Türkiye ve Irak arasında neden petrol krizi yaşanıyor?
Irak petrolü geçmişte Türkiye’nin günlük tüketiminde önemli bir paya sahipti. Ancak yaşanan anlaşmazlıklar sebebiyle Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı 2023 yılından bu yana devre dışı. Konu aynı zamanda uluslararası yargıya taşınmış durumda. Türkiye ise hattın yeniden faaliyete geçmesini talep ediyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 29 Temmuz Salı günü yaptığı açıklamada yeni enerji anlaşması taslağına bu yönde bir talebin eklendiğini duyurdu:
“Bu boru hattı günde yaklaşık 1,5 milyon varil kapasiteye sahip. Şu anda akış yok. Zaten çalıştığı dönemde de tam kapasiteyle çalışmamıştı. Bizim gönderdiğimiz nota da bu yönde: Bu boru hattının tam kapasiteyle kullanılmasını garanti altına alacak bir mekanizma anlaşma taslağında yer almalı.”
Bayraktar ayrıca, hattın sadece Irakpetrolüne bağlı olmadan işleyebilmesi için güney Irak’a kadar uzatılması seçeneğinin de masada olduğunu söyledi:
“Bu hattın tümüyle Irak petrolüyle doldurulması gerekmiyor. Bu rakamlara ulaşmak için boru hattının Irak’ın güneyine kadar uzatılması gerekiyor.”

Fotoğraf: Colourbox/IMAGO/YAY Images
Hattın kapanmasının ardından Türkiye, enerji arzında dengeyi sağlamak için tedarik kanallarını çeşitlendirmişti. İran, Suudi Arabistan ve Rusya gibi ülkelerden ithal edilen petrol, Ceyhan hattının devre dışı kalmasıyla oluşan açığı büyük ölçüde telafi etmeye başladı.
Peki Irak ve Türkiye arasındaki petrol akışı neden durdu? Yaşanan anlaşmazlıklar neden mahkemeye taşındı?
Türkiye’nin tazminat ödemeye mahkum edilmesi
Irak ile Türkiye arasındaki petrol krizi, Irak’ın kuzeyindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) ile yapılan petrol ticareti nedeniyle patlak vermişti. Paris merkezli Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICC), 13 Şubat 2023 tarihli kararında Türkiye’nin Irak Anayasası’nı ve iki ülke arasındaki 1976 tarihli boru hattı anlaşmasını ihlal ettiğine hükmetti.
Enerji uzmanı Necdet Pamir’e göre ICC’nin Türkiye aleyhine verdiği karar iki temel ihlale dayanıyor. İlk ihlal, Irak Anayasası’na göre petrol ihracının sadece merkezi hükümetin yetkisinde olmasına rağmen Türkiye’nin KBY birlikte doğrudan ihracat gerçekleştirmesi. Pamir, bu durumu şöyle özetliyor:
“Irak Anayasası’na göre, Irak’ın ister güneyinde ister ortasında ister kuzeyinde üretilen petrolün ihracat yetkisi yalnız ve ancak merkezi hükümete ait. Kuzeyde üretilen petrole ‘Kürt petrolü’ diyerek Barzani’nin doğrudan satması Irak Anayasası’na aykırıydı.”

