Afganistan ve Pakistan’ın bazı bölgelerinde görülen “baça bazi” kültürüne kadar sert konuları işliyor. Fakat şunu hiçbir zaman unutmamamız gerektiğini muştuluyor: Umudu aramayı bırakmamak ve özgürlüğümüzden ödün vermemek…
‘GENETİK KODLARINDA SİNEMA VAR’
Festival kapsamında, 23 Eylül’de, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda “Anılarıyla Ustalarımıza Saygı” söyleşisi yapıldı. Söyleşide gazetemizin yazarı Işıl Özgentürk, oyuncu Halil Ergün ve yapımcı Sabahattin Çetin konuştu. Özgentürk konuşmasında, sinemanın sanatın önemli bir dalı olduğunu aktararak “Adana, o kadar zengin bir doğaya ve o kadar zengin bir tarihe sahip ki kentin insanlarının sinemayı sevmemesi mümkün değil. Adanalıların genetik kodlarında sinema, gösteri, keyif ve aşk yatıyor” ifadelerini kullandı.