Tokat Yazıcık’ta yapılması planlanan Bentonit maden ocağı projesine tepki: ‘Kazanan şirket olur, halk kaybeder’

Tokat Yazıcık’ta yapılması planlanan Bentonit maden ocağı projesine tepki: ‘Kazanan şirket olur, halk kaybeder’

Tokat’ın Niksar Yazıcık bölgesinde yapılması planlanan Bentonit Madeni Projesi, yurttaşların ve çevrede yaşayan canlıların yaşamını tehdit ediyor. 40 yıllık süreye sahip olan maden ocağı, 1920 hektarlık alan iznine sahip. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) alanı ise 513 hektar olarak hesaplanıyor. Maden ocağının kurulacağı bölge, Mera Yasası ve Orman Yasası’nın koruması altında kalıyor. Yalnızca Yazıcık kasabasıyla sınırlı kalmayan maden bölgesi, Asar ve Dağüstü köylerinin yanı sıra Niksar Ovası’nın çatı ekosistemi olan Karaçam Düden Yaylası’nı da dolaylı olarak etkiliyor. Tüm bu etkilerin yanında, proje sahasında yapılan flora çalışmaları sırasında, ayı gülü, sümbül ve salep gibi 21 endemik bitki türü bulunduğu bilgisi edinildi. Maden çalışmaları, söz konusu endemik bitkilerin de bölgedeki neslinin sonunu getirebilecek türden zararlar bulunduruyor. Birleşik Kamu-İş Tokat İl Başkanı Ozan Şen, su yollarının değişmesine, yer altı sularının kirlenmesine yol açabilecek projeye tepki gösterdi.

‘ÇEVRE MESELESİ DEĞİL; BİR YAŞAM HAKKI MÜCADELESİ’

Şen, “Burası yalnızca bu bölgenin değil, tüm Anadolu’nun yaşam damarlarından biridir. Bu bereketli topraklar, Yeşilırmak’ın kollarıyla beslenen verimli ovaları, kadim köyleri ve eşsiz doğal çeşitliliğiyle yüzyıllardır binlerce insanın geçim kaynağı olmuştur. Bugün bu coğrafyanın kalbinde, Yazıcık beldesinde planlanan bentonit madeni projesi, sadece bir çevre meselesi değil; bir yaşam hakkı mücadelesidir” dedi.

‘DOĞAYI ‘EKONOMİK KAYNAK’ ADI ALTINDA RUHSATLARLA PARÇALIYORLAR’

Şen, “Birileri, bu eşsiz doğayı ‘ekonomik kaynak’ adı altında ruhsatlarla parçalamaya kalkıyor. Bir beldenin geleceği, birkaç sayfalık izin belgesine sığmaz” tepkisini gösterdi. Ocağın olası zararlarına ilişkin de konuşan Şen, “Su yollarını değiştirebilir, erozyonu artırabilir, yeraltı sularını kirletebilir ve endemik bitki örtüsünü yok edebilir. Yazıcık çevresi, özellikle yalnızca bu bölgede görülen yöresel nilüfer türü ve zengin flora yapısıyla Tokat’ın en hassas ekosistemlerinden biridir. Bu alanlar kaybolursa, sadece bitkiler değil; o bitkilerle yaşayan kültür, üretim, hafıza da kaybolur” ifadelerini kullandı.

‘YAZICIK, RANTIN DEĞİL; DİRENCİN VE UMUDUN ADI OLACAKTIR’

Tokat genelinde maden ruhsatı sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Şen, “Maden ruhsatları, köylünün suyunu, tarlasını ve geleceğini tehdit eder hale geldi. Madencilik yapılacaksa, şeffaf denetim, bağımsız bilimsel rapor, yerel halkın onayı ve kamusal yarar ilkesi kesin şart olmalıdır. Aksi halde kazanan birkaç şirket olur, kaybeden ise bir kentin doğası, halkı ve yarınıdır” diye konuştu. Bentonit madeninden elde edilecek kısa vadeli gelirin yok olan doğal güzellikleri geri getiremeyeceğini vurgulayan Şen, “Birleşik Kamu-İş olarak; işçinin, köylünün, emeğin ve doğanın yanında durmaya devam edeceğiz. Doğayı korumak, sadece çevreciliğin değil, kamucu bir vicdanın da gereğidir. Bu toprağın geleceğini, rant uğruna harcatmayız. Biz burada geleceğimizi satmıyoruz. Yazıcık, rantın değil; direncin ve umudun adı olacaktır” dedi.