Dervişoğlu PKK’nin kararını değerlendirdi: ‘Kendisini kapatmışsa şayet nereye çekiliyor’
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
“KENDİSİNİ KAPATMIŞSA ŞAYET NEREYE ÇEKİLİYOR”
Terör örgütü PKK’nin “Türkiye’den çekiliyoruz” açıklaması sorulan Dervişoğlu, “Kim çekiliyormuş efendim? Bunlar kendilerini feshetmemiş miydi? PKK kendisini kapatmamış mıydı? Bundan önceki süreçlerde bunu konuşmadık mı? 30 tane eşkıya silah yaktığında ‘bütün bu işler tamamlanmıştır’ türünden bir genel kanaat oluşturmaya çalışan insanları bu konuyla ilgili uyarmamış mıydık? Kendisini kapatmışsa şayet nereye çekiliyor? Kapatma göstermelikse bu çekilmenin ne şekilde tanımlanması gerekiyor diye üzerinde düşünmek lazım.
“Irak’ın kuzeyine çekildiğini söyleyen PKK’li teröristler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelip siyaset mi yapacaklar?” sorusuna Dervişoğlu; “Nereye kadar geçebileceklerini göreceğiz. Milletin bunun ne kadarına müsaade edeceğini göreceğiz. Bu tartışmaların toplumu nereye taşıdığını göreceğiz” yanıtını verdi.
“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’NİN MÜDAHALE ALANLARINI MI DARALTMAK İSTİYORLAR”
Açıklamadaki “Medya savunma sınırlarına çekiliyoruz” ifadesine ilişkin Dervişoğlu, “Medya savunma sınırları ne demek? Bazı adamlar var laf söylediğinde tefsiri gerekiyor. Medya savunma sınırları dediğimiz, TBMM’nin tezkere çıkararak teröre karşı kendi güvenliğini temin etmek üzere belirlediği alanlar ve Türk Silahlı Kuvvetleri emniyet birimleriyle birlikte orada yapmış oldukları operasyonlarla terör faaliyetlerini minimize ettiler. Şimdi medya savunma sınırları demek suretiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin müdahale alanlarını mı daraltmak istiyorlar? Terör örgütü artık kendini feshettiğini söyleyemez, söylese de kimseyi inandıramaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti şöyle bir soru sorsa; mademki bunlarla oturuyor mademki İmralı’ya gidip teşviki mesaide bulunuyor. Onlara sorun: Mahmur Kampı ne olacakmış mesela? Terörün kuluçka merkezleri ne olacakmış? Sadece Suriye’nin kuzeydoğusundaki o Suriye Demokratik Güçleri ya da işte PYD-YPG yapılanmasını söylemiyorum. Irak’ın kuzeyinde ne olacakmış? O kuluçka merkez niteliğini taşıyan kampların durumu ne olacakmış? Bütün bunların tamamına toptan bir bakışla yaklaşmayı becerememenin sonucudur bugün başımıza gelenler” dedi.
“BURADA BİR SİYASİ MANEVRA ALANI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”
“SAÇMALIK ŞURADA, ÖRGÜTE ÜYE OLMAK BAŞLI BAŞINA BİR SUÇ ZATEN”
Terör örgütünün siyasi entegrasyon söylemini değerlendiren Dervişoğlu, “Terör örgütü siyasi entegrasyon diyerek ne istiyor? Suriye’nin kuzey doğusunda Suriye Demokratik Güçleri ya da işte ya PYD-YPG denen ordulaşmış silahlı örgütlerin Suriye’ye entegrasyonuna benzer bir entegrasyon mu yapacaklar? Ya da şöyle mi düşünüyorlar entegrasyon derken; PKK denen cani terör örgütü Suriye’de kurguladıkları ve planladıkları gibi nasıl olsa ABD’nin eğittiği ve donattığı bir yapı, Türk Silahlı Kuvvetlerine mi entegre olacak? Onların suç işlememiş olanları da TBMM’de siyaset mi yapacak? Saçmalık şurada, örgüte üye olmak başlı başına bir suç zaten. Suça karışmamış örgüt üyesi olmak da başlı başına bir aymazlık. Bunları hangi çerçevede düşünüp kamuoyuyla paylaşıyorlar ya da koca koca saraylarda görev yapanlar bu görüş ve düşünceleri tahkim edecek söylemi nasıl geliştiriyorlar anlamış değilim” ifadesini kullandı.