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı Erbil kentinde bir petrol rafinerisi Fotoğraf: Hamit Huseyin/Anadolu/picture alliance
İkinci ihlal ise Türkiye’nin 1973 tarihli Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması’na aykırı hareket etmesi oldu. Pamir’e göre:
“Anlaşmanın ilgili maddesinde, Türkiye topraklarındaki boru hattında Irak hükümetinin talimatları doğrultusunda hareket edilmesi gerektiği açıkça yazıyor. Ayrıca Ceyhan terminalinde Irak adına 24 saat uzman bulundurulabileceği maddesi de ihlal edildi.”
ICC kararında bu iki ihlalin altı çizildi ve Türkiye’nin 21 Mayıs 2014’ten itibaren Irak Petrol Bakanlığı talimatlarını ihlal ederek Ceyhan’dan petrol yüklemesi yaptığı belirtildi. Mahkeme, Türkiye’nin bu ihlaller nedeniyle 1.997.976.023,50 (1,9 milyar) ABD doları tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi. Daha sonra karşılıklı mahsuplaşmalar ve faiz düzenlemeleri sonrası bu tutar 1.471.390.486,05 (1,4 milyar) dolara düşürüldü.
Tahkim kararı kesinleşti mi?
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz da geçen hafta bu tazminat kararına ilişkin belgeleri sosyal medya hesabından paylaşarak “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yüce Divan’da yargılanmasına neden olacak belgeleri paylaşıyorum” dedi. Kararın kesinleştiğini öne süren Yavuzyılmaz, bu cezaya her geçen gün faiz de eklendiğini söyledi.
İletişim Başkanlığı ise sürecin devam ettiğini ve henüz kesinleşmiş bir ödeme yükümlülüğü bulunmadığını belirtti. Başkanlığın açıklamasına göre Tahkim kararının açıklanmasının ardından Türkiye, Paris’te iptal davası açtı. Bu dava henüz sonuçlanmadı. Ayrıca ABD’nin Washington bölgesinde açılan tenfiz davasında da Türkiye ve Irak karşılıklı tazminat taleplerinde bulundu.
Yargı süreci hâlâ devam ediyor ancak karar, Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Kurulu tarafından onaylanmış durumda ve uygulamaya açık nitelikte. Tazminatın hangi kamu kaynağından karşılanacağı ise belirsiz. Enerji Bakanlığının mı, hazine kaynaklarının mı kullanılacağına dair resmi açıklama yapılmış değil. Enerji uzmanı Necdet Pamir, kararın 2018 yılına kadar olan dönemi kapsadığını belirtiyor. Yeni bir cezanın daha gündeme gelmesi ihtimali var” diyerek ikinci bir tahkim dosyasına dikkat çekiyor:
“Şu sıralarda, Tahkim’de ikinci dava da sonuçlanmak üzere. Dolayısıyla 2 milyar dolara yakın bir cezanın daha gelebileceği öne sürülüyor.”
Türkiye anlaşmadan çıktı mı?
1973 yılında imzalanan Türkiye-Irak Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması’nın süresi ise 50 yıldı. Türkiye, 2026 Temmuz itibarıyla anlaşmadan çekileceğini duyurdu. 27 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Türkiye, anlaşmayı sonlandırma iradesini ilan etti. İletişim Başkanlığı, bu kararın “Meclis’e açıklama yapılmadan alındığı” yönündeki iddiaları yalanladı:
“Söz konusu anlaşma 1973’te yürürlüğe girmiş, 2010’da yenilenmiş; değişen bölgesel koşullar ve enerji piyasalarındaki gelişmeler çerçevesinde güncelliğini yitirmiştir. Türkiye ile Irak arasında daha kapsamlı bir enerji iş birliği süreci başlatılmış, bu doğrultuda mevcut anlaşmanın 27 Temmuz 2026 itibarıyla sona ereceğine dair Cumhurbaşkanı Kararı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.”
Türkiye neye itiraz ediyor, ne öneriyor?
ICC’nin kararına itiraz eden Türkiye, Irak’la enerji ilişkilerini yeniden tanımlayacak yeni bir çerçeve anlaşma öneriyor. Enerji Bakanı Bayraktar açıklamasında yeni anlaşmanın yalnızca petrol akışını değil, doğal gaz, petrokimya ve elektrik gibi alanlarda da daha geniş kapsamlı iş birliğini kapsamasını hedeflediklerini söyledi. Bayraktar ayrıca Kerkük-Ceyhan hattının tam kapasiteyle kullanılması için bir mekanizma oluşturulmasını talep ettiklerini belirtti.

Irak’ın güneyindeki Basra bölgesinde bir petrol ve doğal gaz rafinerisi Fotoğraf: Haidar El Asadi/AA/picture alliance
Ancak Irak merkezi hükümeti de eş zamanlı olarak Türkiye’yi dışlayan alternatif bir ihracat hattı üzerinde çalışıyor: Kerkük-Baniyas Boru Hattı. Bu hattın Suriye üzerinden Doğu Akdeniz’e açılması planlanıyor. Necdet Pamir’e göre bu proje, Türkiye’ye karşı bir baskı unsuru olarak gündemde:
“Irak tarafı, Kerkük-Baniyas Boru Hattı’nı canlandırırız, Türkiye’yi by-pass ederiz noktasında, Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor.”
Pamir, yaşananların yalnızca teknik bir mesele değil, aynı zamanda uzun süredir ihmal edilen diplomatik ve hukuki sorunların bir sonucu olduğunu vurgulayarak “Ben 2012 yılından beri, bu hukuki sorunlarla dolu ‘ticaret’ nedeniyle sıkıntı yaşanacağını defalarca dile getirdim. Ve ne yazık ki öyle de oldu” diyor.
(DW Türkçe Muhabiri Dilek Şen’in katkılarıyla)