Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin ‘Cumhuriyetçiler Kurultayı’ çalıştaylarla sürdü: ‘Anadolu parçalanırdı’

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin ‘Cumhuriyetçiler Kurultayı’ çalıştaylarla sürdü: ‘Anadolu parçalanırdı’

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM) “Cumhuriyetçilerin birliği için ileri” sloganıyla önceki gün Ankara TMMOB Makine Mühendisleri Eğitim ve Kültür Merkezi’nde başlattığı “Cumhuriyetçiler Kurultayı” dün 5 çalıştayla tamamlandı. Kurultay kapsamında; “Cumhuriyet nasıl kaybedildi?”, “Laikliği nasıl yeniden inşa edeceğiz?”, “Ülkemizi emperyalizmin tahakkümünden nasıl kurtarırız?” ve “Ekonomide halk egemenliğini nasıl kuracağız?” soru başlıklı çalıştaylar düzenledi. Son çalıştayda ise sonuç bildirgesi üzerine görüşme ve sonuç bildirgesinin kabulü yapıldı. Bildiri; düzenlemelerin ardından ayrıca kamuoyuyla paylaşılacak.

‘BİZ BİR ÇELİŞKİ GÖRMÜYORUZ’

“Cumhuriyet nasıl kaybedildi?” başlıklı 1’inci çalıştayda Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan konuştu. Kurutuluş Savaşı sırasından TKP’nin ilk liderlerinden Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının öldürülmesini anımsatan Okuyan; “Biz bugün; ‘AKP cumhuriyetin temellerine saldırdı, cumhuriyetçiler mevzi kaybetti, ortada bir boşluk var dolduralım; pragmatik bir şekilde cumhuriyetçi olalım’ yapmıyoruz. Komünistler her zaman cumhuriyetçiydiler. Cumhuriyetçiler ile Komünistler arasındaki ilişki doğal bir ilişkidir. Tarihe baktığımızda biz liderlerimizi kaybettik ve sürekli olarak sahip çıktığımız cumhuriyetin sopasını yedik. Kimileri; ‘Bu ne yaman çelişki’ diyor. Biz bir çelişki görmüyoruz. Çünkü devrimler böyledir. Mesele şudur: Cumhuriyet neden bu hale geldi sorusuna geleceği aydınlatıcı bir yanıt verebiliyor muyuz?” dedi.

‘MUSTAFA KEMAİL’İN DEVRİMCİLİĞİNE GÖLGE DÜŞÜREMEDİLER’

“Fransız Devrimi’nin başına ne geldiyse; Türkiye Cumhuriyeti’nin de başına o geldi” diyen Okuyan; “Fransız Devrimi büyük bir devrimdir. Fransız bujuvazisi nasıl ikinci cumhuriyette Fransız Devrimi’ni değersizleştirdiyse şu an Türkiye’de olan da odur. Bu ülkenin egemenleri ne yaptıysa; cumhuriyetin değerine; Mustafa Kemail’in devrimciliğine gölge düşüremediler. Mülk sahiplerine dokunmayan bir devrimci dönüşümün bir ülkeyi uzun süre ayağa kaldırma şansı yoktur” ifadelerini kullandı. 1920’lerde Sosyalist çizginin başarı şansının olmadığını vurgulayan Okuyan; “O dönem başka bir çizgi devrime damga vurdu. Biz bunu kabulleniyoruz. İyi ki de o çizgi başarılı oldu; yoksa tersi Osmanlıcı, parça parça edilmiş bir Anadolu’ydu. Bunun korkunç sonuçları olurdu. Bu nedenle iyi ki Kemalistler damga vurdu” diye konuştu.

