Resmi Gazete’den resmen yayımlandı: Diyanet’te Erbaş dönemi sona erdi

Resmi Gazete’den resmen yayımlandı: Diyanet’te Erbaş dönemi sona erdi

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 17 Eylül 2017’de başladığı görevinin ikinci dönemini 17 Eylül itibariyle tamamladı. Resmi Gazete’den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla dün yayımlanan atama kararı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş getirildi. Erbaş’ın 8 yıllık yönetiminde Diyanet, “laiklik karşıtı” uygulamaların odağı olarak tepkilere neden oldu.

CUMA HUTBELERİ TARTIŞMALARA NEDEN OLDU

Erbaş’ın başkanlığı döneminde en son tartışmaya neden olan konular ise Diyanet’in 1 Ağustos’taki “Hayâ: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği”, 8 Ağustos’taki “Sılai Rahimle Bereketlenen Tatil” ve 15 Ağustos’taki “Kul Hakkı Ateşten Gömlektir” başlıklı cuma hutbeleri oldu. Diyanet söz konusu cuma hutbelerinde, kadının giyim hakkı ile miras hakkını hedefe koyarken, günümüzdeki tatil anlayışının “dine uygun olmadığı” savunuldu. Tepkilerin odağında olan bu üç hutbeyle Diyanet’in sosyal yaşama müdahalelerde bulunulduğu belirtiliyordu.

GİDERAYAK İRŞAT BAŞKANLIĞINI HEDEFE KOYMUŞTU

Erbaş, 8 Eylül’de Sözcü’ye yaptığı açıklamada ise hutbelerde topu İrşat Hizmetleri Daire Başkanlığı’na attı. Erbaş; “Hutbeleri 10 kişilik bir komisyon hazırlıyor. 10 hocamız ve onların başında da İrşat Hizmetleri Daire Başkanımız var” dedi. Bu açıklamaya karşı yeni başkan Arpaguş’un hutbelerde nasıl bir tutum sergileyeceği, aynı kadrolarla devam edip etmeyeceği ise merak konusu oldu.

ARAÇ SEVDASINDAN VAZGEÇEMEDİ

Erbaş döneminde tartışılan diğer bir konu ise Erbaş’ın araç sevdasıydı. Araç tartışmalarının başında ise kendisinden önceki başkan Mehmet Görmez’in makam aracını kullandığını iddia edip “Korkumuzdan araç alamıyoruz” derken Audi A8 alarak makam aracı sayısını 6’ya çıkarmasıydı. Bu gelişmeye gelen tepkilere karşı da “Bize Audi’yi çok gördüler” dedi. Diyanet’in envanterinde ise ‘ihtiyaç durumunda’ başkanlık makamının kullanımına sunulan iki adet Mercedes, bir adet zırhlı Mercedes, bir adet Mercedes Vito ve bir adet kırmızı TOGG olduğu da ortaya çıkmıştı.

ANITKABİR’E HİÇ GİTMEDİ

“İnsanlığın huzur ve refahı, yeryüzünün imar ve ıslahı için koşturuyoruz” diyen Erbaş; görevi boyunca 42 farklı ülkeye ziyarette bulundu. Buna karşın Erbaş, başkanı olduğu kurumun kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü görevi boyunca hiç ziyarete gitmedi. Ulusal bayramların denk geldiği haftalardaki cuma hutbelerinde de Atatürk’ün adı hiç anılmadı. Erbaş’ın en tepki çeken yurt dışı gezisi ise “Diyanet’e bağlı vakıfların genel kurullarına katılmak” gerekçesiyle gizli İskandinavya turu oldu. Bu turunda Erbaş’a eşi Seher Erbaş’ta eşlik etmiş, tüm giderler Diyanet’in bütçesinden sağlanmıştı.

SÜREKLİ ‘İSRAFA KARŞI’ HUTBE VERİLDİ AMA…

Erbaş döneminde hutbelerde en çok işlenen konuların başında “israfa karşı olmak” gelirken, Erbaş ve ailesinin buna hiç uymaması tepkilere neden olmuştu. Diyanet bir tarafta “Sade bir yüzük, içtenlikle yapılan bir dua, küçük bir ikram ile gerçekleşmesi gereken düğün merasimleri, günümüzde israf ve gösterişin zirveye çıktığı törenlere dönüşmüştür” ifadelerinin yer aldığı açıklamalar yaparken diğer tarafta Erbaş kızı Şeyda Nur Erbaş Küçük için gösterişli düğün törenleri düzenledi. Bunun yanı sıra yine cuma hutbelerinde “günümüz tatillerin lüks ve israfın zirveye ulaştığı” ve kamu malının “tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı” olduğunu vurgulanırken, Ali Erbaş ve eşi Seher Erbaş’ın 2025 hac ziyareti sırasında Ankara’dan özel olarak götürülen ütücülerle hizmet aldığı ortaya çıkmıştı.

KILIÇLA AYASOFYA’YI AÇTI

Erbaş döneminde “laik devlet” kurumu olarak kurulan Diyanet, AKP’nin “gerici” siyasetinin ideolojik hattını da oluşturan bir kurum haline geldi. Bu durumun simge olayı ise Ayasofya’nın 24 Temmuz 2020’deki cuma namazında müze statüsünden ibdethaneye dönüştürüldüğü cuma namazında Erbaş’ın kürsüye elinde tuttuğu bir kılıçla çıkmasıydı. Erbaş söz konusu “kılıçlı hutbesinde”; “Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” ifadeleri tepki çekti. Erbaş, hutbeye kılıçla çıkmasını “gelenek olarak açıklarken”, ifadelerine yönelik de “geçmişi değil bundan sonrasını kast ettiği” savunmasını yaptı. Bunun yanı sıra eğitime de el atmaktan geri durmadı, ÇEDES ile dini eğitimin örgün eğitimi yönlendirmesine yol açtı.

FETÖ FİRARİSİ ADİL ÖKSÜZ’ÜN TEZİNİ ONAYLADI

Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan önce Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. öğretim üyesiydi. Firari FETÖ’cü Adil Öksüz’ün 2003’teki doktora tez jürisinde yer aldı. Aynı tez jürisinde, firari Suat Yıldırım’ın da yer aldığı biliniyordu. FETÖ’nün “dinlerarası diyalog” projesi için kurduğu Kültürlerarası Diyalog Platformu’nda da (KADİP) yönetim kurulu üyeliği yaptı. 2013’te Vatikan’da, halen firarda olan Suat Yıldırım’la çektirdiği fotoğraf da Erbaş’ın FETÖ ile bağlantılarına dair iddialar kapsamında çok konuşuldu. Bunun yanı sıra Erbaş’ın bazı kitapları ise FETÖ bağlantısından kapatılan İnsan Yayınları ve Ufuk Yayınevinden çıktı.