ABD duyurdu: İsrail ve Suriye ateşkese vardı
Büyükelçi Barrack, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail ile cihatçı HTŞ örgütünün kontrolündeki Şam yönetimi arasında ateşkes anlaşmasına varıldığını bildirdi.
“Türkiye, Ürdün ve komşuları tarafından benimsenen” ateşkesin ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio‘un desteği ile yapıldığını belirten Barrack, “Dürzileri, Bedevileri ve Sünnileri silahlarını bırakmaya ve diğer azınlıklarla birlikte yeni ve birleşik bir Suriye kimliği inşa etmeye çağırıyoruz. Tüm Suriyelileri birbirlerine saygı göstermeye ve komşularıyla barış ve refah içinde yaşamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
BREAKTHROUGH —— Israeli Prime Minister @Netanyahu and Syrian President Ahmed al-Sharaa @SyPresidency supported by the U.S.A. @SecRubio have agreed to a ceasefire embraced by Türkiye, Jordan and its neighbors. We call upon Druze, Bedouins, and Sunnis to put down their weapons and…
— Ambassador Tom Barrack (@USAMBTurkiye) July 18, 2025
ŞAM YÖNETİMİNDEN İLK AÇIKLAMA
Öte yandan, Şam yönetimi ise kapsamlı ateşkes ilan edildiğini doğrulayarak tüm taraflara ateşkese uymaları çağrısında bulundu.
Suriye’deki geçici yönetim, ülkenin içinden geçtiği hassas koşulları gerekçe göstererek sivillerin korunması, toprak bütünlüğünün ve kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla derhal ve kapsamlı ateşkes ilan edildiğini, güvenlik güçlerinin yeniden konuşlanmaya başladığını duyurdu.
Geçici yönetim tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Suriye halkının kanının dökülmesini önlemek ve devletin ulusal ve insani sorumluluğunun gereği olarak kapsamlı bir ateşkes kararı alınmıştır” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, tüm taraflara devlet kurumları ile güvenlik güçlerinin ateşkesi sorumlulukla uygulayabilmesi için gerekli alanın açılması, istikrarın sağlanması ve akan kanın durdurulması çağrısında bulunuldu.
Açıklamada ayrıca, tüm silahlı çatışma ve savaş eylemlerinin derhal ve ülkenin her yerinde durdurulması, sivillerin korunmasının garanti altına alınması ve insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılmasının sağlanması istendi.
Ateşkesin uygulanmasını sağlamak, kamu düzenini tesis etmek ile sivillerin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla güvenlik güçlerinin bazı bölgelerde konuşlanmaya başladığı belirtilen açıklamada, bu adımların “sükunet ve istikrarın pekiştirilmesi” amacını taşıdığı vurgulandı.
NE OLMUŞTU?
11 Temmuz’da bir Dürzî seyyar satıcının Bedevî aşiret üyeleri tarafından darbedilmesi ve soyulması üzerine başlayan kriz, kısa sürede silahlı çatışmalara dönüştü. Misilleme ve adam kaçırmalarla tırmanan gerilim, 13 Temmuz’da Süveyda kentinin çeşitli mahallelerine yayılan ağır silahlı çatışmalara evrildi. Suriye ordusu 14 Temmuz’da müdahale etti, ancak Dürzî gruplar birçok bölgede orduya direndi. Resmî verilere göre yüzlerce kişi öldü, yüzlerce kişi de yaralandı.
Bu süreçte İsrail, Dürzî sivillere yönelik tehditleri gerekçe göstererek 15–16 Temmuz’da Suriye’deki askeri hedeflere hava saldırıları düzenledi. Son olarak İsrail, Şam’daki Genelkurmay Başkanlığı karargâhını İHA’larla vurdu. İsrail, operasyonlarının süreceğini açıklarken, Suriye ordusu ise 17 temmuz itibarıyla Süveyda’dan tamamen çekildi. Kentin kontrolü fiilen İsrail destekli Dürzî güçlere geçti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, konuya ilişkin açıklamasında, İsrail’in Suriye’de yaptığı hava saldırılarını ‘sabotaj’ ve bölge istikrarını tehdit eden adımlar olarak nitelendirdi; bu durumu, İsrail’e istihbarat kanalıyla ilettiklerini belirterek, saldırıların durdurulması gerektiğini söyledi.