Cumhuriyet Vakfı Kurucu Başkanı Berin Nadi’yi 24. ölüm yıldönümünde özlemle anıyoruz: Hep Atatürk’ün izindeydi
Yaşamını Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet Devrimi’ne adayan Cumhuriyet Vakfı kurucu başkanı, eski Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi Berin Nadi 24 yıl önce bugün, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Nadi, bedenen aramızdan ayrıldığında 91 yaşındaydı.
Dil Devrim’i hareketinin içinde yer alan şair Celal Sahir Erozan’ın kızı Berin Nadi, 1910’da doğdu. Çocukluğu işgal İstanbul’unda geçti. Sırasıyla Fevziye Mektebi, Kandilli Lisesi ve Sainte-Pulchérie Fransız Lisesi okullarında eğitim gören Berin Nadi, 1944’te Yunus Nadi’nin en büyük oğlu Nadir Nadi ile tanıştı. Aynı yıl Nadir Nadi ile evlendi.
Birlikteliklerinde Mozart ve Atatürk’e olan ortak sevginin payı büyüktü.1945 yılından sonra Cumhuriyet gazetesinin başyazarı olan Nadir Nadi’nin en büyük destekçilerinden olan Berin Nadi, eşinin 1991’de ölümünün ardından önce gazetenin imtiyaz sahibi oldu. Ardından 1993’te kurulmasına öncü olduğu Cumhuriyet Vakfı’nın kurucu başkanı oldu.
Eşi Nadir Nadi ile gazetenin kurumsallaşmasında önemli katkıları bulunan Berin Nadi, her zaman İlhan Selçuk’la beraber Cumhuriyet’ten yana tavır aldı. Mal varlığını Cumhuriyet Vakfı’na bağışladı. Gazetecilik ve çevirmenlik yapan Nadi, Jean- Paul Sartre’ın “Kirli Eller” eserini Türkçeye çevirdi. 1998’de Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi oldu.
‘ETKİSİ BÜYÜK’
Berin Nadi’nin Cumhuriyeti ve Aydınlanma felsefesini derinden özümsediğini belirten gazetemiz imtiyaz sahibi ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı Dr. Mehmet Alev Coşkun, “Berin Nadi, gazetenin yaşaması için en büyük fedakârlığı yapanların başında gelmektedir” dedi.
Nadi’nin önceliğinin her zaman Cumhuriyet olduğunun altını çizen Coşkun, “Gazetenin ve vakfın kesintisiz hayatına devam etmesinde Berin Nadi’nin etkisi ve önemi tartışmasızdır. Onu saygıyla anarken emanetine büyük bir sorumluluk bilinciyle sahip çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
Gazetemizin yazarı ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Şükran Soner, ölümünün ardından Berin Nadi’yi şu sözlerle anlatmıştı: “Yunus Nadi’nin ve Atatürk’ün, sonra da sevgili eşi Nadir Nadi’nin gazetesi olan Cumhuriyet’i yaşatmakta büyük sorumluluk duydu. Kendine dönük gibi görünen, Nadir Nadi anılarıyla dolu yaşamında, şaşırtıcı bir duyarlılıkla dünya ve ülkemizde olup biten her şeyi izlerdi. Yaşama dönük, çok gerçekçi ve gözlemci refleksleri vardı. Sohbetleri öğretici, aynı zamanda keyif vericiydi. Cumhuriyet okurlarıyla iç içe olunan bütün etkinliklerde bulunmayı kendine keyif edinmişti. Son döneminde ‘Ben yapabileceğimi yaptım. Cumhuriyet’i yaşatmak, bundan sonra sizin göreviniz’ derdi.”








