Gençlerin aşka bakışı değişiyor: Z kuşağı bilim yerine astrolojiye inanmayı tercih ediyor
Günümüzün dijital çağı, Z Kuşağı’na (kabaca 1997-2012 arası doğanlar) tüm bilimsel bilgiyi parmaklarının ucunda sunarken, konu aşk ve romantik ilişkiler olduğunda tablo değişiyor. Hint adlı yapay zeka destekli bir astroloji uygulaması tarafından 3.400 kullanıcıyla yapılan kapsamlı bir anket, çarpıcı bir gerçeği gün yüzüne çıkardı. Bu genç nesil, flört uygulamalarındaki düşük eşleşme kalitesi ve tekrarlayan döngülerin yol açtığı hayal kırıklığı nedeniyle bilimsel verilere dayalı yaklaşımlar yerine, astrolojik uyumluluğun rehberliğine sığınıyor.
DİJİTAL FLÖRT HAYAL KIRIKLIĞI ASTROLOJİYE KAPI AÇIYOR
Anket verileri, Z Kuşağı üyelerinin yüzde 73 gibi ezici bir oranının romantik kararlarında astrolojiye güvendiğini gösterirken, bir başka dikkat çekici oran da bu durumu açıklıyor: Katılımcıların yüzde 70’i geçtiğimiz yıl uygulama tabanlı flört deneyimlerinde büyük hayal kırıklığı yaşadığını bildirdi.
Flört uygulamalarındaki bu yaygın memnuniyetsizlik, kadınların düşük kaliteli eşleşmelerden şikayet etmesi ve erkeklerin neredeyse hiç eşleşme alamaması gibi sorunlarla kendini gösteriyor. Kullanıcıların yüzde 58’i ise tekrarlayan “kaydırma” dinamiklerinden kaynaklanan duygusal tükenmişlik (burnout) yaşadığını ifade etti. Astroloji, tam da bu noktada devreye girerek, gençlere bu tükenmişlik karşısında cazip bir perspektif ve yeni bir umut sunuyor.
ASTROLOJİ BİR YANSIMA ARACI OLARAK KULLANILIYOR
İnsan Kaynakları danışmanı ve kuşak uzmanı Bryan Driscoll, bilim ve gerçeklere güvendiğini belirtse de, “Aşk sadece mantık üzerine kurulmaz. İnsanlar anlam, duygu ve bağ arıyorlar” diyerek Z Kuşağı’nın astrolojide aradığı şeyin bir hikaye ve bir çerçeve olabileceğine dikkat çekiyor.
Leigh Roberts’a göre, astroloji flört bağlamında bir yansıtıcı araç olarak işlev görebilir; insanların çekim dinamiklerini belirlemesine ve kendi değerlerini netleştirmesine olanak tanır. Ancak, sadece yıldızlara aşırı güvenmenin de riskleri olduğunu belirtiyor. Roberts, astrolojinin içgörü ve duygusal dayanak sağlarken, uyumluluğun tek belirleyicisi olarak kullanılmasının yeni olasılıkları kapatabileceği konusunda uyarıyor.