Halsizlik, yorgunluk, geçmeyen sırt ve bel ağrısı hayat kalitesini ciddi şekilde bozuyor. Bu şikayetlerin aslında kalp ve böbrekleri sessizce çökerten bir hastalığın habercisi olabileceğine dikkat çeken Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Paratiroid adenomu, yıllarca fark edilmeyebilen, ancak basit bir kan testiyle bile teşhis edilebilen sinsi bir hastalıktır. Ne yazık ki, teşhis geciktiğinde kalıcı sağlık sorunlarıyla da karşı karşıya kalabiliyoruz” dedi. Prof. Ayşan, bu nedenle halsizlik, yorgunluk ve yaygın vücut ağrıları olup bir türlü teşhis konulamayan hastalarda mutlaka kalsiyum değerine bakılması gerektiğine işaret etti.
Kemoterapi; hastaların sadece hücrelerini değil, fiziksel ve ruhsal sağlığını da etkiliyor: ‘Hasta yalnız kalmamalı’
Kemoterapi, kanserle mücadelede hayati bir yöntem olsa da hastalar hem fiziksel hem de psikolojik olarak ağır yan etkilerle karşı karşıya kalıyor. Uzmanlar, tedavi sürecinde tıbbi desteğin yanı sıra sosyal ve duygusal destek sistemlerinin de kritik önem taşıdığını vurguluyor.
Uzman: ‘Göğüs ağrısı olmadan da kalp krizi geçirmek mümkün’
Kalp krizi denildiğinde genellikle göğüs ağrısı akla gelse de her zaman tek belirti olmayabilir. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Yılmaz, kalp krizinin sırt ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, mide bulantısı gibi göğüs dışı belirtilerle de ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Özellikle kadınlar, yaşlılar ve diyabet hastaları gibi bazı gruplarda bu atipik belirtilerin daha sık görüldüğüne işaret eden Doç. Dr. Yılmaz, bu durumun tanı sürecini zorlaştırabildiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı enfeksiyona neden olurken gündelik yaşamı olumsuz şekilde etkiliyor: Gereksiz operasyonlar tedaviyi zorlaştırıyor
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına sebep oluyor. Uzmanlar, özellikle bebeklik çağında erken teşhis ve tedavinin önemine vurgu yaptı.