Adalet Bakanlığı’nın bütçesinde Türkiye’nin adaletsizliği konuşuldu: ‘Çuvallayan hukuk mezunları değil, kurduğunuz sistem’
Adalet Bakanlığı’nın bütçe görüşmesinde CHP milletvekilleri CHP’li belediyelere yönelik süren yargı süreci, CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu hakkındaki davaları ve CHP’nin kapatılmasına yönelik Yargıtay’a yapılan başvuruyu gündeme getirdi.
CHP milletvekilleri; “Türkiye’de bir büyük yargı cinayeti işleniyor. Hukuk mesleklerine giriş sınavında çuvallayan hukuk mezunları değil de kurduğunuz bu sistem gibi görünüyor. Siz hangi hukuktan, hangi adil yargılanma hakkından, hangi demokrasiden bahsediyorsunuz? Bu mu sizin hukuk devleti anlayışınız?” ifadelerini kullandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün Adalet Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşüldü. Komisyon toplantısı başlamadan önce CHP grubu salona temsili hücreler kurdu. Hücrelerin birinde başta seçilmiş İBB Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu olmak üzere tutuklu bulunan CHP belediye başkanları yer aldı. Diğerinde ise avukatları temsil eden bir manken konuldu. Hücrelerin üstünde beyaz Toros’u simgeleyen beyaz oyuncak arabalar yer aldı.
‘17 MİLYON OY BU KAFESTE’
Eylemlerine yönelik basına açıklamalarda bulunan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba; “Bugün milletvekillerimiz olmayan adaleti burada vurgulayacaklar. Bu kafeste sadece belediye başkanlarımız yok. Sadece Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek yok. Bu kafesin 30 milyon nüfusun 17 milyon oyu var. Milletin iradesi hapis. Bu sandıkta sadece belediye başkanlarımız değil; sırf akraba, baldız, bacanak, şoför, özel kalem olduğu için insanlar da içinde. Bu Türkiye’nin resmidir. Bu sandığın sebebi 31 Mart 2024 seçimleridir” dedi.
‘DARBEYLE SONUÇ ALMAYA ÇALIŞIYORLAR’
“Maalesef sandıklar sonuç alamayanlar. Darbeyle bir sonucu almaya çalışıyorlar” diyen Ağbaba; “Koca koca belediye başkanlarımıza cezaevine attılar. Neymiş kaçma şüphesi varmış. Adam Cumhurbaşkanı Adayı. Neyin kaçma şüphesi? Türkiye’de bir büyük yargı cinayeti işleniyor” dedi. İmamoğlu’na yönelik süren yargı sürecine de değinen Ağbaba, “Ahmak davasından sonuç alamayacağını gördüler. Diploma davasına milletimiz inanmadı. Yolsuzluk davasına kimse inanmadı. Sonuçta diplomaya kimse inanmadı. Son çare casus yaptılar, buna da kimse inanmıyor” diye konuştu.
‘CUNTA ELİYLE SİYASET DİZAYNI’
Ağbaba’nın ardından konuşan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da “Biz bugün olmayan adaletin bütçesini konuşacağız. Biz iktidarın gücünü arkasına alarak yargı içerisinde bir cunta yaratıp o cunta eliyle siyaseti dizayn etmeye çalışan aklın Türkiye’ye nelere mâl olduğunu paylaşacağız” diye konuştu.
‘ŞOV YAPMAYIN’
CHP Kadın Kolları Başkanı Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, kadınlardan kendilerine gönderilen “kadına şiddet” kapsamındaki siyah mektupları bakana vermek istemesi komisyonda gerginliği arttırdı.
Kaya’nın bakan konuşmaya başlarken önüne geçmesi ve mektupları vermek istemesi bakanla aralarında tartışmaya neden oldu. Kaya’ya karşı Bakan Tunç, “Şov yapmayın kadınlar üzerinden size siyaset yaptırmayız. Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadelede biz en ön saftayız” ifadelerini kullandı. Kaya ile Bakan Tunç arasında yaşanan tartışmayı Komisyon Başkanı Muş tarafından sonlandırıldı. Bakanın konuşmasına geçilmeden önce komisyona ara verildi.
Verilen aranın ardından Muş, Bakan Tunç’un sözünün kesilmemesini istedi. Bakanın konuşmasına geçildi. Bakan Tunç konuşmasının sonunda Kaya’nın 52 mektup verdiği, çoğunluğunun bilgisayar çıktısı olduğunu, ıslak imza bulunmadığını ve isimsiz olduğunu açıklayarak; bilgi verilmesi durumunda iletişime geçeceklerini belirtti.
‘İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCISI NEDEN YALAN SÖYLÜYOR?’
