Laik ve örgün Türk eğitim sistemine paralel sistem: Eğitimde ‘Hâlidî’ kuşatması!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni paralel yapı çıkışı, gözleri cemaatlere çevirdi. Nakşibendî tarkiatının Hâlidî kolunun Türkiye’deki en güçlü cemaatleri İsmailağa, İskenderpaşa ve Erenköy cemaatinin; laik ve örgün Türk eğitim sistemine pararlel eğitim sistemi oluşturduğu ortaya çıktı. Türkiye’de yasadışı medrese ağı oluşturan İsmailağa, Suriye/Şam’da de medrese açmaya hazırlanıyor. Bunun yanı sıra Erenköy cemaatinin Hüdâyi Vakfı ise adeta bir “eğitim imparatorluğu” kurdu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “yeni bir paralel yapı” çıkışı ile basın danışmanı Yıldıray Çiçek’in FETÖ’nün 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni anımsatması siyasette yeni tartışma başlattı. Bu tartışma gözleri oluşturdukları ekonomik güçle Türkiye’de siyaset, bürokrasi ve sosyal yaşamda etkilerini arttıran cemaatlere çevirdi.
Gazetemiz Cumhuriyet, Türkiye’nin karanlık yüzü cemaatleri mercek altına alırken; dün Menzil, Nurcular ve Süleymancıları masaya yatırdı. Bu üç cemaatle birlikte Nakşibendî tarkiatının Hâlidî kolunun Türkiye’deki ayaklarından İstanbul merkezli İsmailağa, Erenköy ile İskenderpaşa cemaatlerinin de varlığı dikkat çekiyor.
İMAM-HATİPLİKTEN CEMAAT ELEBAŞILIĞINA: USTAOSMANOĞLU PORTRESİ
İsmailağa cemaati adını İstanbul Fatih’in Çarşamba semtindeki İsmailağa Camisi’nden alıyor. Cemaatin merkezi de bu cami. Cemaatin kurucusu ve 23 Haziran 2022’de yaşamını yitiren elebasışı Mahmut Ustaosmanoğlu; 1954’te bu camiye imam-hatip olarak atandı ve görevini 1997’deki emekliliğine değin sürdürdü. Cemaat yaplanmasını da görevi aracılığıyla bu camide oluşturdu, emekli olmasının ardından yine bu camide taraftarlarına vaaz vermeye devam etti. Cemaat katı bir gelenekselci (ehli sünnet) anlayışa sahip olup erkeklerin uzun sakallı, cübbeli, şalvarlı; kadın üyelerinin de burkalı olması cemaatin en belirgin özelliği…
2 HOCASI SUİKASTE UĞRADI
Cemaatin Ustaosmanoğlu’nun ardından öne çıkan isimleri damadı Hızır Ali Muratoğlu 1998’de, vaiz Bayram Ali Öztürk de 2006’da İsmailağa Camisi’nde vaaz verirken suikaste uğradı. Bu iki ismin ardından Ustaosmanoğlu’nun yaşamını yitirişine kadar cemaatin ikinci ismi Cübbeli Ahmet Hoca (Ahmet Mahmut Ünlü) sayılıyordu.
İSMAİLAĞA’NIN EKRAN YÜZÜ: CÜBBELİ AHMET HOCA
Cübbeli Ahmet, Ustaosmanoğlu’nun yaşamında cemaatin en etkin isimlerindendi. Taraftarlarına verdiği vaazlar ise çoğu zaman basın ve iletişim araçlarında yayınlanması nedeniyle cemaatin ekran yüzü olarak kamuoyunca biliniyordu. Cübbeli Ahmet; “Bir erkeğin sakalını kesmesi, fıtrata müdahale ederek yaradılışı bozmaktadır ki, bu insanı küfre kadar götürür”, “Yarın ahirette kabirden çıkan bir adamı azap melekleri yakalasa, azaba yaka paça götürürken o adam ‘Ben Nakşibendî tarkiatının Hâlidî kolundanım’ derse bırakırlar” ve “Allah’a aracısız bağlanan şeytana bağlanır” gibi ifadeleriyle gündeme geldi. Diyanet’in gizli tarikatlar raporunda Cübbeli Ahmet’in bu ifadeleri; “Tekfire (dini onaylamamaya hükmetme) varan söylemler” ve “amacını aşan söylem ve fetvalar” olarak değerlendiriliyor.
