İsminde uzlaşılamayan çözüm süreç sürerken, yeni anayasa çalışması başladı: Süreç anayasal değişimi nasıl etkileyecek?

İsminde uzlaşılamayan çözüm süreç sürerken, yeni anayasa çalışması başladı: Süreç anayasal değişimi nasıl etkileyecek?

AKP-MHP ile DEM Parti-PKK hattında isminde uzlaşılamayan süreç sürerken, iktidar yeni anayasa için çalışma başlattı, komisyon kurdu. Yeni anayasa kapsamında gündeme gelecek değişiklikler merak konusu olurken, Cumhuriyet önemli bir iddiaya ulaştı.

Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın “Gizli PKK Zirvesi” olarak bilinen terör örgütüyle görüşmeleri için kurulan “Barış, Kardeşlik ve Dayanışma Komitisi”nin sözcüsü olan İslamcı yazar İsmail Nacar; 2011’de terör elebaşısı Abdullah Öcalan’la bir anayasa taslağının üzerinden uzlaşıldığını iddia etti. Nacar; söz konusu taslakta anayasadaki “Devletin dili Türkçedir” ibaresinin “Resmi dil Türkçedir” biçiminde değişitirileceğini, yurttaşlık tanımının “Türkiye Cumhuriyeti’ne ortak vatan ve bayrak üzerinden bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” olarak düzenleneceğini ve bölgesel eğitim anlaşışıyla anadilde eğitimin sağlanması konusunda mutabakata varıldığını açıkladı. Nacar; yeni anayasa süreci kapsamında DEM Parti’nin bu maddeleri yeniden gündeme getireceğini ileri sürdü.

AKP ile MHP’nin “Terörsüz Türkiye” sloganıyla, DEM Parti ve PKK terör örgütünün “Barış ve Demokratik Toplum” olarak yürüttüğü daha isminde uzlaşılamayan çözüm sürecine yönelik yasal düzenlemler sürerken, yeni anayasa tartışması da gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; yeni anayasa çalışması için 11 kişiden oluşan bir komisyon kurdu. Meclis’te de yeni anayasaya yönelik tartışmalar arttı. Bu kapsamda PKK terör örgütünün silah bırakmasının ardından hızlanan çözüm süreci kapsamında anayasada yapılacak olası düzenlemeler ise merak konusu oldu.

2011’DE BİR ANAYASA MUTABAKATI YAPILDI İDDİASI

Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın 1996’da PKK terör örgütüyle başlattığı “Gizli PKK Zirevesi” olarak bilinen çözüm görüşmelerinde aktif görev alan “Barış Kardeşlik ve Dayanışma Komitesi” sözcüsü İslamcı yazar İsmail Nacar; Cumhuriyet’e önemli bir iddia da bulundu. Nacar; söz konusu komitenin daha sonra “Barış Gönülleri İnisiyatifi” olarak dönem iktidarlarının bilgisi dahilinde görüşmelerin hep sürdüğünü belirterek; 2011’de o dönem Barış ve Demokrasi Partisi’nden (BDP) Adana Milletvekili olan Murat Bozlak ile bir anayasa düzenlemesi çalışmasında bulunduklarını açıkladı. Nacar; söz konusu anayasa düzenlemesinin o dönem Bozlak ve Asrın Hukuk Bürosu aracılığıyla KCK/PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a iletildiği ve terör elebaşısının da onayladığını iddia etti.

YURTTAŞLIK ANLAYIŞINDA DEĞİŞİKLİK ÖNGÖRÜLMÜŞ

Nacar, 1’inci Çözüm Süreci’nde yapılan bu anayasal mutabakatın yeni anayasa tartışması kapsamına DEM Parti’nin yeniden gündeme getireceğini iddia etti. Nacar; söz konusu düzenlemenin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın devletin bütünlüğü ve resmi dilini düzenleyen 3’üncü maddesi, eğitim dilinin Türkçe olmasını düzenleyen 42’nci maddesinin ve yurttaşlık tanımını içeren 66’ncı maddesini de içerdiğini belirtti. Nacar; söz konusu mutabakat kapsamında öngörülen anayasa değişimlerinin şunlar olduğunu belirtti:

– 3’üncü maddedeki “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir” ibaresi; “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Resmi Dili Türkçedir” şeklinde öngörüldü.

– 42’nci maddedeki “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” ibaresi; “Eğitim ve öğretim, resmi ve aynı zamanda en yaygın dil olan Türkçeyle yapılırken, farklı anadiller kendi özel eğitim ve öğretim faaliyetlerinde özgürdürler” şeklinde değişikliğinde mutabık kalındı.

– 66’ncı maddedeki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” ibaresinin ise “Devlete, ortak bir vatan ve bayrak bilinciyle bağlı olan her fert Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” biçiminde değiştirilmesinde uzlaşıldı.

ORTAK VATAN KAVRAMI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN FESİH KARARINDA DA KULLANILMIŞTI

PKK terör örgütünün 12 Mayıs’ta yayımladığı fesih açıklamasında ise Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu Lozan Barış Antlaşması ile cumhuriyetin anayasası 1924 Anayasası’nı hedefe koyarak “ortak vatan” kavramını kullanması dikkat çekti. Terör örgütünün tepki çeken açıklamasında; “Önder Apo, Kürt-Türk ilişkileirnin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın öncesini referans alarak, ‘Ortak Vatan’ ve ‘Kürt-Türk’ halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve demokratik ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi” denilmişti.