CHP lideri Özel, 39. Olağan Kurultay’da 4. kez genel başkan seçildi: Özel yeniden genel başkan

CHP lideri Özel, 39. Olağan Kurultay’da 4. kez genel başkan seçildi: Özel yeniden genel başkan

CHP, 39. Olağan Kurultayı’nın ikinci gününde genel başkan seçimi için toplandı. İkinci günü seyircili gerçekleştirilen kurultayda, yurttaşlar Ankara Spor Salonu’nun tribünlerini tamamen doldurdu. Kurultay salonunun dışındaki bahçeye salonun içini gösteren bir ekran kuruldu. Ayrıca “Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum” yazılı bir tırda CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun özgürlüğü ve erken seçim için toplanan 25 milyon imza gösterildi. Salona gelenler için tribünlerdeki koltuklara Türk bayrakları yerleştirildi.

Partililer de kendi afişlerini ve altı oklu CHP bayraklarını tribünlere astı. Partinin gençlik örgütlerinin afişlerinden özellikle CHP lideri Özgür Özel’e destek mesajları verildi. Kürsüye yakın bir yerde oturan seyirciler ise, üzerinde CHP lideri Özel’in, İmamoğlu’nun ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın karikatür şeklinde çizildiği, “Doğru duvar yıkılmaz” yazılı bir afiş açtı. Yine İmamoğlu’nun özgürlüğüne yönelik afişlerin yanı sıra, CHP’nin tutuklu diğer belediye başkanlarının yönettiği illerden ve ilçelerden gelen partililer, başkanlarının özgürlüğü için afişler açtı.

KURULTAYA ÖZEL KOREOGRAFİ

Partililer salondaki müzikler eşliğinde “Özgür CHP, özgür Türkiye”, “Cumhurbaşkanı İmamoğlu”, “İktidar”, “Diplomasız Erdoğan” sloganları attı. Kurultay başlamadan önce tutuklu belediye başkanlarının adı salona anons edildi. İzleyiciler de her isimden sonra “Burada” diye bağırdı. CHP lideri Özel, salona eşi Didem Özel ile “Merhaba” şarkısı eşliğinde girerek partilileri selamladı. Bazı partililerle tokalaşan Özel, üst katlara da el salladı. Özel yerine oturduktan sonra kürsünün yanındaki tribünde devasa bir koreografi açıldı. Burada CHP lideri Özel ile İmamoğlu’nun diğer tutuklu belediye başkanları ve yurttaşlarla Anıtkabir’in bahçesinde, ellerinde meşale tuttukları bir görsel gösterildi. Görselin üzerine “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” yazısı yazıldı. Anıtkabir’in içine ise Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gözleri resmedildi. İmamoğlu’nun iddianamesine konu olan ve CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda da yer alan “Özgür gelecek” yazılı dev bayrak, yine tribünlerde dalgalandırıldı.

İMAMOĞLU’NDAN İKTİDAR MESAJI

Kurultayın açılışında İmamoğlu’nun yapay zekayla oluşturulan görüntüsü eşliğinde kurultay mesajı izletildi. İktidardakilerin kendilerinden başkasının seçimleri kazanmasını engellemek için her yolu deneyeceklerini söyleyen İmamoğlu “Biz her zamankinden güçlü bir şekilde egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demekten vazgeçmeyeceğiz” dedi. Bu kurultayın genel seçimlerden önceki son kurultay olduğuna dikkat çeken İmamoğlu “Sorumluluğumuz büyük, yükümüz ağır. Cumhuriyet hayati sorunlarla boğuşuyor, Meclis’imiz felç edilmiş durumda. Ülkemiz danışmanlarla doldurulmuş Saray’dan yönetiliyor. Ağzını açan Silivri’ye dolduruluyor. İşin şakası yok. Ülkemiz gerçek bir yol ayrımında. Yine büyük bir reform hamlesine ihtiyaç var. Ancak vaziyet ortada. Bugünkü iktidarla bu mümkün değil. Bunu ancak biz yapabiliriz. CHP, ülkenin makus talihini değiştirebilir. Bir reform hamlesi yapabilir. Ülkemizin CHP iktidarına ihtiyaç var. Bu kurultay, CHP’yi iktidar yapacak yolun döşendiği kurultaydır” ifadelerini kullandı.