CÜBBELİ AHMET’İN ‘DİN TİCARETİ’: JET FADIL’LA ORTAKLIK
Diyanet’in raporunda ise Cübbeli Ahmet için “dini argümanlardan ticari rant sağladığı”, taraftarlarına “Kabir azabında yanmaz kefen” reklamı yaptığı kaydediliyor. Diyanet’in raporunun yanı sıra Cübbeli Ahmet; Türkiye’de yaptığı dolandırıcıklarla uzun süre gündemden düşmeyen ve kamuoyunda “Jet Fadıl” olarak bilinen Fadıl Akgündüz’le de 2011’de “5 hilalli İslam’i yaşam tarzına uygun tatil yeri” olarak bilinen “Caprice Gold Bayrampaşa” projesini yürütmesiyle biliniyor.
Cübbeli Ahmet; projenin 2010’daki temel atma töreninde dua okuyup, “Buradan yer satın almak caiz midir? Ben size fetva veriyorum, caizdir” demişti. Jet Fadıl’ın bu projede de insanları dolandırdığı ortaya çıkınca Cübbeli Ahmet “Ben de dolandırıldım” savunusu yapmıştı.
USTAOSMANOĞLU’NUN ÖLÜMÜ CEMAATİ BÖLDÜ
Ustaosmanoğlu’nun 23 Haziran 2022’deki yaşamını yitirişinin ardından cemaatte “şeyhlik” kavgası başladı. Ustaosmanoğlu’nun ardından cemaatin başına dünürü Hasan Kılıç geçti. Kılıç’ın cemaatin başına geçmesiyle, cemaatin önde gelen isimlerinden Masum Bayraktar “Ustaosmanoğlun’un yaşamını yitirmeden şeyhliği kendisine verdiği” iddiasıyla cemaatten ayrıldı ve Temmuz 2022’de “Mahmut Efendi cemaati”ni kurdu.
CEMAATİN RABITASINI KABUL ETMEDİ, ATILDI
Masum Bayraktar’ın cemaatten ayrılsa da cemaatte iç karışıklık son bulmadı. Bu kez de Cübbeli Ahmet ve grubu, Hasan Kılıç’ın “şeyhliğini” kabul etmedi. Bu konuda en büyük kavga “rabıta” konusunda yaşandı. Cemaat literatüründe rabıta “müridin şeyhine gönlünü bağlaması ve onu düşünmesi, kayıtsız şartsız şeyhe biat etmesi” anlamına geliyor. Cemaat içinde Ustaosmanoğlu’nun yaşamını yitirmesinin ardından rabıtanın Hasan Kılıç’a yapılması görüşü ağır bastı. Buna karşın Cübbeli Ahmet; Ustaosmanoğlu’nun rabıtasının bozulmadığını, Hasan Kılıç’ın “cemaat büyüğü” olarak sayılması gerektiğini savundu. Bu kapsamda iç çatışma büyünce Cübbeli Ahmet, 27 Mart 2024’te cemaatten atıldı.
8 BİN KİŞİLİK ORDU İDDİASI
Bu olayın ardından Cübbeli Ahmet, Hasan Kılıç ve Kılıç’ın ardından posta oturması beklenen Ustaosmanoğlu’nun damadı Mahmut Eren’i hedef almaya başladı. Cübbeli Ahmet en son İBDA-C’nin İsmailağa’da örgütlendiğini ileri sürdü. İddiaları kapsamında Cübbeli Ahmet, Eren’e bağlı Yavuz Sultan Selim Gençliği Derneği’nde öğrencilere “selefiliğin” aşılandığını söyledi. Cübbeli Ahmet, bu dernekte dersler veren Hasan Yaşar ile öğrencilerinden H. Polat arasında şu diyaloğun geçtiğini aktardı:
“H. Polat: ‘Bu Kemalistler çoğalacak. 8 bin kişilik bir ordunuz var. Önce içeriyi temizlersiniz. Çok basit.’
