Müzisyen ve MSG Başkanı Göçer ile yapay zekânın olumlu ve olumsuz yönlerini konuştuk: Dijitalleşmede kontrol şart
Kendisini müziğe adamış biri Ferhat Göçer. Yeni şarkılar, konserler ve Sabahattin Ali Müzikali’nin yanı sıra Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG) başkanlığına da devam ediyor. 25 Ekim’de saat 20.30’da Zorlu PSM’de sahnelenecek olan Sabahattin Ali’nin hayatından kesitlerin yer aldığı ve şiirlerinden bestelenmiş şarkılarını söylediği “Aldırma Gönül”, Ferhat Göçer’in performansıyla yine seyirci ile buluşacak.
Tüm bunların yanı sıra gelecek projeler için de kolları sıvamış Göçer. Müzik benim yaşam tarzım diyen Göçer ile müzikteki dijitalleşme üzerine ve yeni projelerini konuştuk.
SANATTA YENİ DÜNYA DÜZENİ!
– Yapay zekâ ve dijital dönüşümün etkileri sizce nasıl oldu?
Dijital dönüşüm ve yapay zekâ (ChatGPT, Udio, Suno vb.) yaratıcı sektörlerde ciddi bir tedirginlik ve belirsizlik yarattı. “Ne olacak” sorusu ön planda. Sanatçıların yeni dünya düzenine üretim ve icra süreçlerinde nasıl adapte olacakları konusunda derin sorular mevcut. Mekanik (CD/kaset) dönemden dijital döneme geçişteki endişelerin çok daha fazlası yapay zekâ ile yaşanıyor. Yapay zekânın insan faktörüne ne kadar yardımcı olacağı veya onun yerini ne kadar alacağı tartışılıyor; kontrolün tamamen elden çıkacağı bir geleceğe dair endişeler kaçınılmaz.
– Siz sürekli yeni şarkılar üreten bir müzisyensiniz. Peki yapay zekânın müzikteki, üretime etkisi avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Ben mümkün olduğu kadar burada kendi yaratıcılığımda olan teknolojiyi kullanıyorum. Evet bundan faydalanıyorum ve şu anda hızlı bir üretim dönemi yaşıyorum. Yani daha hızlı eser üretebiliyorum, daha hızlı hayata geçirebiliyorum ve çok daha hızlı ve daha büyük kitlelere çok çabuk ulaştırabiliyorum.
Yeni yapay zekâ tabanlı müzik programları sayesinde müzik üretimi inanılmaz derecede kolaylaştı ve hızlandı. Konservatuvar eğitimi veya derin müzik bilgisi olmayan kişiler bile belirli standartlarda müzik üretebiliyor artık. Aranjörlük, stüdyo kayıtları, miks, mastering gibi uzun süren üretim aşamaları saniyeler içinde ortadan kalkıyor. Programlar, mevcut eserlerin köklerini (enstrümanları) ayırarak yeni parçalar oluşturma imkânı sunuyor.
– Ama!
Ama bu süreç sektördeki dengeleri altüst edebilir, kalite ve standartların düşmesine de neden olabilir. Yıllarca eğitim almış müzisyenlerin “boşluğa düşme” riskini doğurabilir. Müzik tarzlarının birbirine karışmasına yol açabilir. Bilgi kirliliği ve eser bolluğu müziğin değersizleşmesine de neden olabilir. Tüm bunlar telif hakları ve fikri mülkiyet konusunda büyük belirsizlikler yaratır. Yapay zekânın gelecek versiyonlarının nasıl bir dünya yaratacağı konusunda belirsizlikler mevcut. Teknolojinin hızlı gelişimi kontrolü kaybetme korkusu, yaşayarak göreceğiz.
SPOTIFY İLE OLUMLU GELİŞMELER
– Müzik Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği olarak bir müzik çalıştayı düzenlediniz. Son gelişmeler nasıl?
Son müzik çalıştayından sonra Spotify ile iletişim kanalları açıldı. 24-25 Eylül’de Spotify ile özel bir çalıştay düzenlendi. Temel sorunlar konuşuldu. Sanatçıların düşük telif ücretleri; İstanbul’un küresel müzik trendlerindeki öncü rolünün (Buenos Aires, New York, Londra, Paris’ten bile önde) ve Türkiye’nin bölgesel etkisinin (150-200 milyonluk potansiyel dinleyici kitlesi) Spotify tarafından yeterince anlaşılmaması. Türkiye’de müzisyenlerin yalnızca yüzde 30-40’ının sadece müzikten geçinebilmesi (Kuzey Kıbrıs’ta bu oran yüzde 10’dur); sektörde ekonomik sürdürülebilirlik sorunu konuşuldu.
– Peki görüşmelerden beklediğiniz sonuçlar ve talepleriniz nedir?
İstanbul’da Spotify’ın New York’taki “dojo” benzeri üretim, atölye ve seminer alanları kurması. Bot hesaplar, yapay zekâ sorunları, editöryal adalet ve görünürlük gibi konularda şikâyetlerin iletilebileceği, Spotify, bakanlık ve sektör temsilcilerinden oluşan bir “gözlem evi” veya komisyon kurulması. Abonelik ve reklam gelirleri yoluyla elde edilen gelirin Türkiye’deki yetersizliğini gidermek. Universal, Sony, Warner gibi küresel firmalar karşısında yerli Türk müzik şirketlerinin ve kataloglarının hayatta kalabilmesi için adil rekabet ortamı sağlanması. Paranın adil dağıtımı ve yeni gelir kaynakları oluşturulması. Yeni çıkan sanatçılara imkânların sağlanması. Diğer dijital platformlar da bu süreçten etkilenmiş ve benzer iletişim taleplerinde bulunuldu. Kısa vadede pozitif gelişmeler bekliyoruz.
KONSERLER, YENİ PROJELER MÜZİKAL…
– Yeni projelerinizden bahseder misiniz?
Tıptan emekli olduktan sonra hayatımı tamamen müziğe, MSG yöneticiliğine, stüdyo çalışmalarına, canlı performanslara adadım diyebilirim. Zorlu PSM’de sahneye çıkmaya devam. Yurt içi yurtdışı konserlerim sezon boyunca devam edecek “Sabahattin Ali Müzikali” ile de sezon sonuna kadar sahnede olacağım.