Türkiye, Gazze görev gücünde yer alacak: ‘Abluka kalkmalı, yoksa İsrail’e asker vermiş oluruz’
Gazze’de ateşkes için uzlaşılırken, bölgedeki taahhütlerin takibini yapması beklenen görev gücü şekillenmeye başladı. Önce Reuters, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu görev gücüne dahil olacağını söyledi.
Reuters’ın haberinde görev gücünün İsrail, ABD, Katar, Mısır ve Türkiye’den oluşacağı, gücün, yeri bilinmeyen cesetleri arama çalışmalarında bulunacağı kaydedildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, uzlaşmanın aşamalarını işaret ederek, “Görev gücünde inşallah biz de yer alacağız” dedi.
‘BU HALİYLE İSRAİL’E KOLAYLAŞTIRICI OLUR’
Emekli Tuğgeneral Ali Er, söz konusu açıklamaları değerlendirerek, “Eldeki mevcut bilgilerle Türk ordusunun kabul etmiş olduğu bu görevin kapsamının ne olduğu tam olarak açık değil. Ne kadar kapasiteyle katılacak, sadece kara gücü mü olacak? En önemlisi İsrail, buradaki çok uluslu gücün faaliyetini kabul ediyor ise, bölgeye uygulamış olduğu ablukayı kaldıracak mı, kaldırmayacak mı? İsrail bu ablukayı kaldırmadıkça Türk ordusunun orada görev yapmasının İsrail’in eline asker vermekten farkı olmaz. Gazze’de Türk ordusunun görev almasının temel şartı o bölgeye uygulanan deniz ablukasının kaldırılması olmalıdır. Deniz ablukası uluslararası hukukta ve deniz hukukunda o ablukayı ilan eden ülkeye bazı ayrıcalıklar da tanır. Bu, kamuoyunun gözünden kaçmaktadır” dedi. Er, bu bağlamda, “Türkiye’nin, Mısır’ın yapması gereken, bölgedeki deniz ablukasının kaldırılması yönünde tavır almasıdır. Gazze’de insanlara yardım akışı İsrail kontrolünde değil uluslararası hukuk çerçevesinde olmalıdır. bu olmadıkça bölgeye gönderilecek Mehmetçik, İsrail’in bölgedeki oyun planına kolaylaştırıcı olur” dedi.
KÜRECİK RADAR ÜSSÜ HATIRLATMASI
Er öte yandan, Türk askeri ile İsrail askerinin birlikte görev yapıp yapamayacağına yönelik soruya, “İsrail ordusu Batı taktik ve teknikleriyle eğitilmiş ve bu konuda da eğitimi yüksek bir ordu. NATO’nun barış için ortaklık faaliyetlerine katılan bir ülke olması itibarıyla NATO üyesi olmasa bile NATO’nun taktik ve tekniklerine konseptlerine uzak bir ordu değil. Bu yüzden Türkiye ve İsrail arasında askeri bir faaliyette işbirliğinde sorun olmaz. Buna Mısır da dahildir aynı şekilde. Askeri bir alanda problem teşkil edecek bir iletişimsizlik olmaz” sözlerini kullandı. Er, burada bir örnek de vererek, “Her ne kadar iktidar şu an İsrail’e çok üst perdeden konuşuyor olsa da İsrail hem İran’da hem de bölgedeki bütün faaliyetlerinde Malatya Kürecik’teki radar üssü, o radar üssünün kendi ülkesindeki ikizi ve Katar’daki üçüzü arasında sürekli iletişim ağının kapasitesiyle kendi güvenliğini sağlıyor” sözlerini sarf etti.
TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE ‘BEYAZ SARAY’ VURGUSU
İsrail Dış Politika Uzmanı Dr. Remzi Çetin de benzer şekilde, “Türkiye önünde sonunda bir NATO ittifakı, ABD ve İsrail’in tarafında yer alan bir ülke. S-400 alsak da, Rusya ile ilişkilerimiz altın çağı yaşasa da biz, Atlantik ittifakına tümüyle eklemlenmiş vaziyetteyiz” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’de iktidar kim olursa olsun İsrail ile ilişkilerde perde önündeki siyasi açıklamalara değil, perde arkasına bakılması gerektiğini vurgulayan Çetin, “İsrail’e hiddetlenebiliriz, kızabiliriz ama Türkiye-İsrail ilişkileri Beyaz Saray’da son şeklini bulur. Gazze konusunda da Türkiye, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD cenahı elbette ortak hareket edecektir. Bunlar bizi şaşırtmasın” ifadelerini kullandı.