Binlerce yazma eser tek çatı altında toplanıyor, uzmanlar uyarıyor: ‘Müzelerin koleksiyonları parçalanıyor, risk büyük’

Binlerce yazma eser tek çatı altında toplanıyor, uzmanlar uyarıyor: ‘Müzelerin koleksiyonları parçalanıyor, risk büyük’

Paha biçilemez değerdeki binlerce yazma eser, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulacak Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı’nda toplanacak. Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan uzman restoratör, İstanbul’da bulunan ve el yazması eserlerin yer aldığı Arkeoloji Müzeleri ve Türk İslam Eserleri Müzesi’nde yer alan eserlerin de toplatılacağını ifade etti.

Adını açıklamak istemeyen restoratör sözlerine şöyle devam ediyor: “Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın İstanbul, Konya ve Ankara’da bölge müdürlükleri bulunuyor. Bu kütüphanelerin depolama alanları sınırlı kapasitede. Sayıştay raporlarına geçen bilgide kayıtsız kitapların olduğu biliniyor. Şimdi İstanbul Arkeoloji Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Konya Mevlana Müzesi ve daha nice müzelerde bulunan eserleri tek bir çatı altında topluyorlar. Bu müzelerde bulunan yazma eserler dünya literatürüne girmiş, müzeyle bütünleşmiş ve müzelerin ana kuruluş amacını oluşturan nadir sanat eserleri.”

KURU FASULYECİYE VERİLMİŞ

Müzenin depolarında yer alan eserlerin müzeden çıkarılmasının doğru olmadığını belirten restoratör, “Bu yazma eserler için müzelerde modern depolama yapılıyor ve konusunda uzman insanlar çalışıyor. Eserlerin tek bir çatı altında toplanması müzelerin koleksiyonlarını parçalamak, işlevselliğini yok etmek ve cazibesini azaltmak, uzman personelin atıl kalması, eserlerin korunması için yapılan yatırımların boşa gitmesi, geçmişte yapılan akademik çalışmalarla bağlantısının kopması demek. Sadece bir müzede 4 binden fazla yazma eser bulunuyor. Bunların hepsini tek bir kurum çatısında toplamak için büyük bir depolama alanı gereklidir. Ancak Yazma Eserler Başkanlığı, Süleymaniye Kütüphanesi binası ve yandaki merkez binalarından ibaret. Süleymaniye Kütüphanesi’nin altındaki dükkânlar kuru fasulyecilere tahsis edilmiş. Bu bir risk. On binlerce yazma eserin bir araya toplanması halinde olası bir afet durumunda hepsi zarar görür” diyor.

“Kaldı ki Yazma Eserler Başkanlığı Dijitalleştirme Projesi ile bütün yazma eserlerin görsellerini bünyesinde topladı ve araştırmacıların uzaktan erişimine açtı (müzede de bu uygulama vardı ancak kapalı sistem olarak)” diyen restoratör, “Bir kütüphanenin yapması gereken araştırmacı ile bilgiyi buluşturmak. Ancak eserleri fiziksel olarak bir araya toplamak yukarıda belittiğim gibi sakıncalıdır. Kütüphanelik kitap ile müzelik eser başkadır” ifadelerini kullandı.

‘KANUN YOK’

“Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın Muafiyetlerine İlişkin Kanun”, 2010 tarihli Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın kuruluş kanunu olduğunu ancak daha sonra adının değiştiğini ve birçok maddenin mülga olduğunu vurgulayan restoratör sözlerine şöyle devam ediyor: “Şu an kuruluş kanunları yok. Kurum işlerini khk ile yürütüyor ve 6093 sayılı kanundaki 8. bölüm geçiş hükümlerine dayanarak müzelerdeki bütün yazma eserleri almak istiyorlar. Kültür Bakanlığı bünyesinde müzeler ve kütüphaneler bulunuyor. Bunlar farklı müdürlüklere bağlı. Müzelerdeki eserler 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na tabi. Dolayısıyla sanat değeri yüksek tarihi eserler. Kütüphanelerdeki kitaplar ise araştırmaya yönelik ve 2863 sayılı kanuna tabi değil.”

HAVALANDIRMA İYİ OLMALI

Eserler, havalandırmanın iyi olduğu, karanlık ortamda, 18- 20 derece sıcaklık, yüzde 50-55 bağıl nem ortamında saklanmalı. Argon gazı yangın söndürme sistemi olmalı, yanıcı olmayan metal raflar kullanılmalı depolarda.

TEŞHİRDEKİ ESERLER KALDIRILMAYACAK

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre ise müzelerin teşhirdeki eserleri kaldırılmayacak, depolarında bulunan eserler alınacak ve sonrasında müzeler sergilemek istedikleri eserleri envanterden seçebilecek.