Terör örgütü üyelerinin suça karışıp karışmadığının tespit edilebilme imkânı gibi pratiği de olmadığını ifade eden Dervişoğlu, “Böyle bir şeyi daha önceden tarih kaydetmemiş olduğu için nasıl yapılacağını belirleme imkanına kimse sahip olamaz. Ama burada bir şey var. Bu iş Türkiye için bir güvenlik sorunuydu, örgüt ile onun siyasi uzantısı parti tarafından siyasal zemine taşındı. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’ne 50 senedir kurşun sıkan örgütün başı bir barış güvercini gibi bu iktidarı yönetenler tarafından büyük Türk milletine sunulmaya kalkışıldı. İşin en kötü tarafı şu: ‘PKK eşittir Öcalan o da eşittir Kürtler’ denkleminin gerçek anlamda Kürtlere vereceği zarar benim endişemin temel kaynağı. Onun için ben kendi adıma ‘Ben şartel değilim beni kimse indirip kaldıramaz ben bu ülkenin sigortasıyım’ diyorum her fırsatta. Çünkü onların varlıkları, huzurları, mutlulukları da benim için önemli” diye konuştu.
“TÜRK MİLLETİNİN DEĞERLERİNİ TARTIŞMA KONUSU YAPACAKLAR”
PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan lehine DEM Parti grup toplantısında slogan atılması üzerine tepki verdiklerini hatırlatan Dervişoğlu, “Bunlar eşleştirildiğinde dilimizden, kökenimizden ötürü bize ırkçılık suçlaması yapıldı. Bu kadar basit mi, bu ülkeyi yönetenler bu gerçekleri görmüyorlar mı? Bütün bunların merhale merhale, adım adım yaşama geçirilmek üzere planlanmış senaryolar olduğunu idrak etmiyorlar mı? Ne demiştik? Türk milletinin değerlerini tartışma konusu yapacaklar. Tartışılıyor bugün. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesini tartışmaya açacaklar ve bugün baktığınızda kuruluş felsefesi tartışılır hale geliyor. Türkiye’deki anayasal düzeninin sorgulanmasına vesile olabilecek satırbaşlarını açacaklar bu komisyonda. Bir mesafe elde edip etmemeleri çok önemli değil. Önemli olan, bu büyük milletin kurduğu Cumhuriyet’in tartışılmazlarını tartışmaya açmak ve bir güvenlik sorunu olan terör belasını siyasal zemine taşımak amaçları dedik. İşte bugün muvaffak oldular ve dolayısıyla da Türkiye’nin başındaki belanın acilen tedbir alınmaması halinde daha da büyümesini muhtemel kılabilecek adımlar attılar. Onun için ben yine de bu büyük milletin, bütün bu olup bitenlere seyirci kalmayacağının altını çiziyorum ve herkesi aklını başına almaya davet ediyorum” diye konuştu.
“TUTARSIZLIK YÖNÜYLE ELEŞTİRİLMELERİ GEREKİRKEN BAŞKA VASIFLARIYLA ANILIYORLAR”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir” sözlerine ilişkin soruya Dervişoğlu, “Çıkardığı tartışmayla temennisi birbiriyle bağdaşmıyor denilebilir. Türk siyasetinde bazı insanlar var. Onların söyledikleri tartışılmasın isteniyor. Cevap verilmesi halinde de kontrolsüz tepkilerde bulunuyor. Hem onu hem bunu söylemek ve aslına bakarsanız bir tutarsızlık. Tutarsızlık yönüyle eleştirilmeleri gerekirken başka vasıflarıyla anılıyorlar” yanıtını verdi.
“BU YASAL DÜZENLEMELER FALAN KOMİSYON TARAFINDAN ÖNERİLEMEZ BİLE”
TBMM’de kurulan komisyonun yetkisiz bir komisyon olduğunun altını çizen Dervişoğlu, “Bu süreç devam etmez. Bu süreç Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki komisyonun kararıyla falan bir ivme kazanacak değil. Çünkü bu komisyon zaten yetkisiz bir komisyon. Bu yasal düzenlemeler falan komisyon tarafından önerilemez bile. TBMM’nin işidir netice itibarıyla” diye konuştu.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Meclis’te milletvekillerine sunum yapacağını söylemesine ilişkin Dervişoğlu, “Sayın Kurtulmuş bu işi kendisine mesele edinmiş birisi ama Sayın Numan Kurtulmuş’un bu işe kendini memur hissetmesinden çok önce Abdullah Öcalan’ın, Sayın Numan Kurtulmuş’u da tavsiye ettiğini akıldan uzak tutmamak lazım” diye ekledi.








