Kara komedi Güller ile aksiyon-komedi suçüstü gösterime girdi: Ölüm ayırana dek

Kara komedi Güller ile aksiyon-komedi suçüstü gösterime girdi: Ölüm ayırana dek

Güller (The Roses), birbirini yoğun bir şekilde çok seven, daha sonra birbirlerinden yoğun bir şekilde nefret eden iki insanın öyküsü. Bazı durumlar çok bilindik: en sevdiğimiz insana aşkımızı, sevgimizi gösterme zorluğu, sevdiklerimize sevgimizi gösterememe eksikliği, sevginin emek ve ilgi istediği. Oyuncu-yönetmen Danny De Vito, Michael Douglas ve Kathleen Turner’la birlikte kara komedi Güllerin Savaşı’nı (1989) çekti, film kült klasik oldu. 36 yıl sonra komedilerin (Zor Baba, Avanak Ajan) yönetmeni Jay Roach, Warren Adler’in romanından senaryosunu Tony McNamara’nın (Sarayın Gözdesi, Cruela) yazdığı Güller’i İngiliz sinemasının en iyi oyuncularından Olivia Colman ve Benedict Cumberbatch’la birlikte gerçekleştirdi. İngiliz çift ilginç bir şekilde tanışır, yıldırım aşkla bağlanır.

Rekabet ve savaş Theo çok iyi bir mimardır, Ivy başarılı bir şeftir. İdeal, örnek yaşantılarını California’da mutlu, mesut, iki çocukla birlikte sürdürürken Theo işinden kovulur. Ivy gittikçe ünlenir. Theo mesleğinden feragat edip evde çocuklara bakar, Ivy evi geçindirir. Amerikalı dostlarının silah tutkuları, mutsuz evlilikleri, kültürel blokajlar onları bunaltır. Bir süre sonra memnuniyetsizlikler, içerlemeler, rekabet ortaya çıkınca ev savaş alanına dönüşür. Roach, boşanmaktan çok evliliklerini sürdürmek isteyen Rose’ları anlatırken modern toplumda bunun ne denli zor olduğunu vurgular.

Evlilik, aile dinamiklerini etkileyen bir unsurdur, kadın da erkek de mesleklerinde başarılı olmak ister. İletişim, özür dilemek, teşekkür etmek ve ilerlemek çok önemlidir. Kişisel memnuniyet yerine toplumun övgüsü kazanmaya çalışılır. Diyaloglar iğneleyicidir, Happy Together şarkısıyla başlayan film aynı şarkıyla sonlanır. Güller komik aynı zamanda çağdaş insanın yapısını doğru yorumlayan bir film. Öteki rollerde Andy Samberg, Kate McKinnon, Allison JanneySunita Mani oynuyor. Colman’la Cumberbacht aynı zamanda filmin yapımcıları.

ŞIDDETİN SARMALINDA

‘1990’LARIN sonunda dünya sakindi, yaşanabilir bir yerdi. Bizi en çok 2000’lere girmek endişelendiriyordu. Bill Clinton evlilik dışı ilişkisini sakladı. Sovyetler Birliği dağıldı, gerçek bir düşman kalmadı. 11 Eylül saldırısı yoktu. Ekstazi yasaldı. Hip-hop, grunge, elektronik müzik başlamıştı. Harika bir dönemdi diyor yönetmen Darren Aronofsky. Newyorklu sinemacı şehrine özellikle East Village’a çok bağlı, ilk uzun metrajı Pi’yi (1998) orada çekti. Charlie Huston’ın romanından uyarladığı aksiyon komedisi Suçüstü’yü 27 yıl sonra aynı bölgede bu kez çekim izni alarak bütçesi yüksek bir şekilde yaptı. Bir Rüya İçin Ağıt, Siyah Kuğu, Kaynak, Şampiyon, Nuh: Büyük Tufan, Balina gibi dramlar çeken yönetmen ilk kez bir aksiyon komediyle karşımızda. 1998 Newyork, eski yıldız beyzbolcu Hank araba kazasından sonra bir barda çalışır, her gün annesini arar, sağlıkçı sevgilisi Yvonne’la mutludur. Bir gün punk komşusu Russ Londra’ya gidince kedisi Bud’ı Hank’e bırakır. Bud’la birlikte Hank’in peşine Rus mafyası, katil Yahudi kardeşler, yozlaşmış bir kadın polis düşer, ortada 4 milyon dolar vardır. Kendini şiddet sarmalının ortasında bulan genç adam hayatta kalmak zorundadır. Konu basit gibi görünse de yönetmenin sinematografik anlatımı, fizik kurallarını hiçe sayan aksiyon sahneleri, tüm oyuncuların performansları olağanüstüdür. Müzik İngiliz rock grubu Idles’a ait.

Soygun, aşk, kurtuluş filminde Austin Butler, Zoe Kravitz,Regina King, Liev Schreiber, Vincent d’Onofrio, Mitch Michael, Griffin Dunne oynuyor. Aronofsky Suçüstü’yle 1990’lara, East Village’a ve Martin Scorsese’nin Saatler Sonra filmine saygıda bulunur.