AYM’den yurttaşın alacaklarını yakından ilgilendiren önemli bir karar çıktı
Karara göre, İstanbul’da ikamet eden C.Ş isimli yurttaş, bir banka aleyhine Şişli 3. İcra Müdürlüğü’nde 48 bin 854 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattı. Yapılan itiraz üzerine takip durdu. Yurttaş, bankanın itirazının iptali ve asıl alacağa ticari faiz işletilmesi talebiyle dava açtı. Bu davada, yurttaş, dava dışı inşaat firmasının inşaa etmeyi taahhüt ettiği konutu satın almak üzere bankadan konut finansman kredisi kullandığını belirtti. Bu şirkete 20 bin TL ve bankaya da 28 bin 854 TL ödeme yaptığını, konutun teslim edilmeyeceğinin anlaşıldığını, bu nedenle de dava dışı şirkete ve bankaya yaptığı tüm ödemeden bankanın müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürdü. İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi, 2020’de davayı kısmen kabul etti. Takibin 48 bin 854 asıl alacak ve asıl alacağı takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar işleyecek yıllık yüzde 9 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına karar verdi. Karar kesinleşti. Banka tarafından toplam 119 bin 114,76 TL icra dosyasına yatırıldı ve borç ödendi. Harçlar düşüldüğünde başvurucuya ödenecek bedel toplamda 115 bin 866,48 TL oldu.
ALACAK DEĞER KAYBINA UĞRADI
Yurttaş, banka aleyhine İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi’nde dava açtı. Alacağının faizi aşan şekilde değer kaybına uğradığını savundu. Ancak dava reddedildi. Dosya AYM’ye taşındı. Yurttaş, yaklaşık 10 yıllık süreçte döviz ve altın fiyatlarının önemli oranda yükseldiğine, borcun geç ödenmesi nedeniyle temerrüt fazini aşan zararının bulunduğuna dikkat çekti. AYM, yasa koyucunun geç ödenenen alacakların enflasyon etkisiyle uğradığı değer kaybının telafisi ve tazmini için Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Yasa ile bir hukuk yolu oluşturduğuna işaret etti. Bu yasada yasal ve temerrüt faizine ilişkin düzenlemeler yer aldığına dikkat çekti. Kararda, yasal faiz oranının yüzde 9 olarak uygulandığı yıllardaki Merkez Bankası tarafından belirlenen, avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranlarına yer verildi. Bunun dışında TÜİK’in yıllık TÜFE oranları da aktarıldı. Yasal faiz oranı ile TÜFE arasında büyük fark oluştu.
DEĞER KAYBINI ÖNLEYEMİYOR
Kararda, yasada belirlenen faiz oranlarının enflasyon oranlarının altında kaldığı, bu nedenle başvurucunun alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğradığı vurgulandı. Yasadaki düzenlemenin alacağın enflasyon karşısında uğradığı değer kaybını önlemeye elverişli olmadığı kaydedildi. AYM, “Hukuk sisteminde başvurucunun alacağının enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının tazmin edilmesini sağlayacak etkili bir hukuk yolunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır” dedi. İhlal kararı verdi.
TBMM’YE BİLDİRİLECEK
AYM, ihlalin yapısal sorundan kaynaklandığına işaret ederk, “pilot karar usulünün uygulanmasına”, yapısal sorunun çözümü için durumun TBMM’ye bildirilmesine karar verdi. Kararın işçi alacaklarını da yakından ilgilendirdiğine işaret ediliyor. İşçilerin açtıkları alacak davalarında yıllar sonra yapılan ödemeler, yasal faiz oranının düşük olması ve enflasyon nedeniyle büyük değer kaybına uğruyordu.