İktidar, madencilerin grevini ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle erteledi: İşçi hakkını arayamadı

İktidar, madencilerin grevini ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle erteledi: İşçi hakkını arayamadı

İktidar, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına karşın bir kez daha grev erteleme kararı aldı. Yaklaşık 600 bin işçiyi kapsayan kamu sözleşmesinde ilk grev daha başlamadan beklenildiği gibi 60 gün süreyle ertelendi. Erteleme kararı “milli güvenlik” gerekçesine dayandırıldı. Oysa AYM, bunun anayasaya aykırı olduğuna dikkat çekmişti. Yeniden greve çıkılamadığı için erteleme kararı aslında “yasaklama” anlamına da geliyor.

Kamu sözleşmesinde anlaşma sağlanamadığı için Türkiye Maden-İş Sendikası bugün Eti Maden işyerlerinde greve başlama kararı almıştı. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyiy Erdoğan’ın kararıyla, grev kararı “milli güvenliği bozucu nitelikte” görüldüğü gerekçesiyle 60 gün süreyle erteledi. Grev ertelenen yerler Eti Maden Genel Müdürlüğü merkez teşkilatı, Bigadiç, Kırka, Emet Bor İşletme Müdürlükleri oldu. Yarın da Zonguldak’taki maden işçileri greve çıkmaya hazırlanıyordu. Ancak bu grevin de yine aynı gerekçe ile ertelenmesi bekleniyor. Sözleşme 600 bin işçiyi kapsadığı için önümüzdeki günlerde ardı ardına diğer işyerleri için de grev günleri gelecek. Bu grevlerin de yine peş peşe yayınlanacak kararlarla ertelenmesi bekleniyor.

‘YASAK’ DEMEK

Erteleme kararı ise aslında “grevin yasaklanması” anlamına geliyor. Yasaya göre, erteleme ile birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ya da görevlendireceği bir kişi arabulucu olarak uyuşmazlığın çözümü için çalışacak. Bu süre içinde taraflar aralarında anlaşarak uyuşmazlığı özel hakeme de götürebilecek. 60 gün sonunda anlaşma sağlanamazsa, 6 gün içinde taraflardan birinin başvurusu üzerine uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulu’nca çözülmek durumunda. Aksi halde işçi sendikasının yetkisi düşüyor. Yani erteleme kararı verildikten sonra o işyerinde artık greve çıkılamıyor. Ayrıca hakemin verdiği kararlar da kesin nitelik taşıyor.

201 BİN İŞÇİ

Prof. Dr. Aziz Çelik’in yaptığı araştırmaya göre, AKP döneminde tam 22 grev erteleme kararı yayınlandı. Grevi ertelenen-yasaklanan işçi sayısı ise 201 bin. Prof. Çelik, grev ertelemenin yasak anlamına geldiğini, çünkü erteleme süresinin bitiminde grevin başlayamadığına dikkat çekti.

AYM KARARLARINA AYKIRI

AYM, 2015 yılındaki Kristal-İş Sendikası’nın grevinin “milli güvenlik” gerekçesiyle ertelenmesini, anayasaya aykırı bulmuştu. Birleşik Metal-İş’in grevinin ertelenmesinde de aynı karar yinelenmişti. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Neredeyse her alanda AYM kararlarının hiçe sayılmasıyla karşılaşıyoruz. AYM, 2015 tarihli Kristal-İş kararında, grev ertelemelerinde milli güvenlik gerekçesinin hiçbir somut dayanağa bağlanmadan kullanılamayacağını açıkça belirtmişti. AYM, aynı tespiti Birleşik Metal-İş kararında da yineledi. Ama o günden bu yana 14 grev daha, yine soyut bir şekilde ‘milli güvenliğin bozulduğu’ gerekçesi öne sürülerek ve hiçbir somut açıklama getirmeden ertelendi. Bu uygulama açıkça anayasanın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkını ihlal etmektedir” dedi.