Hasan Yaşar: ‘Ya tamam bunlar güzel hayaller. Bir şey demiyorum da yani hemen olmaz bunlar.’
H. Polat: ‘İlk savaşacağım akrabalarım olur.’”
MEB’E PARALEL YAPILAR: İSMAİLAĞA MEDRESELERİ
İsmailağa cemaatinin Türkiye genelinde Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) paralel olabilecek bir yasadışı medrese eğitim ağı bulunuyor. Diyanet’in raporunda cemaatin okullar, medrese, Kuran kursları ve basın-yayın organları gibi çeşitli kurumları olduğu belirtilerek; “İsmailağa cemaatinde eğitim ‘Arapça ve Hafızlık Talebeleri’, ‘Tekâmül Medreseleri’ ve ‘İhtisas Medreseleri’ olmak üzere üç aşamalı olarak gerçekleştirilmektedir. Klasik tasavvufi uygulamalarının yanında cemaat hafızlık ve medrese eğitimiyle öne çıkmaktadır. Asıl merkezleri İstanbul olmakla birlikte Türkiye genelinde bu alanlarda ciddi bir hakimiyetleri söz konusudur” tespiti yer alıyor.
TÜRKİYE DAR GELDİ, SURİYE’YE GENİŞLEMEYE BAŞLADI
İsmailağa cemaatinin son dönemlerdeki Suriye çıkartması ise dikkat çekiyor. Selefilik iddialarıyla gündeme gelen cemaat, cihatçı Heyetü Tahrirüş Şam’ın (HTŞ) Suriye yönetimini 8 Aralık 2024’te ele geçirmesinin ardından 6 Ocak’ta Suriye’nin başkenti Şam’a bir heyet göndermişti. İsmailağa cemaatinin ziyaretinin ardından Suriye Evkaf (Vakıflar) Bakanı Muhammed Ebul Hayrüş Şükri de 30 Haziran’da cemaatin bir etkinliğine katılmıştı. Cemaatin HTŞ ile arasındaki bu bağ dikkat çekerken, cemaat 15 Eylül’de HTŞ ile anlaşarak Şam’da bir medrese kuracağını duyurdu.
ERDOĞAN, ŞEYHİN CENAZE TÖRENİNE KATILMIŞTI
İsmailağa cemaati AKP’ye en yakın cemaat gruplarından birisi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde, 11 Ağustos 2014’te Ustaosmanoğlu’nu evinde ziyaret etmişti. Ayrıca Erdoğan, Ustaosmanoğlu’nun 24 Haziran 2022’deki cenaze törenine de katılmıştı.
Cenaze töreninde Erdğan’ın yanı sıra dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu; dönemin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın; dönemin AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ile AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş yer almıştı. AKP’li siyasilerin yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici de törende bulunan siyasiler arasındaydı.
NAKŞİBENDÎLİĞİN HÂLİDÎ KOLUNUN TÜRKİYE NÜVESİ: İSKENDERPAŞA
Nakşibendî tarkiatının Hâlidî kolunun Türkiye’de yayılmasına öncelik eden İskenderpaşa cemaatinin kökenleri Osmanlı’ya kadar dayanıyor. Cemaatin kurucusu İstanbul Fatih’teki İskender Paşa Camisi’nin imamı Muhammed Zahit Kotku (1897-1980); Hâlidî kolunun Türkiye’de gelişmesinde önemli rol oynayan Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi’nin (1813-1893) öğrencilerinden Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi’nin öğrencisiydi. Zahit Kotku’nun yaşamını yitirişinin ardından cemaatin başına Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsü’nün eski başkanlarından Mahmut Esad Coşan geçti. Coşan’ın 2001’deki yaşamını yitirişinin ardından cemat postuna oğlu Nurettin Coşan oturdu.
ÖĞRENCİ VE BÜROKRASİYE ETKİ ETTİ
Diyanet’in raporunda; Zahit Kotku’nun üniversite öğrencileri ve bürokratik kesim üzerinde etkisinin olduğu vurgulanarak; “İskenderpaşa cemaatinin dergâhtan cemaate dönüşme sürecinde partileşme, vakıflaşma, dergi-yayıncılık ve şirketleşme şeklinde dört aşamadan söz edilmektedir. Nurettin Coşan babası Esad Coşan’ın ortaya koyduğu çerçeve dahilinde ticaretten siyasete, eğitimden kültüre, çevreden spora çeşitli alanlara dair faaliyetlerde bulunmaktadır” tespiti yapıldı.
