Hükümet tarım sektöründeki kriz için yeni destek yerine sayımla oyalanıyor: Hedef çiftçi değil şirketler

Hükümet tarım sektöründeki kriz için yeni destek yerine sayımla oyalanıyor: Hedef çiftçi değil şirketler

Krizdeki tarım, yeni politikalar beklerken hükümet geleceği belirlemek iddiasıyla genel tarım sayımına başladı. Çiftçiler ve tarım uzmanları ise verilerin ulusal tarım politikası çerçevesinde, çiftçiyi destekleyen ve tüketiciyi gözeten bir yapı içinde kullanılması gerektiğini, aksi halde yalnızca şirketlerin çıkarlarına hizmet eden bir veri seti olarak kalacağını açıkladı.

TÜİK ve Tarım Bakanlığı işbirliğiyle yürütülen çalışmada şimdiye kadar 450 bin üreticinin beyanları kaydedildi. Sayımın yıl sonunda tamamlanması, sonuçların ise 2026’nın ikinci yarısında örneklemle elde edilmesi hedefleniyor. Türkiye’de bugüne kadar yedi tarım sayımı yapıldı: 1927, 1950, 1963, 1970, 1980, 1991 ve 2001. Son sayımların üretici lehine politika üretmede etkili olamadığını vurgulayan uzmanlar, sayıma ve plamlama anlayışına ilişkin soru işaretleri olduğunu belirtiyor.

Prof. Dr. Gökhan Özertan, sayımı olumlu bir adım olarak değerlendirirken, “TÜİK verisi sihirli değnek değil. Nasıl kullanılacağı önemli. İşin içine ekonomi ve politika giriyor. Dönüşüm bekleniyorsa çiftçi profili iyileştirilmeli. Eğitim, teknik destek, finans ve teknoloji okuryazarlığı gibi karmaşık bir yapıyı iyileştirmek gerek. İklim değişikliği de ciddi bir tehdit. Öncelik buna verilmeli” diyor.

ÇİFTÇİ GÖZETİLMELİ

2000 sonrası tarım politikalarını eleştiren Dr. Akif Dinçer ise “Tarım artık tamamen uluslararası şirketlerin ihtiyaçlarına göre tasarlanıyor. 2018’de Tarım Bakanlığı’nda aldığım notta, ‘Bizim bu kadar çiftçiye ihtiyacımız yok. 700 bin çiftçi yeter’ denmişti. Kırsal kalkınma gibi bir dert yok. Az sayıda çiftçi büyük işletmelere üretim yapacak. Ürüne dair tasarruf yetkisi üreticinin elinden alındı. Çiftçi gözetilmediği sürece sayımın hiçbir anlamı olmaz. Sadece şirketler için veri standardizasyonu oluşturuluyor” diyor.

Çiftçi-Sen Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu ise sayımın yöntemini eleştiriyor: “TÜİK, özel yönlendirme yapan sorular soruyor. Örneğin arazi sulanabilir mi sorusuna ‘Hayır’ cevabını vermezsen diğer sayfaya geçemiyorsun. 50’den sonraki hiçbir sayım üretici lehine politikalar getirmedi. Demokratik planlama için üreticinin bilgilerini ve taleplerini sunacağı, tüketicilerin gıda taleplerini dile getireceği ve bilim insanlarının konuşacağı toplantılar yapılmalı.”