“CHP, Terörsüz Türkiye diye tanımlanan çözüm sürecinin yanındadır. Ama kendi bildiğince, kendi üslubuyla” diyen İmamoğlu sözlerini “Şimdi misyonumuz tüm demokratları bu iktidar yürüyüşünün parçası yapmak. CHP’yi iktidar yapmak. Daha çok vatandaşımıza CHP’nin herkesin evi olduğunu anlatmalıyız. Seçimlere kadar hiçbirimize durmak yok. CHP iktidarında parlamenter sisteme döneceğiz. Adaleti devletin temeli yapacağız. Türk ordusu güçlü, hazır ve caydırıcı olacak. Gıda fiyatları düşüreceğiz. Parasız eğitimi nitelikli yapacağız. Çocuklarımız okula aç gitmeyecek, okulda aç kalmayacak. Herkes başını sokacak bir ev bulacak. Kadınları erkeklere ve piyasaya ezdirmeyecek, gençlere iş bulacağız. Biz zor zamanların partisiyiz. Milyonların ümidi biziz. Türkiye CHP’ye hazır, CHP Türkiye’yi yönetmeye hazır” diyerek bitirdi.

ÖZEL ‘İKTİDAR’ VE ‘MÜCADELE’ VAADETTİ

“Birlikte geçtik köprülerden, birlikte türküler söyledik. Birlikte göğüsledik zoru” dizeleriyle sözlerine başlayan Özel, şunları kaydetti:

255 GÜNDE 72 MİTİNG

CHP, Kuvayı Milliye’den doğmuştur. İlk kurultayımız Sivas Kongresi’dir. CHP, önce kurtuluşu sonra kuruluşu örgütleyen, Türkiye’ye sandığı getiren partidir. Bu parti yıllarca iktidar olmasa bile milletin gücünden başka güce inanmayan bir partidir. Tarihin dönüm noktasındaki kurultayımızda mertçe yarıştık. Özgüvenli siyaset yaptık. Partimizi 47 yıl sonra birinci parti yaptık. Milletimizin desteğiyle alınamaz yerleri kazandık. Yerel seçimlerden sonra 21 halk buluşması gerçekleştirdik. 19 Mart’tan sonra darbeye karşı direnişe geçtik. 255 günde 72 eylemde toplamda 11 milyon yurttaşımızla meydanlarda buluştuk. İki yılda 62 ilde 208 kez meydanları doldurduk. Ankara’da oturmadık. Bize istikamet çizenlere teslim olmadık. Milleti de bu siyasete kattık. İki sene önce 1.2 milyon olan üye sayımızı 2 milyona ulaştırdık.

DELEGELERE İKTİDAR SÖZÜ

Beş bin polisle İstanbul İl Başkanlığımıza saldırdılar. Bize yapılan her tür saldırıya inat sözü yükseltmenin inancıyla milletimizin karşısında metanetle durduk. Hep birlikte program metnini buraya getirdik. Oy birliğiyle programımızı hazırladık. Bundan sonra CHP, bu salondan ‘şimdi iktidar zamanı’ diyerek ayrılmaya, iktidara yürümeye hazırdır. Bu kurultaydan tarih önünde söz veriyorum. Bu kurultay partimizin muhalefetteki son kurultayıdır. 40. kurultay iktidardaki ilk kurultay olacaktır. Artık iktidar zamanıdır.

