Rumlardan, Türkiye’nin SAFE programına katılımına veto

Rumlardan, Türkiye’nin SAFE programına katılımına veto

Avrupa Birliği’nin (AB) yeni savunma girişimi olan Security Action for Europe (SAFE) programına Türkiye’nin katılım talebi, Brüksel’de siyasi bir krize dönüştü.

Türkiye’nin başvurusuna, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan’dan gelen sert itirazlar, AB içinde ‘üyelik vetosu’ tartışmasını yeniden alevlendirdi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Christodoulides, perşembe günü Brüksel’de düzenlenen Avrupa Konseyi toplantısı öncesi yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Üye olmayan ülkelerin, SAFE finansman aracına katılımına karşı olan tutumumuzun kabul edilmesinden memnunum. Toprak işgalini sürdüren veya üye devletlerden birinin güvenliğini tehdit eden hiçbir üçüncü ülke, hiçbir koşulda AB’nin savunma ya da güvenlikle ilgili mali araçlarına katılamaz ya da bunlardan yararlanamaz.

GKRY Savunma Bakanı Vasilis Palmas, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve Avrupa Savunma Komiseri Andrius Kubilius ile yaptığı görüşmede, Türkiye’nin programa dahil edilmesine yönelik itirazlarını şu sözlerle dile getirdi:

SAFE aracına ilişkin görüşlerimizi net biçimde ilettik ve Türkiye’nin programa dahil edilmesine yönelik girişimlerden duyduğumuz endişeyi paylaştık.

GKRY Savunma Bakanı Vasilis Palmas

YUNANİSTAN’DAN VETO TEHDİDİ

GKRY’nin açıklaması, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın Ankara’ya yönelik ‘casus belli’ uyarısını yinelemesinin ardından geldi.

Latince kökenli bir terim olan ve ‘savaş nedeni’ anlamına gelen ‘casus belli’, bir devletin, başka bir devlete karşı askeri harekât başlatmak için öne sürdüğü gerekçeyi ifade etmekte.

Yunanistan, Türkiye’nin 1995 yılında TBMM’de aldığı, “Ege Denizi’nde karasularının 12 mile çıkarılması savaş nedeni sayılır” kararının iptal edilmemesi halinde, Türkiye’nin SAFE’ye katılımını veto edeceğini açıkladı.

Bakanlık Sözcüsü Lana Zochiou, şu ifadeyi kullandı:

Casus belli kararı yürürlükte kaldığı sürece, Yunanistan, Türkiye’nin SAFE programına katılımını kabul etmeyecektir. Bu kararın kaldırılması, müzakerelerin başlaması için ön koşuldur.

TÜRKİYE’NİN BAŞVURUSU VE NATO DESTEĞİ

Türkiye, geçtiğimiz ay SAFE programına katılmak için resmî başvurusunu yapmıştı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Türkiye’nin katılımını teşvik ettiğini belirterek, AB–Türkiye iş birliğinin NATO’nun genel savunma kapasitesini güçlendireceğini vurguladı.

Yunan gazetesi Kathimerini ise geçtiğimiz hafta yayımladığı haberde, Almanya’nın Yunanistan’a Türkiye’nin SAFE programına katılımına yönelik itirazlarını geri çekmesi çağrısında bulunduğunu yazmıştı.

AB üyesi 27 ülkenin 23’ü aynı zamanda NATO üyesi.

GÜNEY KIBRIS’A 1 MİLYAR AVRONUN ÜZERİNDE FON

Kıbrıs, SAFE programı kapsamında 1 milyar avronun üzerinde askeri finansman elde etti.

Katılımcı ülkelerin, silahlanma planlarını 30 Kasım’a kadar AB’ye sunmaları gerekiyor ve harcamalar beş yıllık bir döneme yayılacak.

Toplamda 19 AB üyesi ülke, Avrupa Komisyonu’nun bu yıl açıkladığı 150 milyar avroluk fondan yararlanacak.

SAFE PROGRAMI NEDİR?

SAFE Programı (Security Action for Europe), Avrupa Birliği’nin 2025 yılında başlattığı, toplam 150 milyar avro bütçeli bir ‘savunma ve güvenlik yatırım programı’dır. Programın temel amacı, Avrupa’nın savunma sanayisini güçlendirmek, kıtanın stratejik özerkliğini artırmak ve AB üyesi ülkeler arasında savunma alanında daha bütünleşmiş bir yapı oluşturmaktır.

SAFE, Avrupa Birliği’nin bugüne kadar geliştirdiği en kapsamlı savunma finansman mekanizmalarından biridir. Program, hem askeri üretim kapasitesinin artırılmasını, hem de ortak savunma projelerinin fonlanmasını hedefler. Bu kapsamda, üye devletlerin savunma sanayilerine yönelik yatırımlara düşük faizli krediler, hibeler ve ortak Ar-Ge desteği sağlanır. Programın en önemli hedeflerinden biri, Avrupa’nın silah, mühimmat, radar, füze, siber güvenlik ve uzay teknolojisi gibi alanlarda dışa bağımlılığını azaltmak ve kriz anlarında kendi kaynaklarıyla savunma refleksi geliştirebilen bir Avrupa inşa etmektir.

SAFE Programı, aynı zamanda Avrupa’nın NATO’ya bağımlılığını azaltmayı hedefleyen ‘stratejik özerklik’ vizyonunun ekonomik ayağını oluşturur. Bu yönüyle sadece bir savunma fonu değil, aynı zamanda Avrupa’nın kendi savunma kimliğini inşa etme girişimidir. Program, askeri sanayinin özel sektör ayağını da içerecek şekilde, Avrupa genelinde binlerce şirketi kapsayan bir yatırım ekosistemi yaratmayı amaçlar.

KİMLER KATILABİLİR?

SAFE Programı; AB üyesi tüm ülkeler, Avrupa Ekonomik Alanı üyeleri (İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, İsviçre), Ukrayna ve AB ile savunma iş birliği anlaşması bulunan 6 ülke (Arnavutluk, Japonya, Moldova, Kuzey Makedonya, Güney Kore, Birleşik Krallık) için açıktır.

Türkiye, teorik olarak Birleşik Krallık modeline benzer bir çerçeveyle programa dahil olabilir; ancak bu tüm AB üye devletlerinin oybirliğiyle onayını gerektiriyor.