Söz hakkı alan CHP Adalet Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in göreve geldikten sonra Eti Maden şirketinin Lüksemburg’daki iştiraki Etimine şirketine yönetim kurulu üyesi olarak atandığı iddiaları hakkında konuştu. Göreve geldikten sonra yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği açıklamasının doğru olmadığını söyledi.
Bu konuda gerekli belgeleri sunacaklarını belirten CHP’li Gökçen; “Burada açıkça Kasım 2024 tarihinde başlayan ve 2027 yılında gerçekleşecek genel kurul toplantısında tanımlanacak olan bir görevden bahsediyoruz. Şimdi İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı neden yalan söylüyor? Bakan yardımcısıyken de bu görevi yapamayacağı ortada kendisinin; çünkü hakimlikten geliyor” dedi.
GÜRLEK’İN KARNESİ SAYILDI
Gürlek’in başsavcı olduğundan beri yapılan işlemleri sıralayan Gökçen; “Göreve atandığından bu yana Ahmet özer gözaltına alındı, tutuklandı. Genel Başkanımız Özgür Özel hakkında defalarca re’sen soruşturma başlatıldı. Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Polat gözaltına alındı, tutuklandı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ gözaltına alındı, tutuklandı. Gençlik kolları genel başkanımız hakkında gözaltı kararı olmamasına rağmen gözaltı işlemi yapıldı. Buna tepki gösteren Ekrem İmamoğlu hakkında bir soruşturma da başlatıldı, tutuklandı. CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalarda hep aynı bilirkişi görevlendirildi. Buna dikkat çeken İmamoğlu hakkında yine soruşturma başlatıldı. Soruşturmayla Batı’da Kürtlerin temsili suç olarak gösterildi. Belediye Meclisi üyeleri gözaltına alındı, tutuklandı. TÜSİAD Başkanı, Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ifadeye götürüldü, yurt dışı yasağı getirildi. Cumhurbaşkanı Adayımız İmamoğlu’nun sesi, görüntüsü, videoları, sosyal medyası yasaklandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne arka arkaya operasyonlar düzenlendi. Başkanlarımız sıraya dizildi, görüntüleri basına servis edildi. Darbe dönemlerini andıran görüntüler ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
‘DEMOKRASİ TRAMVAYINDAN İNDİNİZ’
İBB iddianamesi kapsamında CHP’ye kapatılma talebine ilişkin konuşan Gökçen; “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulundu. Parti kapatmaların, demokrasiye zararlarını anlatarak iktidara gelen sizler, şimdi demokrasi tramvayından indiniz. Son seçimlerin birinci partisi CHP’yi kapatmaya kalkıyorsunuz. Bir iddianamede Cumhurbaşkanı Adayı olmak diye suç yazıyorsunuz. Hukuk mesleklerine giriş sınavında çuvallayan hukuk mezunları değil de kurduğunuz bu sistem gibi görünüyor” dedi.
‘HANGİ DEMOKRASİDEN BAHSEDİYORSUNUZ?’
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül de tartışmalara neden olan Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) seçimlerine değinerek; “Üçüncü tur oylama gibi anayasada yeri olmayan bir yöntemi icat ederek yürüten Meclis grubunuz tüm HSK’yi kendi üyeleriyle dizayn etmeyi başardı. Neredeyse tüm üyelerini doğrudan ve dolaylı olarak yürütmenin atadığı HSK, sürgün kararnameleriyle, soruşturmalarla yargıyı dizayn ediyor” diye konuştu. Bakan Tunç, “Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına yüzde 91 oranında uyuyor” sözlerini eleştiren Bülbül; “Anayasanın 90. maddesi mi değişti? Anayasada AİHM kararlarının yüzde 91’ine uyulur mu yazıyor? Tüm bu veriler ortadayken siz hangi hukuktan, hangi adil yargılanma hakkından, hangi demokrasiden bahsediyorsunuz? Bu mu sizin hukuk devleti anlayışınız?” İfadelerini kullandı. Adalet Bakanlığı’nın bütçe görüşmesi akşam saatlerine kadar sürdü. ANKARA
‘AÇSA GERÇEKLER YÜZÜNE ÇARPACAK’
Bakan Tunç’a siyah mektupları teslim eden Kaya, Meclis’te basın açıklaması düzenledi. Mektuplara ilişkin Kaya; “‘Türkiye bir hukuk devletidir’ diyen ama 6284’ün etkin uygulanması için hiçbir şey yapmayan o bakanın önüne bugün (dün) mektupları koydum. Ama kadınların çığlığına karşı gözlerini kapattı, kulaklarını tıkadı. O mektupların şu ana kadar bir tanesine bile açıp bakmadı diye düşünüyorum. Çünkü açıp baksa yıllardır sakladıkları bütün gerçekler yüzlerine çarpacaktı. Bunca kadın öldürülürken tek bir kelime etmeyen, kadını korumakla görevli Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’na da mektupların bir kısmını göndereceğim” dedi.