YARGI KOLLARINA GÜVENİYOR

Vakti gelmiş bir değişime engel olacaklarını sananlar var. Anıtkabir’de yüzümüze bakmayanlara misafir olduk, misafir ettik. Bu ülkede kavgayı bitirmek istedik. Süreç CHP’ye yarıyor kaygısıyla kutuplaşmaya döndüler. Tayyip Bey bizimle siyasi rekabet edemeyeceğini anlamıştı. O yüzden hiçbir partide olmayan AKP Yargı Kolları’nın başına bir bakan yardımcısını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atadı. AKP’nin bu örgütle mücadele etme cesareti yoktur. Sonra saldırılar başladı. İlk kez Ahmet Özer’i tutukladılar. Esenyurt’a kayyum atadılar. Bunu bir savaş ilanı kabul ettik. “Mücadele edeceğiz” dedik.

İMAMOĞLU ADAYIMIZDIR

Ekrem İmamoğlu adayımızdır. A planımız da B planımız da Z planımız da budur. Onunla mücadelenin meşru yolu sandıkta yarışmaktır. Ekrem İmamoğlu, milletin adayıdır. Sarayın adayı kimse, kendisine güveniyorsa meydana çıkmalıdır. Ekrem İmamoğlu’nu alt edeceksen millete güveneceksin, karşısına çıkacaksın. Hodri meydan. Yargı kollarına değil, teşkilatına güveneceksin. Ben örgütüme güveniyorum. Ben milletime güveniyorum. Adayım burada ve örgütüm burada, sandık nerede? Hodri meydan. Getirin sandığı, millet versin kararı.

PİJAMAYLA OTURMA ZAMANI DEĞİL

Erdoğan yandaş basına yükleniyor, zorluyor. Ama bir yalan hakikatin karşısında ne kadar dayanabilir? Bu kadar yalan, iftira olur mu? Bu ülke çok zor zamanlar gördü. Ama hiçbir dönem bu dönemin gaddarlığıyla yarışamaz. Çıtını çıkaranı Silivri’ye atıyorlar. Gazeteciler tutuklanırken onların arkadaşları susuyor. Sanatçılar ip gibi sıraya dizilip haysiyetleriyle oynanırken meslektaşları konuşmuyor. Milyonlar bedel öderken susanlara soruyorum. Bu çaresizliği kim öğretti size? Ne zaman unuttunuz bu ülkenin nasıl kurtulduğunu? Elinde kumandası, üstünde pijaması oturanlara sesleniyorum. Gün sokaklara akma, kara düzene itiraz etme günüdür. Ya pijamayla oturup sıranın sana gelmesini bekleyeceksin ya da meydanlarda bizimle bu darbeyi püskürteceksin. Meydanlar, sokaklar bizimdir. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.

DEM PARTİ’YE ‘CELLADINIZA AŞIK OLMAYIN’ GÖNDERMESİ

Biz bir mevzi olarak partimizi değil, bir cephe olarak demokratik siyaseti savunuyoruz. Herkesi de bizi değil, kendi varlıklarını ve çok partili rekabeti savunmaya davet ediyoruz. Herkesi canı istediğinde “Şu parti kapatılsın, kapatmıyorsa Anayasa Mahkemesi de kapatılsın” diyenlerin demokratlığını hatırlamaya davet ediyorum. Bir Stockholm Sendromu’na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğumuz cellatımıza aşık olmamaya davet ediyorum.

KILIÇDAROĞLU’NA ARINMA YANITI

Türkiye’de yıllardır kurgulanan bir düzen var. Değişmeyen aktörleri, yeni kuşağa direnen siyasetçileri, millete dayatan bir düzenle karşı karşıyayız. Müesses nizam kendi siyaset kurgusu bozulmasın istiyor. Bu kurguda da CHP’ye de bir yer tarif ediyor.‘Bugünün müesses nizamı nedir?’ diye sorarsanız, AK Parti iktidarının 23 yılda kurduğu kara düzenin ta kendisidir. Müesses nizamla mücadeleden dönüş yoktur. Dönüşü olmayan bu yolda korkanlara da yer yoktur. Müesses nizamla işbirlikçi olanlara, kara düzenin sesi olanlara, örgütlerin vermediği görevleri başka kapıda arayanlara yer yoktur. CHP arınacaksa işte bu anlayıştan aranacaktır. Bizi yüzde 25’e hapsetmek isteyenlerden, sokaklardan ve meydanlardan koparmak isteyenlerden arınacaktır. Çünkü bu parti artık seçim gecesi ışıkları erkenden söndüren, üyelerinin gözyaşı döktüğü bir parti olmayacak. CHP arınacaksa bizi eskiye döndürmek isteyenlerden arınacak. Artık kimse bizi yenilgiye alıştıramayacak. Ya müesses nizamın paslı zincirleri bu milleti saracak ya da bu millet bizimle birlikte zincirlerinden kurtulacak.

