Depremin üzerinden 1000 gün geçti, insan sağlığı enkaz altında kaldı: Acılar hâlâ dün gibi taze

Depremin üzerinden 1000 gün geçti, insan sağlığı enkaz altında kaldı: Acılar hâlâ dün gibi taze

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1000 gün geçti. Depremlerde en az 54 bin yurttaş yaşamını yitirirken yüz binlerce insan evinden oldu. 11 ilde yıkım yaşanırken depremin üzerinden geçen süreye karşın binlerce insan konteyner kentlerde yaşıyor.

Anahtarı teslim edilen binalar altyapı yetersizliğiyle kullanılamıyor ve şantiyelere dönen şehirler, halk sağlığını olumsuz etkiliyor. Öte yandan deprem davalarında yaşananlar, yurttaşların adalet inancında da sarsıcı bir etki yaratıyor.

“Depremin 1000. gününde binlerce sorun devam ediyor” diyen Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Dr. Ali Kanatlı, “Yaşamak için en temel ihtiyaç olan temiz gıda, temiz hava, temiz su ihtiyacı maalesef sağlanamıyor. 1000 gündür sürekli toz solumaktan insanların ciğerlerinde oksijene yer kalmadı” dedi.

Kötü koşullar nedeniyle alerjik astım, kronik akciğer sorunları, kalp damar ve inme hastalıklarında artış olduğunu belirten Kanatlı, “Bu durum gelecekte kanser gibi hastalıklara da neden olacak” ifadelerini kullandı. Kanatlı, “Özellikle Hatay, adeta inşaat şirketlerine teslim edilmiş, yöneticilerinin olmadığı, şirketlerin kendi kurallarını koyduğu bir yere dönüştü” tespitinde bulundu. Deprem bölgesinde internet ve elektrik kesintilerinin de yaşamı zorlaştırdığını söyleyen Kanatlı, “200 bine yakın kişi de konteyner kentlerde kalıyor. Ayrıca yapılan TOKİ’lerin denetimsiz, altyapılarının sorunlu ve kullanılan malzeme kalitesinin tartışmalı olması da yurttaşlarda kaygı ve güvensizlik yaratıyor” dedi.

‘MAĞDUR ETTİ’

Adıyaman’da merkezdeki konteyner kentlerin boşaltılmaya başladığını ancak durumu olmayan yurttaşların kent merkezi dışındaki konteyner kentlere aktarıldığını söyleyen Adıyaman Tabip Odası Başkanı Dr. Erdal Yavuz, “Deprem öncesi merkezde tek bir hastane vardı, o durumda bile yetmiyordu. Halen tek bir hastane var, inşaatına başlanan diğer hastanenin açılmasına en az iki yıl olduğu söyleniyor” ifadelerini kullandı. Konteynerlerde aile sağlık merkezlerinin (ASM) hasta mahrumiyetini sağlamakta yetersiz kaldığını belirten Yavuz, “Henüz ASM binası yapılmadı. Konteyner ASM’lerin bekleme alanı yok. Sağlık koşulları nedeniyle mecburi görevleri biten doktorlar kentten ayrılıyor. Yaz boyunca süren su kesintileri tüm kenti mağdur etti. Çeşitli sağlık sorunlarına neden oldu” tespitinde bulundu.

YARGILAMA YAVAŞ

Yıkılan binalara ilişkin açılan davalarda süreç, kayıp yakınlarının tepkisini çekiyor. Henüz yargılaması başlamayan dosyalar bulunurken yargılama aşamasına geçen davalardaki “bilirkişi raporu” isteme döngüsü zaman aşımı kaygısını artırıyor. Kayıp yakınları, yıkıma yol açacak eksik ve kusurlara ilişkin “olası kast ile ölüme sebebiyet verme” suçundan cezalandırılma talep ediyor. Ancak deprem davalarında yargılamaların tamamına yakını, sorumluların “bilinçli taksir ile ölüme sebebiyet verme” ile cezalandırılması yönünde ilerliyor. Bilinçli taksir suçundan hüküm giymenin üst sınırı ise 22 yıl 6 ay. Şu ana kadar olası kasttan sanığa ceza verilen tek dava ise Adana’da 96 kişiye mezar olan Hasan Alpargün Apartmanı davası oldu.