Beylikova’daki nadir elementler için ABD iddiası: ‘Madenlerimiz ABD-Çin kavgasına alet edilmesin’
Eskişehir Beylikova’daki nadir toprak elementleri için ABD ile görüşmeler yapıldığı iddiaları dile getirilirken, Eski Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun’dan uyarı geldi. Torun, “Ben sık sık ‘sömürge madenciliği’ yapılıyor diyorum. İyi bir politika belirlenmezse bu madenler için de aynı şeyler olacak, elimizden alınacaklar gibi görünüyor. Bu işlerde para, bilgi, teknoloji kimdeyse o avantajlı olur. İşin kaymağını da onlar alırlar” dedi. Torun, nadir toprak elementlerini ayrıştırma işleminin yoğun kimyasal kullanımı gerektirdiği için ciddi çevre tahribatı yarattığına da dikkat çekti.
Türkiye’nin Eskişehir Beylikova’da bulunan nadir toprak elementleri için ABD ile görüşmeler yaptığı iddiaları gündeme geldi. Bloomberg, Türkiye’nin nadir toprak elementleri için ABD ile görüştüğünü iddia etti. Eski Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, gelişen teknolojilerin yeni madenlere ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Sanayi devriminin madenlerinin kömür ve demir olduğuna işaret eden Torun, dijital dönüşüm, yeni teknoloji ile birlikte nadir toprak elementlerinin önem kazandığını vurguladı.
Torun, lidyum, germanyum gibi bu alanda 17 element bulunduğunu, uzay teknolojisinde, rüzgar tribünlerinde, mıknatıs yapımında ve özellikle de savunma sanayinde yoğun olarak kullanıldıklarına dikkat çekti.
ÇİN TEKEL
Torun, “Nadir element deniliyor ama aslında bu nadir bulunan anlamına gelmiyor. Doğada fazlaca var. Ancak elde edilmesi, ayrıştırılması zor olduğu için nadir toprak elementi olarak adlandırılıyorlar. Bunun tekeli de Çin’de. Hem rezerv, hem de üretilmiş değer olarak Çin bu alanda tekel. Çin bunu stratejik olarak kullanıyor. Yüzde 97’sini Çin üretiyor. Böyle olunca da ABD ve batılı ülkeler Çin’in tekelini kırmak için yeni arayışlara girdiler” dedi.
UKRAYNA’DA EL KONULDU
ABD tarafından Ukrayna’nın nadir toprak elementlerine resmen el konulduğuna işaret eden Torun, şunları söyledi:
“Türkiye’de de Beylikova’da ciddi rezerv var. Aslında yeni de bulunmadı. Eskiden beri biliniyordu. Ancak elde etmede ciddi zorluklar var. Yani rezervin olması tek başına yetmiyor. ABD de bunu biliyor. Dünyada herşey ABD’den sorulduğu için! Cumhurbaşkanı’nın son ABD ziyaretinde bu konunun gündeme geleceği söyleniyordu. Ancak resmi olarak bir şey çıkmadı. Buna karşın bu son haberler el altından bir çalışmanın olduğunu gösteriyor. Türkiye, bu konuda Çin ve Rusya ile görüşüyordu. Anladığım kadarıyla o görüşmeler sıkıntıya girdi. ABD ile yeni arayışa girildi.”
‘SÖMÜRGE MADENCİLİĞİ’
Torun, Türkiye’nin bu madenleri çıkarabileceğini ancak nihai ürün haline getirmek için yeni teknolojilere gereksinim bulunduğunu söyledi. Torun, şöyle devam etti:
“Ben sık sık ‘sömürge madenciliği’ yapılıyor diyorum. İyi bir politika belirlenmezse bu madenler için de aynı şeyler olacak, elimizden alınacaklar gibi görünüyor. Bu işlerde para, bilgi, teknoloji kimdeyse o avantajlı olur. İşin kaymağını da onlar alırlar. Bu ABD’nin Çin ile olan kavgasının bir parçası. Çin’in tekelini kırmak istiyorlar. Bizim madenlerimizi bu kavgaya alet etmemek lazım. Kendi kaynaklarımızı lehimize kullanmamız gerekiyor. Bu da üniversitelerde, akademide, yoğun çalışma gerektiriyor. Ancak ne yazık ki ‘sömürge madenciliği’ mantığı uygulandığı için ‘bir anlaşma yapalım, bana şu kadarını ver, gerisini hallet’ gibi düşünülebilir. “
CİDDİ ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Torun, nadir toprak elementleri için yapılan üretimin “temiz bir üretim” olmadığını vurguladı. Ciddi anlamda çevre kirliliği yaratıldığına dikkat çeken Torun, şunları söyledi:
“Çok fazla kimyasal kullanılıyor. Temiz enerji gibi sunulması da doğru değil. Nadir toprak elementleri de muhtemelen altın ile aynı akıbete uğrayacak. Altında ne olduysa onu yaşayacağız gibi görünüyor. Türkiye’deki altın madenlerini büyük oranda yabancı şirketler işletiyor. Bu istenilen bir durum değil. Altının onsu 4 bin dolara yaklaştı. Geçen yıl 2 bin 500 dolardı. On yıl önce 800 dolardı. Yani hızla değerleniyor. Tonlarca toprak, kaya işleniyor yarım gram altın elde ediliyor. Nadir toprak elementleri de aynı. Tonda yarım gram, bir gram gibi. Özünü alıp posasını bırakıyorlar. Çevresel açıdan ciddi sıkıntılar olacak.”