Smart Solar’da grev 34’üncü gününde: Yat alamayan patron, geçinemeyen işçiler
Smart Solar işçileri, patronun 3 bin liralık zam dayatmasının ardından greve çıktı. Smart Solar fabrikasında 34 gündür devam eden grevde mücadele sürüyor. Fabrikanın tek kadın işçi temsilcisi Emine Azak, hem çalışma koşullarını hem de grevin nedenlerini Cumhuriyet’e anlattı. Beş yıldır fabrikada çalışan Azak, direniş çadırındaki dayanışmanın, işçilerin yaşadığı ekonomik zorluklar karşısında kurdukları birlikten güç aldığını vurguladı.
Görüşme masasında patronun işçilere zam yapmamasının gerekçesini de aktaran Azak, “Biz çocuklarımızın ne yiyeceğini düşünürken, patron masada ‘kendime bir yat bile alamadım’ diye sitem etti. 3 bin lirayla marketten biz ne alabiliriz?” diye sordu.
Azak, patronun şirketi büyütürken işçilere reva gördüğü ücretlerin geçinmeye yetmediğini vurgulayarak, “Şirket borsaya açıldı, agresif büyüdü. Yeni fabrikalar, yeni yatırımlar… Ama işçiye 3 bin lira! 3 bin lirayla ne alabilirim? Bir ayakkabı bile alamıyoruz artık.”
Kadın işçilerin çoğunun tek başına çocuk büyüttüğünü hatırlatan Azak, kira ve faturaların altında ezildiklerini de belirtti.
“PATRON YAT ALAMIYORMUŞ”
Görüşme sırasında patronun masada “istediği yatı alamadığını” söylediğini aktardı ve şöyle tepki gösterdi: “Biz çocuklarımızın ne yiyeceğini düşünürken, patron masada ‘kendime bir yat bile alamadım’ diye sitem etti. 3 bin lirayla marketten biz ne alabiliriz?”

“GREV ÇADIRI BİZİM OKUL OLDU”
Azak, grev sürecinin işçiler arasında dayanışmayı güçlendirdiğini, sınıf bilincini büyüttüğünü anlatıyor:
“Hayatında ilk kez greve çıkan çok kadın var. Grev çadırı bizim için okul oldu. Birbirimizi tanıdık, ihtiyaçlarımızı öğrendik. Dayanışma inanılmaz boyutta. Erkek işçiler de kadınların enerjisinden güç alıyor.”
Grev alanında çocuklardan hayvanlara, doğum günü kutlamalarından açık büfe kahvaltılara kadar hayatın devam ettiğini söylüyor: “Buradaki çayın tadını evde bulamıyorum.”
‘ADALETİN NE OLDUĞUNU YAŞAYARAK ÖĞRENDİK’
Grev sürecinde birçok işçinin politik görüşünün değiştiğini ifade ediyor Azak, “Sağcı olan arkadaşlarım ‘Ben komünist oldum’ demeye başladı. Çünkü adaleti, eşitliği burada gördüler. Ben de ailem de sağcıydık. Yıllarca iktidara oy verdik. Ama bu süreçte yanımızda kimse olmadığını gördük. Grevlerin yasaklanması, işçinin hakkının yok sayılması… Bizim gibi emekçiye bakışlarını anladık” diyerek işçiler arasında önemli bir dönüşüm yaşandığını belirtti.
“BU DÜZEN İŞÇİNİN EMEĞİYLE DÖNÜYOR”
Azak, sınıf bilincinin grev çadırında büyüdüğünü söylüyor:
“Bu düzeni döndüren işçi. Biz üretimi durdurunca hayat duruyor. Bunu görünce insanlar kendilerine geliyor, kimin dost kim düşman olduğunu anlıyor. Biz burada birbirimize sahip çıkmayı öğrendik. Ama tüm Türkiye’nin bu mücadeleye sahip çıkması gerekiyor.”
Böylelikle Azak, sanatçılara, kamuoyuna ve medyaya dayanışma çağrısı yapıyor.
Öte yandan kararlılıklarının sarsılmadığını savunan Azak, şimdiden pek çok şeyi kazandığını vurguluyor: “Biz bu davayı kazandık, çünkü baş kaldırdık. Sonucu ne olursa olsun ben kazandığımı düşünüyorum. İşçi, geçineceği parayı kendi belirlemeli. Onurlu olun, örgütlü olun, birlikte olun. Bu sömürü düzenini durduracak tek biziz. Kendinize güvenin. Özellikle işçi, emekçi kardeşlerime, arkadaşlarıma diyorum ki; dik durun, sizin geçineceğiniz parayı patronlar şunlar bunlar değil kendiniz belirleyin”.








