Pera Müzesi kuruluşunun 20. yılını koleksiyon sergiyle…
Günümüzde yok olmaya yüz tutmuş meslekleri hatırlamak ve bu mesleklerin ustalarını bugün anıyor olmak, ustaların eserlerine ise yakından bakmak çok heyecan verici. “Sıradışı Minas: Kütahya Çini ve Seramiklerinde Esin ve Yeniliğin Hikâyesi” başlıklı sergi, Pera Müzesi’nde bugün kapılarını ziyaretçilere açtı.
Pera Müzesi kuruluşunun 20. yılında yeni sergisinde sanatseverleriyle serginin adında yer aldığı gibi “sıradışı bir usta”yla tanıştırıyor. 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında üretim yapan Kütahyalı seramik ustası Minas Avramidis’in hikâyesine ve üretimlerine odaklanan serginin en ilgi çekici eserleri: Avramidis’in 1910’lu yıllarda ürettiği, 19. yüzyıl sonrasında unutulmaya yüz tutmuş figürlü anlatı geleneğini Kütahya çiniciliğine yeniden kazandıran ve dört sahneden oluşan Genovefa Hikâyesi temalı seramik tabak serisi..
SADAKAT SABIR…
Karamanlıca yayımlanmış bir tefrikada anlatılan ve sadakat, sabır ve bağışlama gibi temaları işleyen Genovefa’nın öyküsünü sahne sahne resmeden bu seride hikâye, Avramidis’in gözünden dramatik ve estetik bir yorumla yeniden şekilleniyor. Figürlü anlatım geleneğini Kütahya çiniciliğinde nadiren görülen bir biçimde canlandıran bu eser grubu, Minas’ın yalnızca teknik becerisi değil, anlatı gücü ve tarihsel referanslarıyla öne çıkıyor. Vazolar, şekerlikler, seramik karolar deyim yerindeyse “muhteşem” görünüyor. Bir sanat eserine bakmak altında yatan hikâyeyi dönemi de göz önünde bulundurarak anlamaya çalışmak… Sonra renklerdeki, çizgilerdeki uyum, her bir figürün ise çok ufak ayrıtılarla birbirinden farklı olması yüreğinden yaptığı el emeği göz nuru eserleri görmeye davet ediyor bizi. Figürlü çizgileri, güçlü kompozisyonları ve anlatı geleneğine getirdiği kişisel yorumuyla sanatçının özgün dünyasına aralanan bu kapıdan baktığımızda; çiniciliğe yalnızca teknik değil, duygusal ve kültürel bağlamlardan bakmamız gerektiğini anlıyoruz. Sergi usta-çırak ilişkisini, gelenek ve yenilik, seri üretim ve zanaat kavramlarını irdeleyerek Kütahya’dan Atina, Selanik ve Kudüs’e uzanan ustalık mirasına da ışık tutuyor.
GELENEKSEL MOTİF ÇAĞDAŞ ANLATI…
1877 yılında Kütahya Rum Ortodoks mahallesinde doğan Minas Avramidis, dönemin kültürel çeşitliliği içinde yetişmiş bir zanaatkârdı. Taş ustası olarak başladığı meslek hayatını çini ve seramik alanında ilerletti; özellikle figürlü kompozisyonlar ve anlatı içeren eserleriyle çağdaşlarından ayrıştı. Büyük olasılıkla Minasyan Kardeşler’in atölyesinde yetişen Avramidis, hem teknik hem de estetik açıdan donanımlı bir usta olarak kısa sürede kendi atölyesini kurdu. Eserlerinde geleneksel motifleri çağdaş bir anlatı diliyle yorumlayan sanatçı, Kütahya’dan Avrupa’ya uzanan bir üretim ağında özgün işleriyle tanındı.