YAZARLARIMIZ MEKTUP GÖNDERDİ

1920’lerde sosyal demokratların mücadeleye destek vermediğini, işgalleri desteklediğini belirten Okuyan; “Komünistlerle Kemalistlerin arasındaki 1920’lerdeki ittifak anlamlı bir ittifaktır. Mülk sahibi sınıfların bu ülkeye çektirdikleri 100 yıl içinde çok arttı. Gereğinden uzun ve acımasız bir kapitalizm var. Temel meselemiz; tarikatlar düzeniyle hesaplaşmamız, cumhuriyete saldıranlarla mücadelemiz ve emperyalizmle mücadelemiz açık. Bu ülkedeki holding ve tarikatlar düzeninin uluslararasına yansımasını bir milli dava olarak görülmesinden vazgeçilmesi gerekiyor. İçerde kötü olan dışarda iyi olmaz. Çünkü; ortada ulusal çıkar değil, sermeye çıkarı vardır. Ulusal çıkar emeğin çıkarıdır. Sermaye egemenliğinde; laiklik, cumhuriyet, ulusal egemenlik olmaz” dedi. Gazetemizin yazarları Prof. Dr. Emre Kongar, Zülal Kalkandelen ile Mehmet Ali Güller ise kurultaya mektup gönderdi.

‘CUMHURİYET DEVRİMLE ORTAYA ÇIKTI’

“Cumhuriyet nasıl kaybedildi?” başlıklı çalıştayın diğer konuşmacısı ve gazetemiz Cumhuriyet’in yazarlarından Barış Terkoğlu; “Cumhuriyet iyi bir fikir ama varoluşu devrimle ortaya çıkmasından geliyor. Cumhuriyet bu hâle eşitlik düzeninden koparıldığı ve bu durum kanıksandığı için geldi. Cumhuriyet bu hâle anayasa yıkım iktidarlarıyla geldi. Merkezine emperyalist sistemin çıkarlarını koymuş politikaların kabulü ile geldi. Tarikat ve cemaatler iktidar ortağı yapıldığı için geldi. Alt kimlik, üst kimlik kavramlarıyla varoluşu etnisite ve mezheplerle tanımlayanlar sayesinde geldi. Bir iktidar odağı yaratılmadan cumhuriyet yaşatılamaz. O yüzden Roma’ya çıkan tüm yolları birleştirmek lazım. Yaşasın Cumhuriyet” ifadelerini kullandı.

‘CUMHURİYETİN VE LAİKLİĞİN AYRI BİR TARİHİ YOKTUR’

Kurultayın “Laikliği nasıl yeniden inşa edeceğiz?” başlıklı 2’inci çalıştayında konuşan eski AYM Raportörü Ali Rıza Aydın; “Cumhuriyetin ve laikliğin ayrı bir tarihi yoktur, sınıfların tarihi ile özdeştir. Sömürücülerin elinden cumhuriyeti kurtaramazsak laikliğin geleceği de ihanetin içine doğarak devam edecektir. Kısmi laiklikle avunan bir emekçiler yığını ne cumhuriyeti koruyabilir ne de cumhuriyeti halkın cumhuriyeti yapabilir. Sömürücülerin düzeni kuralları içinde laik bir cumhuriyet kurulacağı yanılsamasından kurtulmak zorundayız” dedi.

‘ÜLKEMİZ BÜTÜNCÜL KUŞATMA ALTINDA’

2’inci çalıştayın diğer konuşmacısı ve gazetemiz Cumhuriyet’in yazarlarından Prof. Dr. Ahmet Saltık ise “Ülkemiz bugün giderek koyulaştırılan bir bütüncül kuşatma altında. Bu toprakların insanları iyi bir öncülük ve örgütlenmeyle bu gerici kuşatmayı yarabilirler. Bu birliği ve önderliği bir kez daha tesis edip bu topraklarda başı dik, onurlu Anadolu insanları olarak yaşayacağız” diye konuştu.

‘YENİ BAĞIMSIZLIK HAREKETİ YARATMALIYIZ’

“Ekonomide halk egemenliğini nasıl kuracağız?” başlıklı 4’üncü çalıştayda konuşan iktisatçı Serdar Şahinkaya ise “Türkiye devleti kamucu kalkınmacı ve halkçı devlet niteliğinde yeniden kazanılırken emek üretkenliğini artırmak için planlamayı merkeze koyacak. Başka yolu yok. Yeni bir bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik hareketi yaratmak zorundayız. Kurultay bunu yaratacak halk hareketinin başlangıç noktasıdır” dedi.