İMRALI KARARI AÇIKLAMASI

Biz, DEM Parti ile görüştüğümüz için terörist ilan edilirken duruşundan milim sapmayan, yeri geldiğinde de Kürtlere, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit yurttaşı olduğunuzu hissedeceksiniz’ diye vaatte bulunmaktan korkmayan bir partiyiz. Komisyonda gelinen aşamada komisyon 18 toplantı yapmıştır. Ama hâlâ belediyelerde kayyımlar bulunmaktadır. Kent Uzlaşısı adı altında utanç davalarından insanlar hapis yatmaktadır. Hâlâ seçilmiş siyasetçiler hapistedir. Bunlar çözülmeden, tüm meselenin ‘olmazsa olmaz’ denilerek İmralı’ya gitmeme noktasına sıkıştırılması doğru olmamıştır. Siyaset dayatmalarla değil, milletin rızasını alarak yapılır. O yüzden partimizin aldığı karar yıkıcı değil yapıcıdır. Çünkü menzil barışsa istikamet samimiyettir.

SİZE MÜCADELE VAADEDİYORUM

Seçim kampanyamız 19 Mart‘ta direnişle, 23 Mart‘ta Cumhurbaşkanı adayımızı belirlememizle fiilen başlamıştır. Partimiz 255 gündür sokaktadır. Gerekirse bin gün sürecek dünyanın en uzun seçim maratonunu hep birlikte koşacağız. Seçime kadar durmadan, ev ev, sokak sokak çalışacağız. Ben sizlere ilk seçime kadar güzel günler vadetmiyorum. Ben size iktidara gül bahçesinden geçerek gitmeyi vadetmiyorum. Ben size acıya katlanmayı ama teslim olmamayı vadediyorum. Ben size mücadele vadediyorum. Ben size 100 yıl önce olduğu gibi gerekirse ölümü göze almayı ama işgale teslim olmamayı vadediyorum. Ve tüm mücadelenin sonunda size iktidar vadediyorum. Onur, haysiyet ve cesaret vadediyorum. Size bakınca bu zaferi birlikte kazanacağımız yol arkadaşlarımı görüyorum. Benimle birlikte yürümeye var mısınız? O zaman o zaman haydi bakalım gençler, yürüyelim arkadaşlar.

DÖRDÜNCÜ KEZ SEÇİLDİ

Özel’in konuşmasından sonra Divan Başkanı Ayşe Ünlüce, sadece Özel’in adaylık başvurusu yaptığını açıkladı. Böylece Özel, tek aday olarak seçime gitti. Oy verirken gazetecilere açıklama yapan Özel, “İki yılda dördüncü kez bu yarışa giriyoruz. Bugün bizim açımızdan yeni bir başlangıçtır. Bu yeni başlangıçta bizle mertçe rekabet etmek isteyen herkesle rekabete hazırız. Bizi hâlâ daha yıldırmaya çalışıyorlarsa ve soruyorlarsa ki ‘nasılsınız’ diye, biz bildiğiniz gibiyiz, biraz daha ustalaştık taşı kırmakta, dostu düşmanı birbirinden ayırmakta” dedi. Oylamanın sonunda Özel 1333 geçerli oyun hepsini aldı yeniden genel başkan oldu. Özel, son iki yılda yapılan iki olağan ve iki olağanüstü kurultayla beraber dördüncü kez genel başkan seçilmiş oldu.