Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Ukrayna savaşı ve Belarus
Trump’la Putin’in görüşmesi, Ukrayna’da tabii ki hayal kırıklığı yarattı. Zirveden önceki sert üslubuna karşılık Trump, zirveden sonra Rusya’ya olumlu mesajlar verdi. Hepsi bir yana Putin’in Amerikan toprağında kırmızı halıyla ve Trump tarafından karşılanması bile dünya siyasetinde Rus karşıtı çevrelerin üç buçuk yıldır yürüttükleri Rusya’yı izole etme çabalarını da silip süpürüverdi.
Rusya’nın ateşkes şartları arasında, Donetsk ilinin tamamının teslimi var. Bildiğimiz üzere, Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesi, Donetsk ve Lugansk illerinden oluşuyor. Rusya, bu iki ile ek olarak, Zaporijya ve Herson illerini de resmen kendi topraklarına kattığını ilan etmişti (ilhak etmişti).
Ne var ki bunlardan sadece Lugansk ilini tamamen ele geçirebilmiş durumda. Donetsk’te il merkezi ve ilin yüzde 70’i Ruslar’da, kalan kısmı Ukrayna kontrolünde. Herson ve Zaporijya’daysa durum daha karışık. Yüzde yetmişerlik kısımların Ruslarda olmasına karşılık, yüzde otuzarlık kısımlar ve Herson ve Zaporijya il merkezleri, Ukrayna’nın elinde. Şimdi Rusya’nın dillendirdiği formüle göre, ateşkes için Ukrayna’nın Donetsk ilinin tamamını teslim etmesi istenirken Rusya bunun karşılığında,Herson ve Zaporijya illerinin Ukrayna kontrolündeki kısımlarına saldırmamayı vaad ediyor. Fakat Zelenski bunun yerine savaşın mevcut ateş hattı boyunca durdurulmasını istiyor (“Ruslar önce işgal ettiği topraklardan çekilsin, biz anca ondan sonra müzakere yaparız” dedikleri günlerden eser yok artık. Rusların daha 2014’te ele geçirdiği Kırım’ınsa adını anan yok). Zelenski, Donetsk ilinin tamamını savaşmadan teslim ederse iç politikada çok zor duruma düşer. Ayrıca Rusların burayı almasından sonra ateşkesi bir bahaneyle bozup Ukrayna’nın yumuşak cephe gerisine ilerlemeyeceğinin hiçbir garantisi yok. Bu konuda kim kimi ikna edecek göreceğiz.
Ne var ki Putin’le Trump’ın arası, Ukrayna’daki Biden sempatizanlarının gösterdiği kadar tozpembe değil. Trump, Putin’le görüşmeden kısa süre önce, Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko’yu aradı. Belarus şu anda Rusya’nın en yakın olduğu ülkelerden. Cumhurbaşkanı Lukaşenko eskiden Rusya’yla Batı arasında denge kurmaya çalışırken beş yıl önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Batı yanlısı muhalefetin isyan etmesi ve Batılı ülkelerin yoğun yaptırımlar uygulaması sonucunda bu manevra imkânını kaybedip tamamen Rusya’ya sığınmak zorunda kalmıştı. Bu olaylar öncesinde Belarus, Rusya’yla askeri ittifak içinde olmasına rağmen ülkesine Rus askerini sokmazken, Batı’nın yaptırımları sonrasında Rus askerlerini kabule mecbur kalmıştı. Bu da Rusya’nın 2022’de Kiev’e Belarus üzerinden saldırmasını kolaylaştıracaktı.
İşte şimdi Rusya’yla Belarus arasında eylül ayında yine büyük bir tatbikat yapılacak ve çok sayıda Rus askeri Belarus’a girecek. Trump’ın, Biden’dan farklı olarak Lukaşenko’ya sadece sopa değil havuç da gösterdiği, yani muhalefete baskıyı yumuşatmasına ve bazı tutukluları serbest bırakmasına karşılık Belarus’tan bazı yaptırımları kaldırmaya hazırlandığı görülüyor. Böylelikle Rusya’nın Kiev’e yeniden kuzeyden saldırması önleneceği gibi Trump, Rusya’ya batıdan sopa göstermiş olacak. Yani Kafkasya’daki “Trump Koridoru”ndan sonra şimdi de Belarus üzerinden Rusya’yı sarma girişimi. Görüldüğü üzere Trump’ın Rusya politikasını “siyah” veya “beyaz” diye adlandırmak zor. ABD ile Rusya arasında bazı alanlarda yumuşama yaşanırken bazı alanlarda da yeni kördüğümlerin atılacağı izlenimi oluşuyor.