Zeytinciler rekolte tahminine güvenmiyor, düşük alım fiyatından endişe ediyor: Hasat var kazanç yok

Zeytinciler rekolte tahminine güvenmiyor, düşük alım fiyatından endişe ediyor: Hasat var kazanç yok

Son sezonda “sofralık” sınıfında 100 bin 884 tonluk satışla “tarihi ihracat rekoru” kırdığı belirtilen zeytinde hasat zamanı. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) 2025-2026 sezonundaki rekolte tahmini yüzde 35 azalışla 2 milyon 450 bin ton oldu ancak üreticiler don ve kuraklık nedeniyle yüzde 50’lere varan bir düşüş bekliyor. Zaten yüksek maliyetler altında ezilen zeytinci, alım fiyatlarının düşük tutulmasından endişeli. Ekonomik darboğaz ve kooperatif desteğinden yoksunluk üretimden çekilmeyi hızlandırıyor. Öte yandan “nadir toprak elementleriyle enerji bağımsızlığı” söylemiyle zeytinliklerin madenciliğe açılması da zeytinin stratejik bir ürün olarak görülmeyeceğini, üreticilerin de desteklerin dışında kalmaya devam edeceğini gösteriyor.

TARIŞ YALNIZ BIRAKTI

Küçük-orta ölçekli üreticiye göre en büyük sorun akaryakıt, gübre, ilaç, sulama ve elektrik fiyatlarındaki artış. Hasat maliyetleri yükseldikçe zeytin ve zeytinyağı fiyatı artıyor ancak üretici bu artıştan pay alamıyor. İzmir’in Bayındır ilçesi Yakapınar köyünde üretim yapan Mestan Ökten, “Tariş üreticiye sırtını dönmüş durumda. Dekar başına verilen destekler çok düşük. Bugün zeytinyağı üreticileri elindeki ürünü tüccara 170-180 TL gibi yok fiyatına satmak zorunda kalıyor” diyor.

Akhisar Zeytinliova’da üretim yapan Mehmet Ali Özer ise rekor ihracatın toplumsal fayda yaratmadığını belirterek tarım ve ticaret sistemindeki yapısal bozulmaya dikkat çekiyor:

“Gelişmiş ülkelerde kişi başı yıllık zeytinyağı tüketimi 30 litre, bizde ise 1-2 litre. Bu kadar değerli bir gıdayı kendimiz tüketmiyor, ihraç ediyoruz. Zeytinyağını ihraç ederken ham maddeyi ithal eder hale geldik. 30 yıl önce 20 dönüm zeytinliği olan biri ailesini geçindirebiliyordu, şimdi yetmiyor. Sadece tacirler korunuyor. Yaşam alanlarında ekonomi çökünce bu aynı zamanda bir toplumsal çöküş anlamına geliyor” diyor.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, zeytincilerin sürdürülemez duruma gelen bir sistem içinde sıkıştığını belirtiyor:

“Enflasyonu frenleme hedefiyle belirlenen fiyatlar üreticiye zarar veriyor. Ürün fiyatları biraz yükselmeye başladığında ise ihracata getirilen kısıtlamalar nedeniyle çiftçi yine ürününü değerinde satamıyor.”

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Hatay Şube Başkanı Ahmet Sever de zeytinliklerin en az yüzde 5’inin zarar gördüğünü belirterek “Günlük politikalarla bu işler düzelmez. Sistemli politikalar gerekli. Bir toprağın oluşması milyonlarca yıl sürüyor ama kimse acımıyor” diyor.

İHRACATÇI DA UMUTSUZ

Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, her ne kadar sofralık zeytinde ihracat artsa da zeytinyağı ihracatının miktar olarak yüzde 24, mali değer olaraksa yüzde 48 azaldığına dikkat çekiyor. Yeni sezonu “yok yılı” olarak ifade eden Yıldırım, UZZK’nin 310 bin tonluk yağ üretimi beklentisine kimsenin inanmadığını vurguluyor:

“Üretimin çok olacağına dair beklenti, fiyatları düşürecek bir faktör. Ama bu sefer alım fiyatlarından şikâyetçi olan ihracatçı bile üretim maliyetinin çok arttığını, maliyetin altında satılırsa kimsenin üretemeyeceğini kabul ediyor. Ve onlar da rekoltenin yüksek açıklandığını düşünüyor.” Zeytinin ‘planlı üretim’ desteği kapsamında olmadığını hatırlatan Yıldırım, “1998’de ilk kez zeytin yağına destek verildiğinde litre başına 40 sentti, 2024’te 3 sente kadar düştü” diyor.