AKP’li Yayman, İmralı Adası’na gittiği gün ‘röntgene giriyorum’ demiş

AKP’li Yayman, İmralı Adası’na gittiği gün ‘röntgene giriyorum’ demiş

İktidarın “Terörsüz Türkiye” adı altında başlattığı süreç kapsamında 24 Kasım günü İmralı Adası‘na giden heyette bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, adaya gittiğine yönelik haberleri önce yalanlamıştı. Yayman akşam saatlerine doğru Meclis Başkanlığı açıklamasıyla birlikte gittiğini doğrulamıştı.

O gün ziyaretle ilgili belirsizliğin şimdi devam ettiği saatlerde Hüseyin Yayman’a ulaşan isimlerden biri olan Nefes yazarı Deniz Zeyrek, Yayman’ınİmralı‘ sorusuna nasıl yanıt verdiğini köşesinde yazdı.

Zeyrek, Yayman’la yaşadıklarını “Nasıl kandırıldım?” ara başlığıyla aktardığı köşe yazısında şu tabirlere yer verdi:

“24 Kasım 2025 Pazartesi günü kulislere heyetin İmralı’ya gittiği bilgisi düştü.

Bütün gazeteciler haliyle bu bilgiyi doğrulama çabasına girişti. Bizim arkadaşlar Feti Yıldız ve Gülistan Koçyiğit’e ulaşmaya çalıştı fakat ulaşamadı.

Ben de AK Parti Genel Lider Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ı aradım.

İlginç bir şekilde açtı.

Kısa bir sohbetin akabinde “gittiniz mi” diye sordum.

“Hayır ben hastanedeyim” dedi.

“Hayırdır?” diyerek neden hastanede olduğunu sordum. İki ay önce bir operasyon olduğunu ve denetim için hastaneye gittiğini ve hala hastanede olduğunu vurguladı.

Doğal olarak “ne vakit gideceksiniz” sorusunu yönelttim.

“Yarın (Salı) ya da Çarşamba” karşılığını verdi.

Ben ayrıntı almak için başka sorular sormayı planlıyordum ki “şimdi röntgene gireceğim” dedi. Ben de durumuna hürmet göstererek telefonu kapattım.

Sonra da haberle uğraşan arkadaşlara “Hüseyin Yayman’la görüştüm, bilgi doğru değilmiş, yarın ya da Çarşamba gideceklermiş” bilgisini ilettim.

O da ne?

Bir arkadaşım Feti Yıldız’ın manalı X paylaşımını gönderdi. Başka bir arkadaşım Mezopotamya Haber Ajansı’nın geçtiği “Heyet gitti, döndü” haberinin bağlantısını paylaştı.

“Yok daha neler?” dedim.

Çok üzüldüm. Başta kendi kendime “Hiç olmasa ‘bilgi veremem’ deseydi, dürüst davransaydı. Neden böyle yaptı ki?” diye sorup dururken sonra da hayıflanmaya başladım:

30 yıllık bir gazeteciyim ve hala siyasetçilere bu kadar güvenilemeyeceğini öğrenemedim.”