Onlarca kişinin tutuklanmasına neden olan HTS için ‘Suç belirtisi sayılamaz’ dendi: Başkanlar için emsal
Anayasa Mahkemesi (AYM), içeriği belli olmayan HTS kayıtlarının tutuklama gerekçesi olamayacağına hükmetti. AYM, eski HDP milletvekili Hüda Kaya’nın tutuklanmasına ilişkin verdiği kararda, tutuklamaya gerekçe gösterilen HTS kayıtları için “İçeriği belli olmayan görüşme kayıtlarının kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün görülmemiştir” dendi. Yüksek mahkeme, Kaya’ya 200 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
AYM’nin Hüda Kaya hakkında verdiği “HTS kararı” sonrası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik devam eden “mali soruşturma” ile birlikte CHP’li belediyeleri kapsayan “kent uzlaşısı” soruşturması ve suç örgütü lideri Aziz İhsan Aktaş’a yönelik soruşturma da tekrar gündeme geldi. Söz konusu soruşturmalar kapsamında tutuklu bulunan pek çok belediye başkanı ve bürokratın HTS kayıtları gerekçe gösterilerek tutuklanması dikkat çekmişti. Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın avukatı Enes Ermaner, AYM’nin son kararını devam eden soruşturmalar ve suçlamalar yönünden değerlendirdi.
‘BİLGİ SAHİBİ OLAMAZ’
Özellikle 19 Mart’ta İBB’ye yönelik başlayan operasyonlar kapsamında pek çok kişiye yalnızca HTS kayıtları nedeniyle suçlama yöneltildiğine dikkat çeken Ermaner, “Bu kapsamda tutuklamalar da gerçekleştirildi. Suçlamaların yöneltildiği ilk günden bu yana savunduğumuz şekilde, bir kişinin telefonda görüştüğü kişilerin her birinin örgüt iltisakı bulunup bulunmadığı hususunda bilgi sahibi olması ve buna göre bir tavır takınması tabiatıyla olanaklı değildir ve hiç kimse için mümkün olabilecek bir durum değildir” dedi.
DAHA ÖNCEKİ İÇTİHATLAR
AYM’nin daha önceki içtihatlarında da bu konuya değindiğini hatırlatan Ermaner, “İçtihatlarda, HTS kayıtlarıyla ilgili olarak ‘suç unsuru oluşturan herhangi bir tespit yapılamadığı’ koşullarda, içeriği belli olmayan telefon görüşme kayıtlarının örgütsel bir ilişki bakımından kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün saymamaktaydı” diye konuştu. Çeşitli delillerle birlikte HTS kayıtlarından hareketle silahlı terör örgütüne üye olma suçuyla bağlantılı olarak tutuklanan bir gazetecinin durumunun incelendiği İlker Deniz Yücel kararını hatırlatan Ermaner, “Suçlama konusu yapılan irtibatın gazetecilik dışında başka bir amaçla gerçekleştirildiğinin somut olgularla ortaya konulması gerektiği hatırlatıldı. Ancak soruşturma makamlarınca böyle bir olgu ortaya konulamadı ve kişi hürriyeti ile güvenliği hakkının ihlal edildiği sonucuna varıldı” ifadelerini kullandı.
‘KENT UZLAŞISI İÇİN KRİTİK’
Hüda Kaya’ya yönelik kararın, özellikle “kent uzlaşısı” soruşturması kapsamında yargılanan Şahan ve dosyadaki diğer şüpheliler için emsal niteliği teşkil etmesi ve tutukluluk hallerinin bir an önce sonlandırılacak özgürlüklerine kavuşmaları gerektiğini aktardı.