‘HAKLARIMIZI KULLANACAĞIZ’

Grevi ertelenen Türkiye Maden-İş Sendikası ise, “Emeklerimizi ve bizi yok sayanlar, en demokratik hakkımız olan grev hakkımı da elimizden alıyor” tepkisini gösterdi. Sendika, emeklerinin, haklarının ve alın terlerinin bir kez daha hiçe sayıldığı bir kararla karşı karşıya olduklarını vurguladı. Sendikadan yapılan açıklamada, “Alınan grev erteleme kararı, anayasa ile güvence altına alınmış grev hakkımızın fiilen gasp edilmesidir. Bu karar, madenlerde canı pahasına çalışan, yerin metrelerce altında ekmeğini kazanmaya çalışan binlerce işçinin sesini kısmaya yönelik kabul edilemez bir adımdır” denildi.

‘HAKKIMIZ GASP EDİLDİ’

Grev hakkının, demokrasinin ve sendikal mücadelenin vazgeçilmez bir parçası olduğuna işaret edilen açıklamada, şöyle devam edildi:

“Simdi bu hakkımız da gasp ediliyor. Bu erteleme kararı, sendikal hak ve özgürlüklere vurulmuş bir darbe olmanın yanı sıra, biz madencilerin sabrını zorlayan, bizi tamamen yok sayan, geleceğe dair umutlarımızı bitiren bir tutumdur. Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak, bu haksız ve hukuksuz karara karşı sessiz kalmayacağımızı, mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi tüm kamuoyuna ilan ediyoruz. Tüm hukuki merciler nezdinde yasal mücadelemizi başlatacak, anayasal haklarımızın gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Madencilerin yaşadığı zorlukları, taleplerimizi ve bu erteleme kararının vahim sonuçlarını kamuoyuna anlatmaya devam edeceğiz. Tüm sivil toplum kuruluşlarını, emek örgütlerini ve duyarlı vatandaşlarımızı sesimize kulak vermeye davet ediyoruz. Bu yasağın, bizi sindiremeyeceğini ve haklı taleplerimizden vazgeçiremeyeceğini bir kez daha vurguluyoruz. Emek düşmanı bu tutum karşısında, Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak her türlü yasal ve demokratik hakkımızı kullanarak mücadelemizi büyüteceğiz.”

BAKANDAN SKANDAL SAVUNMA

Bu arada verdiği teklif, hükümet tarafından geri çekilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yazılı açıklaması dikkat çekti. Işıkhan, 18 Temmuz’da verdiği ilk 6 ay için yüzde 24, ikinci 6 ay için “gerçekleşen enflasyon” oranındaki teklifin farklı noktalara çekildiğini savundu. Işıkhan, “İkinci 6 ay için temmuz-aralık aylarındaki enflasyon teklif edildi” dedi. Teklifin, ikinci 6 ayın (temmuz-aralık dönemi) gerçekleşen enflasyonu işaret edilerek hazırlandığını savundu. Oysa toplu sözleşmelerde “gerçekleşen enflasyon” ifadesi önceki 6 ayı kapsıyor. Bakanın dile getirdiği bu yılın temmuz-aralık dönemi enflasyonu ise “gerçekleşen” değil, “hedeflenen” enflasyon anlamına geliyor. Ayrıa Türk-İş’in dağıttığı ve altında bakanın imzasının olduğunu belirttiği belgede de bu yılın ikinci 6 ayı için “gerçekleşen enflasyon” ifadesi yer alıyor.

KULİSLERDE KONUŞULANLAR

Sendika kulislerinde, enflasyona göre verilecek zam konusunda Çalışma Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında anlaşmazlık yaşandığı konuşuluyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın gerçekleşen değil “hedeflenen enflasyona” göre hareket ettiğine işaret ediliyor. Sözleşmenin “gerçekleşen enflasyona” göre imza aşamasına geldiği sırada da ilk olarak masayı Maliye bürokratlarının terkettiklerine dikkat çekiliyor.

Bu arada Türkiye Maden-İş Sendikası’nın 25 Temmuz’da üyelerine yaptığı bir duyuru da dikkat çekti. Duyuruda, “Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile Cumhurbaşkanımızın varmış olduğu mutabakat metninden geri adım atılmaması” ifadesi yer aldı. Kulislerde, Türk-İş ile Cumhurbaşkanı’nın görüşmesinde anlaşmaya varılan “gerçekleşen enflasyon” konusunun sonradan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın devreye girmesi ile bozulmuş olabileceği yorumları da yapılıyor.