Milyonlarca emeklinin gözü bu açıklamadaydı: Bakanlık’tan o iddialara dair resmi yanıt!
Türkiye’de emeklilik hakkını elde etmesine rağmen çalışmayı sürdürenlerin sayısı her yıl artarken, son dönemde basına yansıyan bazı haberlerde milyonlarca kişiyi ilgilendiren yeni bir SGK düzenlemesinin gündemde olduğu iddia edildi. Bu haberlerde, 2008 sonrası sigorta girişi bulunanların emekli olduktan sonra kayıtlı biçimde çalışamayacağı yönündeki ifadeler öne çıkınca tartışma büyüdü. BBC Türkçe’nin doğrulama talebi üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, uygulamanın yaklaşık 17 yıldır yürürlükte olduğu ve yeni bir düzenlemenin gündemde olmadığı belirtildi.
2008 SONRASI SİSTEMİN ÇERÇEVESİ
2008’de yürürlüğe giren 5510 sayılı yasa, sosyal güvenlik yapısını köklü biçimde değiştirdi. Düzenleme, 2008 sonrasında ilk kez sigortalı olanların hem emekli maaşı alıp hem de kayıtlı şekilde çalışmasını engelliyor. Bu kişilerin çalışmayı tercih etmesi durumunda emekli aylıkları kesiliyor. Buna karşılık 2008 öncesinde sigorta girişi bulunanlar, “sosyal güvenlik destek primi” ödeyerek emeklilikten sonra da resmi biçimde çalışabiliyor. Böylece hem emekli aylıkları korunuyor hem de aktif çalışma yaşamından ücret almayı sürdürüyorlar.
SİSTEMİN ETKİLERİ GİDEREK BELİRGİNLEŞİYOR
Mevcut yapının emeklilik sistemine etkilerinin özellikle 2030 sonrasında daha görünür hale gelmesi bekleniyor. SGK verileri, 2022’de kayıtlı çalışan emekli sayısının yaklaşık 945 bin olduğunu gösterirken, 2025 Ağustos itibarıyla bu rakam 2 milyon 133 bine yükselmiş durumda. DİSK-AR, bu sayının yalnızca “buzdağının görünen kısmı” olduğunu vurguluyor ve kayıtdışı çalışan emeklilerin toplam tabloyu daha da büyüttüğünü belirtiyor.
EMEKLİLERİN İŞGÜCÜNE KATILIMI ARTIYOR
Prof. Dr. Aziz Çelik, kayıtdışı çalışanların da dahil edilmesiyle Türkiye’de işgücüne katılan emekli sayısının yaklaşık sekiz milyona ulaştığını tahmin ediyor. Bu sayı, toplam emekli nüfusunun neredeyse yarısına denk geliyor. Çelik, emeklilerin çalışma oranındaki artışın temel nedeninin emekli aylıklarının düşüklüğü olduğuna işaret ediyor. Kayıtdışı çalışan emeklilerin çoğunlukla güvencesiz ve hizmet ağırlıklı sektörlerde yer aldığını, bu işlerde düşük beceri gereksinimi ve zayıf pazarlık gücü bulunduğunu belirtiyor.
NİTELİKLİ EMEKLİLERİN PROFİLİ FARKLI
Sosyal güvenlik destek primiyle kayıtlı çalışan emekliler ise daha nitelikli işlerde istihdam ediliyor. Prof. Çelik, bu grubun “işverenlerin kaybetmek istemediği, tecrübeli çalışanlar” olduğunu ifade ediyor. Bu iki farklı profil, emeklilik sonrası çalışma olgusunun tek bir ekonomik veya sosyal nedene indirgenemeyeceğini gösteriyor.
VERİLER EKONOMİK TABLOYU NETLEŞTİRİYOR
Türkiye’de emekliler, işçilerden sonra en geniş toplumsal grubu oluşturuyor. 2024 itibarıyla ülkede 15,9 milyon emekli bulunuyor ve bu nüfus toplamın yüzde 18,5’ini oluşturuyor. Türkiye, Avrupa’da emekli ve hak sahibi sayısının en yüksek olduğu üçüncü ülke konumunda; ilk iki sırada Almanya ve Fransa yer alıyor.
DİSK-AR’ın verilerine göre 2002’de ortalama emekli aylığının kişi başına millî gelire oranı yüzde 46,4 iken, 2025’te bu oran yüzde 29 seviyesine düşmüş durumda. AB-27 ülkelerinde emekli aylıkları ve hak sahiplerine yapılan ödemelerin GSYH içindeki payı yüzde 9,8 olurken, Türkiye’de bu oran sadece yüzde 3,7 düzeyinde seyrediyor.