YARGI AYAĞI: HAKYOLCULAR
Açtığı kuruluşlarla ise cemaat büyük bir ekonomik-siyasi güce dönüşmüş durumda. Cemaate bağlı kuruluşlar ise şunlar: Hakyol Vakfı, Server Holding, Asfa Eğitim Kurumları, Akra FM, Sağduyu Partisi, İspa-Tur, Server Yayınları, Kadın ve Aile Dergisi, Zinde Gençlik Spor ve İzcilik Kulübü, Server Gençlik. Bu yapıların arasında ise en dikkat çeken grup yargıda örgütlendiği bilinen Hakyolcular (Hakyol Vakfı). Özellikle Hakyolcuların, yargının en üst başvuru mercii Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) ciddi bir taraftarı bulunuyor. Diyanet’in raporunda Hakyol Vakfı için “Yurt çapında örgütlenmiş, cemaat mensupları tarafından çevreden insan haklarına, tarihi eserlerin restore edilmesinden kadın sorunlarına kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren, sayısı yüzleri bulan dernek himzete açılmıştır” bilgisi yer alıyor.
‘TARİKAT-SİYASET-TİCARET’ CEMAATİ
Esnek yapısı faydasıyla potansiyel olarak genişleme olanağının bulunduğunun vurgulandığı cemaat için Diyanet’in raporunda; “Türkiye’de tarikat-siyaset-ticaret ilişkisi bağlamında İskenderpaşa cemaati önemli veriler barındırmaktadır” tespitinin yapılması ise dikkat çekti.
EĞİTİMDE HALİDİ KUŞATMAYI SAĞLAYAN CEMAAT: ERENKÖY
İstanbul merkezli Erenköy cemaati ise Nakşibendî tarkiatının Hâlidî kolunun Türkiye’deki önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Cemaatin; okullar, kurslar vb. faaliyetlerde bulunan “Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı”, “Muradiye Kültür Vakfı” ve “İlmî Araştırmalar Merkezi (İLAM)” yapılanmaları bulunuyor. Hüdâyi Vakfı’nın Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Afrika kıtası olmak üzere 30’u geçkin ülkede eğitim, basın-yayın ve sosyal-kültüren faaliyetleri bulunuyor. Vakıf, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın desteğiyle “7 farklı dildeki 53 çeşit ders kitabından toplam 119 bin 500 adet basım ve 19 ülkede dağıtım” projesini üstenlenmesiyle anımsanıyor.
İLAHİYAT FAKÜLTELERİ, İMAM-HATİPLER, KÜLTÜR MERKEZLERİ…
Vakfın 1992’den bu yana 30’u aşkın ülkede ilahiyat ve dengi fakülteler, ilahiyat yüksekokulları, öğretmen okulları, imam enstitüleri, araştırma merkezleri, imam-hatip ve dengi okullar, kültür merkezleri, Kuran kursları, öğrenci yurtları, kreş ve yetimhanelerden oluşan toplam 135 eğitim kurumu bulunuyor. Diyanet’in raporunda yer alan verilere göre; Vakfın bu kurumlarında 10 bin örgün, 35 bin yaygın öğrenciye hizmet sunduğu biliniyor. Bunun yanı sıra vakfın yurtdışından 56 doktora, 50 haseki eğitim programı, 2 bin 200 lisans seviyesi ve bin 800 Kuran kursu olmak üzere yaklaşık 4 bin 500 öğrenciyi Türkiye’ye getirdiği ve mezun ettiği de belirtiliyor. Ayrıca “Hüdâyi Kuran Merkezi”, “Hüdâyi Tıp Merkezi” ve “Sami Efendi Vakfı” adıyla cemaatin farklı eğitim kuruluşları da bulunuyor. ANKARA
YARIN: Hizbullah tehlikesi dindirilmedi, siyasallaşma ve dernekleşme ile sürüyor!