Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Yeni çatışma alanı Moldova
Ukrayna’daki savaş bir taraftan Rusya’nın bir başka ülkeyi istilası ama diğer boyutuyla da bu savaş, Rusya ile Batı arasında bir çatışma (bunu artık Batılılar da Ukrayna’daki pek çok uzman da açıkça söylüyor). Ukrayna, Batı ile Rusya arasındaki çatışma alanlarından sadece biri fakat en kanlı olanı. Rusya’nın Ukrayna Savaşı’nda güç kaybetmesi, diğer bölgelerde zayıflamasına ve Batılıların buralarda ektilerini artırmasına yol açıyor. Bunlardan biri de geçen haftalarda yazdığımız üzere Güney Kafkasya. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önceki gün Ukraynalı gazeteci Dmitro Gordon’a, “Biz, Azerbaycan olarak topraklarımızın işgalini hiçbir zaman kabullenmedik ve günü gelince geri aldık. Siz de kendi ülkenizin topraklarının işgalini kabullenmeyin” diyerek Ukrayna’ya Rusya’ya karşı mücadeleye devam çağrısında bulunması, Azerbaycan’ın Rusya politikasında önemli bir kırılmaya işaret ediyor ki bunu da Rusya’nın güç kaybetmesi ve Batı’nın Güney Kafkasya’daki etkisinin artmasından bağımsız düşünmek mümkün değil.
Moldova’nınsa eskiden beri Ukrayna’yla pek çok benzerliği var. Rusya’nın batısında yer alan eski Sovyet ülkelerinden biri, tıpkı Ukrayna gibi Batılı kurumlara henüz dahil olmamış ve bu haliyle Rusya’yla Batı’nın nüfuz çatışmasına sahne olmayı sürdürüyor. Ayrıca bir zamanların Ukraynası gibi Rusya yanlılarıyla Batı yanlıları aşağı yukarı birbirine denk. Farklı olansa Ukraynalıların Ruslar gibi Slav kökenli olmasına karşılık, Moldovalıların Rumenlerle aynı kökten gelmesi ve bölgedeki istikrarsızlığın sadece Rusya’nın değil, Rumen milliyetçilerinin de iştahını kabartması. Böyle olunca buradaki iç siyasi gelişmeleri, Rusya’nın ve Batı’nın müdahalesinden bağımsız düşünmek olanaksız.
SANDU’YA BATI DESTEĞİ
Moldova’da beş yıl önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerini Batı yanlısı aday Maia Sandu kazandıktan sonra Sandu, Batı’nın desteğiyle devletin kontrolünü ele geçirdi. Moldova’nın güneyinde yaşayan ve Rusya’ya yakın çizgide olan Gagavuz Türklerinin özerk bölgesine yönelik baskılar giderek arttı. Zerk bölgenin başkanı Yevgeyina Gutsol tutuklandı ve ev hapsi sürekli uzatılıyor. Ülke nüfusunun sadece yüzde 30’unu oluşturan Gagavuz Türklerine yönelik bu önlemlerin Moldova yönetiminin güvenlik kaygısından kaynaklandığını söylemek güç.
Moldova’da geçen sonbahar yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini yine Maia Sandu kazandı. Ama dikkat çekici nokta, Sandu’nun yurtdışında yaşayan Moldovalıların oyları sayesinde seçilmesiydi. Yoksa Moldova’da yaşayan seçmenin büyük kısmı, Rusya’ya yakın çizgideki adaya oy verdi. Bu da her ne kadar Rusya Moldova’nın Transdinyester bölgesini işgal etmiş olsa da ve her ne kadar Rusya, Moldova siyasetine müdahale etmeye çalışsa da Moldova’daki Rusya yanlılığının sadece “Rusya’nın entrikalarıyla” açıklanamayacağını, Moldova toplumunda Rusya’yla yakınlık fikrinin kitlesel bir tabanı olduğunu gösteriyor. Moldova’da asıl güç parlamentonun elinde olduğu için Rusya bütün dikkatini 28 Eylül’de yapılacak parlamento seçimlerine odakladı. Rusya’ya yakın kesimler de “Zafer Bloku” adı altında birleşti. Ne var ki Avrupa Birliği bu bloka ve Rusya’ya yakın olarak bilinen diğer bazı kişi ve oluşumlara yaptırım kararı aldı. Bunlar, Moldova’da istikrarı bozmakla suçlanıyor. İlginçtir, gerek Ukrayna’da gerekse Moldova’da Batı yanlısı kesimlerin yaptığı her türlü eylem, ABD ve AB tarafından meşru görülür ve açıktan desteklenirken Rusya’ya yakın kesimlerin (Rusya’nın saldırısından önce de) etkinlikleri, “istikrarı bozma faaliyeti” olarak görülüyor ve bu kesimlere yapılacak uygulamalar, Batı tarafından meşru kabul ediliyordu. Şimdi de Avrupa Birliği’nin, Moldova’nın iç siyasetini dizayn etme ve Moldova yönetimine Rusya’ya yakın kesimleri kontrol altına almasına yardımcı olma faaliyetlerinin epey arttığını görüyoruz. Görünüyor ki önümüzdeki aylar Moldova’da da çalkantılara sahne olacak.