İktisatçı Mahfi Eğilmez’den dikkat çeken uyarı: ‘Enflasyon, yolsuzluk gibi meselelerin temelinde…’

İktisatçı Mahfi Eğilmez’den dikkat çeken uyarı: ‘Enflasyon, yolsuzluk gibi meselelerin temelinde…’

İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Rant Çeşitleri ve Türkiye” başlıklı yazısında, Türkiye’deki farklı rant türlerini sıralarken en yaygın olanların rant arayışı ve kentsel rant olduğunu vurguladı.

Eğilmez, rant yaratılması, rant arayışı ve rant dağıtımının çözülmemesinin ekonomideki sorunların temel sebepleri arasında yer aldığını belirtirken, genel durumu şöyle açıkladı:

RANT KAVRAMININ TANIMI VE KÖKENİ

“Rant; Fransızca ‘rente’ sözcüğünden gelir ve kira, faiz getirisi anlamındadır. Doğal kaynak sahiplerinin bunları başkalarına kiralayarak elde ettiği gelirleri tanımlamak için kullanılır. Toprak sahibinin toprağını kiralaması, içme suyu kaynağı bulunan kişinin bunu başkasına işletmesi için kiralaması ya da petrol rezervine sahip kişi veya kurumun alanı kiralayarak emek harcamadan gelir sağlaması rant örneklerindendir.

EKONOMİK RANTIN TEMELLERİ

Ekonomik rant kavramını ilk olarak David Ricardo gündeme getirmiştir. Ricardo, rantı toprağın kullanımı için toprak sahibine ödenen bedel olarak tanımlar. Onun bahsettiği rant, mutlak ya da kıtlık rantı olarak bilinir.

Kıtlık rantı; üretim faktörlerinden biri olan toprak veya doğal kaynakların miktarının sınırlı ve kıt olması durumunda ortaya çıkar. Toprak, üretime ancak bulunduğu yerde katılabilir ve arzı artırılamaz. Bu nedenle buna kıtlık rantı denir.

Toprak dışındaki doğal kaynaklarda durum biraz farklıdır. Örneğin petrol rezervlerinin bulunması milyonlarca yıl alır ama yeni rezervlerin keşfi arzı artırabilir. Ricardo, toprakların coğrafi konumu ve kalitesindeki farklılıkları açıklamak için diferansiyel rant kavramını geliştirmiştir.

RANTIN GELİŞİMİ VE MODERN ANLAMI

Zamanla rant kavramı, toprak ve doğal kaynakların ötesine geçerek emek harcamadan elde edilen gelirleri kapsayan geniş bir anlam kazanmıştır. Bu tür gelir sahiplerine ‘rantiye’ denir. Miras yoluyla kira, faiz veya telif geliri elde eden kişiler bu gruba örnektir. Petrol zengini bazı devletler için ‘rantiye devlet’ tabiri kullanılır; bu devletlerde vergi oranları genellikle çok düşüktür.

Korkut Boratav ise rantı, “devletin çeşitli uygulamalarla bireysel, endüstriyel veya sektörel olarak özel teşebbüs lehine herhangi bir çıkar avantajı yaratması ve bu avantajın paylaşımı” olarak tanımlamaktadır.

KENTSEL RANT VE ÖRNEKLERİ

Kentsel rant ise kentleşme ve nüfus artışının yarattığı bir rant türüdür. Örneğin, iki katlı bir evin yıkılıp yerine on katlı bir bina yapılmasıyla, ev sahibi emek harcamadan önemli bir rant geliri elde edebilir.

Tüketici rantı, bir malı almak için ödemeye razı olunan fiyat ile ödenen gerçek fiyat arasındaki farktır. Üretici rantı ise, satıcının piyasa koşulları nedeniyle beklediğinden daha yüksek fiyatla satış yapması sonucu elde ettiği fazladır.

VERGİ VE RANT İLİŞKİSİ

Vergi sistemine bağlı olarak mali rant ve mali sömürü kavramları ortaya çıkar. İmar değişikliklerinden kaynaklanan değer artışından alınan vergiye ise rant vergisi ya da değer artış vergisi denir.

RANT YARATMA DAĞITMA VE KOLLAMA

Kamu kuruluşlarının kararları ve uygulamaları bazen rant yaratır. Bu durum, mal ve hizmetlerin kıtlığından kaynaklanır ve rantın belirli kişi ya da kurumlara aktarılmasıyla sonuçlanır. Rantın paylaşılması karşılığında sağlanan menfaatlere ise rant kollama denir.

RANT ARAYIŞI VE ETKİLERİ

Gordon Tullock’un ortaya koyduğu ‘rant arayışı’ kavramı ise, lobicilik, rüşvet, şantaj gibi yöntemlerle kendi çıkarlarını artırmaya çalışan kişi ve kurumların eylemlerini ifade eder. Bu mekanizma iki taraflıdır; ranttan faydalananlar ve izni veren siyasetçiler ya da kamu görevlileri.

TÜRKİYE’DE RANT ÇEŞİTLERİ VE SONUÇLARI

Türkiye’de rant çeşitlerinin tümü görülmektedir. Özellikle kentsel rant ve rant arayışı hızla artmakta, ekonomik ve sosyal sorunların temelinde yer almaktadır. Enflasyon, yolsuzluk gibi meselelerin temelinde rant sorunları yatar. Bu sorunlar çözülmeden kentlerin bozulmasının, haksız kazançların önlenmesinin, ahlâk erozyonunun giderilmesinin ve enflasyonun kalıcı olarak kontrol altına alınmasının mümkün olmadığı açıktır.