Bu yıl 62’nci kez sinemaseverlerle buluşan festivale Tokmak’ın filmi damga vurdu: Altın Portakal’ın ‘imparator’u
Türkiye’nin en büyük sinema şenliklerinden, bu yıl 62’ncisi yapılan Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali önceki akşam Cam Piramit’te düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, “Kalpten” sloganıyla sinemaseverlerle buluşan festivalin ödül törenini Nefise Karatay ile Alpdoğan Esenoğlu sundu.
‘SANATIN SESSİZ ÇIĞLIĞI’
Tören, tutuklu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in mektubunun okunmasıyla başladı. Böcek; mektubunda, festivalin perde arkasındaki emekçilere, filmleriyle insanlara düşünmeyi, sorgulamayı ve hayal etmeyi hatırlatan sanatçılara ve Antalyalılara teşekkür etti. Böcek, “Bir gün yeniden bu sahnenin önünde değil, tam ortasında sizinle birlikte alkışlayacağım o anı sabırla bekliyorum. Sanat, özgürlüğün en sessiz ama en güçlü çığlığıdır. Ve bu çığlık Antalya’dan tüm dünyaya ulaşmaya devam edecek. İyi ki Altın Portakal var” ifadelerini kullandı.
‘ÜLKEMİN ÖZGÜRLÜĞÜNE’
Törene, Cahide Sonku Özel Ödülü’nü “Bağlar, Kökler ve Tutkular” filminden Ezgi Yaren Karademir ve Nanaz Bahram’la birlikte “Parçalı Yıllar” filmindeki rolüyle Bilge Şen kazandı. Törene damgasını vuran konuşmada Şen hem sanatçıların yaşadığı ekonomik sıkıntılara hem de Türkiye’deki özgürlük ve demokrasi taleplerine dikkat çekti. Şen, “Bu yıl benim kariyerimdeki 65. senem, hâlâ çalışıyorum. Bazen konuk oyuncu, bazen bir, bazen iki bölüm… Devlet bana o kadar az maaş veriyor ki yoksulluk sınırının altındayım. ‘Parttime’ özel ders veriyorum. 81 yaşındayım ama çalışmam lazım, zaten çalıştığım için 30 yaşında gibiyim. Yoksa öleceğim. Herkese yaşlılık psikolojisine girmeden çalışmasını tavsiye ediyorum. Ülkemin özgürlüğe kavuşmasını istiyorum. Ölünceye kadar” ifadelerini kullandı. Bu sözler, salonda uzun süre ayakta alkışlandı.
YAŞAR KEMAL’E ARMAĞAN
Seyfettin Tokmak’ın yönettiği “Tavşan İmparatorluğu”, gecenin en çok ödül alan filmi oldu. Film; “en iyi film”, “en iyi yönetmen”, “FilmYön en iyi yönetmen”, “en iyi görüntü yönetimi” (Claudia Becerril Bulos), “en iyi sanat yönetimi” (Tora Aghabayova), “en iyi yardımcı erkek oyuncu” (Sermet Yeşil) ve “Sungu Çapan Sinema Yazarları Jürisi” olmak üzere geceden toplam yedi Altın Portakal’la ayrıldı.
Tokmak, törende yaptığı konuşmada, üç yıl boyunca gönüllü öğretmenlik yaptığı Ümraniye Cezaevi’ndeki çocukların filmine esin kaynağı olduğunu anlattı: “Yaklaşık üç yılım Ümraniye Çocuk Cezaevi’nde geçti. Çocuklara kısa film yapımını öğretmek için gönüllü olarak ders veriyordum. Ancak o süreçte çocuklarda derin bir depresyon gözlemledim. Renkli hikâyelerden, filmlerden bahsediyorsunuz ama çocukların yarısı ilaç almış gibi uyuyordu. Beni bu filmi yapmaya o duygular itti. Filmin merkezindeki Musa karakteri, dış dünyanın erkek şiddetine karşı inatla tavşanların, yani hayvanların dünyasında kalmaya çalışıyor. Bu direniş benim için çok kıymetliydi. Yaşar Kemal’in ‘Çocuklar İnsandır’ kitabı da benim için çok özel bir eserdir. Bu ödülü Yaşar Kemal için alıyorum.”








